Çok değil, bundan daha on onbeş yıl öncesine kadar Üniversite lojmanlarında oturan bir yakını olmak, çoğu aileler için bir şans, bir ayrıcalık olarak değerlendirilirdi.

Özellikle de kadınlar arasında…

Aile boyu akrabaya gidilir, sırayla banyolar yapılır, çamaşırlar yıkanır, kurutulur eve dönülürdü.

Sebebi gayet basitti aslında bunun.

Üniversite lojmanlarında 24 saat sıcak su, pencereler sıcaktan açılır zemheride bile.

Ama buna mukabil şehirde sıcak sulu ev sayısı oldukça mahdut…

Artık o günler mazide kaldı tabii.

Şimdi de şehirdeki evler Üniversite lojmanlarının kat be kat konforuna sahip.

Lojmanlar hala kendi kuyularının suyunu içiyor (son derece sağlıksız bir su) ve hala merkezi sistemden sıcak su alıyor.

Üniversite yönetimi lojmanlara sıcak su vereceğim diye kilometrelerce sıcak su dolaştırıyor sistemde.

Milyonlarca liraya mal oluyor bu iş, Üniversite bütçesine.

Duydum, sevindim…

Kangren olmuş bu meselelere parmak basmış Ömer Hoca

Hem Üniversite adına ve hem de lojman sakinleri adına.

Rektör Çomaklı Hoca Üniversitenin su şebekesini yen baştan yeniliyor ve şehir şebekesine bağlıyormuş.

Böylece Üniversitede yaşayanlar da sağlıklı, mikropsuz su kullanabilecekler.

Şunu da biliyorum ben.

Yaygın kanaat, Üniversite’nin suyunun daha iyi olduğudur, şehir şebeke suyundan.

Velakin bu yanlış bilinen bir doğrudur ve tıpkı üzerinde “mikropludur içmeyiniz” yazan mahalle çeşmeleri gibidir bu su… 

Ayrıca, her lojmana doğal gaz bağlatarak hem ocakları LPG den, yani tüp kullanmaktan kurtarıyor ve konulacak şofbenlerle de sıcak su imkanı sağlıyor hanelere…

Bin den fazla sayıdaki bu lojmanlar da, artık şehirdeki konutların konforuna bir nebze yaklaşmış olacak böylece…

Hazır Ömer Hoca bu kangrene neşter atmışken, bir öneride de ben bulunayım Rektör Bey’e;

Bu lojmanlara birer tane de, yaşlı, hasta ve engellilerin kolayca kullanabilecekleri “asansör” yerleştir hocam.

Yapacağına da eminim zira, lojmanlar engelliler için engellerle dolu bir parkur adeta…

Marifet iltifata tabidir hükmünce teşekkür edelim kamu adına Ömer Hocaya.

Sağlıkla, huzurla kalın…