Ülkemizin içeriden ve dışarıdan kuşatıldığı, haince saldırı ve Cumhuriyeti ortadan kaldırma girişimlerinin zirve yaptığı olağanüstü bir dönemin tam içerisinde bulunuyoruz.
Büyük Türk Atatürk'ün gençliğe hitabede, yüksek basireti ile ifade ettiği, "dahili ve harici hainler" bütün atlarını ve itlerini nallayarak güzel ülkemizi bölme ve parçalamanın gayretindeler...
Bu arbede ve hengamenin içerisinden çıkabilmenin tek ve yegane çaresi; bu coğrafyayı kendine vatan etmiş aziz Türk Milletinin her an ve her zaman uyanık, diri, bir ve birlik içerisinde hareket etmesidir...
Aziz Türk Milletinin en büyük genetik hasleti, vatanını ve bağımsızlığını her türlü değerinin birinci sırasına koymasıdır.
Mevzuya bahis Vatan ise geriye kalan bütün değerlerin "teferruat" olarak değerlendirilmesi bu genetik hasletten gelmektedir.
15 Temmuz gecesi vatan hainlerinin, yıllarca planlı bir şekilde sızdıkları silahlı kuvvetler içerisinden ihtilal girişimini, önce bu milletin "peygamber ocağı" dediği bütün silahlı kuvvetler mensubu, genel kurmay başkanından er'ine kadar, önlemiş, bu millet de sokağa dökülerek vatan hainlerinin teşebbüsünü, canları pahasına, akim bırakmıştır...
Anadoluyu, her karışını kanıyla ödeyerek, kendisine vatan yapan bu aziz milletin gideceği başka bir coğrafya yoktur.
Bu vatan bu milletin ebedi olarak kalacağı "son istasyon"dur.
Hiç bir illegal yapının sinesinde barınamadığı "son istasyon."
Birbirini anlayan, birbirini hoş gören ve birbirini hazmeden insanların bir arada yaşadığı "son istasyon."
Fikri hür, irfanı hür, vicdanı hür olanların buluştuğu, hukukun üstün tutulduğu "son istasyon..."
Yeniden son istasyonda buluşmak dileği ile...