Sağlık Bakanı Recep Akdağ, üniversitelerin ülkelerin kalkınmasındaki en önemi kurumların başında geldiğini, bilim adamlarının siyasetçilere yol gösterip, insanlığın refahını geliştirip bireylerin özgürlüğüne, mutlu yaşamasını katkı sağlaması gerektiğini belirtti.
GENİŞ ÇAPLI KATILIM
Atatürk Üniversitesi'nin ev sahipliğinde düzenlenen 'İkinci Avrasya İpekyolu Üniversiteler Toplantısı' Kültür ve Gösteri Merkezi'ndeki törenle başladı. 'Yükseköğretimde Oluşturulan Köprüler: Bir Avrasya Modeli arayışı ve ESRUC Konsorsiyumunun oluşturulması' başlıklı toplantının açılışına Sağlık Bakanı Recep Akdağ, Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, Vali Sebahattin Öztük, Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak ile Asya, Avrupa ve Afrika kıtalarındaki 27 ülkeden 97 üniversite rektörü ve üst düzey temsilcisi ile Türkiye'den 40 üniversite rektörü katıldı. 3 - 6 Haziran günleri arasında gerçekleştirilecek 2. Avrasya İpek Yolu Üniversiteleri Kongresi, klasik müzik dinletisiyle açıldı.
AKDAĞ’IN SUNUMU
Üç kıtadan bilim insanlarını Anadolu'nun zirvesinde görmekten son derece mutlu olduklarını belirten Sağlık Bakanı Recep Akdağ, 12 hazirandaki genel seçimler dönemine denk gelmesine karşın böylesi önemli bir toplantıya katılmayı gerekli gördüğünü söyledi. Geçtiğimiz yıl yapılan toplantıya da katıldığını, ikinci toplantıda katılımcı sayısının daha fazla olduğunu görmekten dolayı mutlu olduğunu kaydeden Bakan Akdağ, üniversitelerin, ülkelerin kalkınmasında en önemli kurumlar olduğunu dile getiren Bakan
AKDAĞ’IN KÜRESELLEŞME VURGUSU
Akdağ, "Bir şekilde organizasyon düzenleyebilirsiniz, demokrasinizi geliştirebilirsiniz, özgürlükleri genişletebilirsiniz. Bilimin vazgeçilmez ve paylaşılmasının vazgeçilmez olduğunu biliyoruz. Globalleşen dünyada, her ne kadar birbirimizle rekabet ediyorsak da iş birliğinin de kaçınılmaz olduğunu biliyoruz. Türkiye ve hükümetler olarak, son 9 yıl içerisinde bu bahsettiğim zihniyeti çok geliştirdik. Birlikte kalkınmak ve gelişmek. Bundan 8 - 9 sene önce Türkiye, etrafındaki ülkelerle sorunluydu. Tarihten
gelen menfaat çatışmalarından kaynaklanan sorunlar vardı. Bugün bu ülkelerin hiçbiriyle sorunumuz kalmadı. Çok iyi bir iş birliğine giriştik. Bu iş birliği önümüze daha rahat bakmamızı sağlıyor. Daha farklı planlar yapmamızı sağlıyor. Komşularımız ne kadar gelişirse, biz de o kadar gelişiriz. Bunu üniversiteler açısından da söylemek mümkün. Bu konsorsiyomun gelimesi çok heyecan verici. İpekyolu üzerinde tarih boyunca kültürler birbirleriyle alışveriş etmiş durumdadır. Üretilen madde ve mahsullerin alışverişi yapılmış, kültürler alışveriş yapılmıştır. İpekyolu üzerindeki ülke üniversitelerinin alışverişinin güçlendirilecek olması heyecan verici. Bu alışverişin, konsorsiyoma katılacak ülkelerin üniversitelerinin gelişmesine katkı sağlayacağı çok açık. Üniversiteden yetişen siyasetçi olarak, 'üniversite yönetimlerinin, siyasetçilerin ana görevi nedir, maksadı ne olmalıdır?' sorusuna kendimce bulduğum cevap, ana maksat insanlığın refahını geliştirmek, bireyin özgürlüğüne geliştirmek, mutlu
yaşamasını sağlamak olmalıdır. Bilimi geliştiren yeni yetişen gençleri eğiten araştırmalarla insanlığın daha rahat etmesini sağlayacak olan üniversitelerin bu coğrafyada bir araya gelmesi çok önemidir" diye konuştu.
KONSORSİYUM HEDEFİ
Oluşacak konsorsiyumun neyi hedeflediğinin ve bir model ortaya koyacak olmasının önemli olduğunu anımsatan Bakan Akdağ, "Meselenin sosyokültürel ve ekonomik boyutu ele alınmalı. Bir taraftan üniversiteler konsorsiyom altında işbirliği yaparken hangi alanda işbirliği yapılabileceğini, insanları nasıl mutlu kılabileceğimizi sizler araştırmalısınız. Siyasetçiler olarak bize yol göstermelisiniz. Biz doğumuzdan gelen İpekyolu'yla batıya doğru bir köprü halinde uzanan Türkiye'de bu tarihi İpekyolu'nu gerçek anlamda canlandırmak için çalışıyoruz. Karayollarını ciddi ölçüde geliştirdik. Önümüzdeki dönemlerde biraz daha gelişmiş, otoyollara dönüştürmüş olacağız. Bununla birlikte, demiryollarını geliştiriyoruz. İstanbul'dan gelip Erzurum üzerinden Tiflis'e uzanacak demiryolu, Trabzon'dan gelip Van üzerinden İran'a ulaşacak demiryolları projelerini yapmış durumdayız. Büyük finansman gerektiren projeleri, 2023 yılına kadar gerçekleştireceğiz. Bu işbirliğinizin gelişmesine imkan sağlayacaktır. İran'dan gelen yolları
ULAŞIM İMKANLARI ARTIYOR
Trabzon ve Rize limanına bağlayacak kara yollarını gerçekleştiriyoruz. Hepimiz insanın mutluluğu için çalışmalıyız. Bu dünyada çok konuşulan bir şey ama başarılabilen bir şey değil. Zengin ülkeler zenginken, fakirler fakirliğe mahkum kalıyor. Bu iş birlikleri fakir ve eğitimi düşük ülkelerin, eğitimin geliştirilmesiyle zenginleştirilmesine kaktıda buunabilir. Bu çok daha iyi yaşanabilir bir dünya verecektir. Dünyayı bu şekilde geliştirmek mümkün. Bu işbirliğinizden dolayı sizi tebrik ediyorum" diye konuştu.
ÖZCAN’IN SUNUMU
Günümüz dünyasında barıştan söz etmenin pek de mümkün olmadığını vurgulayan Yükseköğretim Kurulu (YÖK) Başkanı Prof. Dr. Yusuf Ziya Özcan, "Bunun için bu programı, geleneksel bir toplantı olarak görmeyelim. Çok daha ötesinde anlamı var. Tek başımıza, işlerimizi gerçekleştiremeyebiliriz. Enerjilerimizi birleştirmeli, sinerji oluşturmalıyız. Bu şekilde başarıya ulaşabiliriz. Burada yaptığımızla da bu güçlü ve zayıf yönlerimizi görüyoruz ve insanlık için bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Bunu yapmamız lazım. Çünkü bildiğiniz gibi dünya, küreselleşme sürecinden geçiyor. Bu süreçte aslında kısaca açıklamak gerekirse ülkeler arasında sınırların kalktığı bir süreçten bahsediliyor. İki sonuç var. Bunlardan ilki iş birliğini gündeme getiriyor. Rekabeti de beraberinde getiriyor. Küreselleşme nedeniyle iş birliğine geçmek ve rekabet etmek zorundayız. Bunu yapmamız lazım. Bunları yapmazsak kendi statümüzü muhafaza edemeyebiliriz. Toplantının Türkiye adına bir anlamı var. Yükseköğrenim sistemini bütün dünyaya açıklamayı hedefliyoruz. Sistemimizi size tanıtmak istiyoruz. Bu sayede iş birliğini gideceğiz. Güçlü ilişkiler sağlayacağız. Türkiye'de yüksek öğrenimde karşılaştığımız sorunlar yabancı öğrenci eksikliği. Türkiye'de şu an 22 bin öğrenci var. Bu sayı, 15 yıl önce de aynıydı. Yurt dışındaki öğrenci sayımız ise 50 bin civarında. Önemli bir uyumsuzluk görüyoruz. Bu açığı kapatmamız lazım. Diğer ülkeler içinde geçerli bir konu. Türkiye, yabancı öğrencilerin olabildiği kadar
kolaylıkla kabul edebilmek için yapısal değişiklik yaptık. Müfredatta yabancı öğrenci seçme sınavı vardı, kaldırdık. Böyle bir sınav yok artık. Öğrencileri kabul etmenin kriteri üniversitelere kendilerine bırakıldı. Kendileri karar veriyor. Yani öğrenci değişimi için altyapıyı hazırladık. Üniversite protokolleri imzalanıyor. Birkaç yıl içinde öğrenci değişimini artıracağız. Umarım bu toplantı bu hedeflere ulaşılmasında bize yardımcı olur, yol gösterir" diye konuştu.
KOÇAK KONUKLARA SESLENDİ
İkinci Avrasya İpekyolu Üniversiteleri toplantısını gerçekleştirmekten dolayı mutlu olduklarını dile getiren Atatürk Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak, "Eminim ki bu tür iş birlikleri daha birçok bilimsel projeyi de beraber getirecektir. Kültür ve sosyal aktiviteler için önemli bir adım olacaktır. Toplumlar arası samimi ve barışçı ilişkiler de güçlenecektir. İpekyolu üzerinde yer alan Atatürk Üniversitesi, bu konuda önemli bir sorumluluk alacaktır. Uzakdoğu'ya, Orta Doğu'ya, Kafkasya'ya, Avrupa'ya uzanan anlamlı toplantıyı başarıyla sonuçlandıracağız" diye konuştu.
KÜRESELLEŞMEDE REKABET VE BİLİMSEL PAYLAŞIM ÖNEMLİ
AÜ Rektörü Prof. Dr. Hikmet Koçak da tarihi İpekyolu üzerinde yer alan Erzurum'un bir çok medeniyete ev sahipliği yaptığını anlattı. Prof. Dr. Koçak, yayınlanan bilimsel makele sayısıyla dünyanın sayısı üniversiteleri arasındayer aldıklarına işaret etti. Dünyanın küreselleştiğini ve ülkeler arasında sınırların kalktığına vurgu yapan Prof. Dr. Koçak, "Küreselleşen dünyada artık rekabet ve bilgi paylaşımı ön plana çıktı. Üniversite olarak küreselleşmeye katkı sağlamak, rekabet ve bilimsel paylaşımlara önem ve öncelik veriyoruz. Gerçekleştirdiğimiz ve geleneksel hale getirmeyi hedeflediğimiz bu toplantılar da bunun önemli bir parçası." şeklinde konuştu.
HABİBBEYLİ’DEN ERZURUM’A ÖVGÜ
Konuk bilimadamları adına konuşan Nahçıvan Özerk Cumhuriyeti Üniversitesi Rektörü Prof. Dr. İhsan Habibbeyli ise Türkiye'de ve Erzurum'da bulunmaktan mutluluk duyduklarını dile getirdi. Prof. Dr. Habibbeyli, söz konusu sempozyumda Avrupa, Asya, Kafkasya ve Ortadoğu'daki güncel sorunların derinlemesine ele alınıp, önemli kararlar çıkacağına inandığını söyledi. Konuk bilimadamı Erzurum'un doğu ile batının kucaklaştığı önemli bir noktada yer aldığını da sözlerine ekleyerek, "Erzurum, doğu ilebatı arasında çok itibarlı bir köprü, tarihi misyonu vevizyonu olan önemli bir kent. Burada olmaktan çok mutluyuz." ifadelerini kullandı.