Atatürk Üniversitesi Öğretim görevlilerinden Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, Erzurum’da Arkolojik park projesine dikkat çekti.
Mimarlık ve Tasarım Fakültesi Dekanı Prof. Dr. Hasan Yılmaz ile hazırladıkları Arkolojik park projesi hakkında bilgi veren Prof. Dr. Alpaslan Ceylan, şehrin tarihine ışık tutacak bir proje olduğunu belirtti.
//PROJENİN İÇERİĞİ
Ceylan, projenin kapsamı hakkında şu bilgilere yer verdi: “ Arkeolojik alan koruma altına alınarak, tahribatın önüne geçilecek. Şehrin tarihine ışık tutulacak. Rehberli turlar ve güncel sanat etkinlikleri düzenlenecek. Bilgi danışma merkezi ve eğitim atölyesi kurularak, kale alanı etkinlikler merkezi haline getirilecek. Arkeolojik alanın etrafında halkın kullanımına açık bir koruma bandı ve yeşil alan oluşturulacak. Tarihi alan, bir kültür ve dinlenme alanı olarak gezilebilecek Alan, bölgenin gelişmesine ve yaşamın zenginleşmesine katkıda bulunacak
//TARİHİ DOKU KORUNACAK
Sürdürülebilir bir planlama modeliyle kültürel mirasın korunması ve gelişmesini, birbirileriyle çelişmeden, yan yana var olabilecekleri gösterilecek. Erzurum yeni bir müze kazanacaktır. Çifte Minareli Medrese ile uyumlu olacak, tarihi dokuya uygun tasarım gerçekleştirilecektir. Bu alanda oturma birimleri, tarihi dokuya uyumlu zemin kaplamaları, kaleye ulaşım için yol sirkülasyonu, drenaj sistemi, spot aydınlatmalara yer verilecektir. Ana düzenleme ilkesi iki tarihi dokuyu (kale ve medrese) birbirine bağlayıcı bir tasarım düşünülmektedir. Tarihi dokuya baskı oluşturacak herhangi bir fiziki yapıya yer verilmeyecektir. Kullanılacak bitkisel materyal bodur ağırlıklı, çevreye ve tarihi dokunun ana karakterine uyumlu olacaktır. Donatı elemanları (çöp, zemin kaplaması, aydınlatma, bank vs.) malzemeleri doğal yapı özelliği taşıyacaktır. Kale içi mevcut yapısı korunacaktır. Alan içerisinde ulaşımı sağlamak üzere sirkülasyon / yol sistemi oluşturulacaktır. Kullanarak koruma fikri egemen olacaktır. Bu amaçla uygun alanlara doğal ve tarihi yapıyı bozmadan oturma birimleri ile hizmet üniteleri düşünülmektedir. Bitkisel materyalde kale içinin tarihi atmosferini bozmayacak şekilde yapay ve ıslah edilmiş bitkisel materyal kullanılmayacaktır. Çim yüzeyler yenilenecektir. Seyir terasları korunacak ve güvenlik için gerekli önlemler (tarihi dokuya uyumlu koruma bariyerleri / çit) alınacaktır. Bu alan kalenin batısında yer almaktadır. Otopark sistemi ile hizmet ünitelerinin (büfe, restaurant, kameriye, çardak, bank vb.) yer alması planlanmaktadır. Uygun bitkisel tasarımlara yer verilecektir. Bu alan kalenin kuzeyinde, eğimli olarak konumlanmıştır. Bakı terasları, yürüme yolları, uygun plantasyonlar, ev stabilizasyonu, aydınlatma ana tasarım ilkelerini oluşturmaktadır. Alan çevresinde (3 ve 4 no’lu) uygun tarihi evler pansiyon veya konaklama ünitelerine çevrilmesi düşünülmektedir. Ayrıca yöresel mutfak, el sanatları, sergi vb. olarak bu binalar düşünülebilir. Kalenin doğusunda yer alan bu kısımda bakı terasları, yürüme yolları, zemin kaplamaları / otantik planlanmaktadır. Kalenin hemen girişinde yer alan bu kısımdaki hamam yenilenerek genel kullanıma açılması planlanmaktadır. Ayrıca bu alanda çardak, çay evi ve teraslara yer verilecektir. Plantasyon olarak çim yüzeyler ve Türklerin geleneksel soğanlı bitkileri kullanılacaktır. Bu kısımda tarihi bir mescit olup bu mescidin aslına uygun olarak restorasyonu yapılarak, iç donanımları (aydınlatma, ısıtma, halı vb.) yenilenerek kullanıma açılması hedeflenmektedir. Dış bahçesinde tarihi çeşme ve donatılara peyzaj tasarımı yapılacaktır. Bu alan çevresinde yer alan tarihi toplar kaldırılarak kale içinde yürüme yolları çevresine dağıtılacaktır. Tarihi top mermileri, kullanıma hazır gülleler uygun alanlarda tasarım üniteleri ışığı altında sergi amaçlı kullanılacaktır.”