Terör örgütü elebaşılarından Murat Karayılan, süreci renginin bir iki hafta içinde netleşeceğini belirterek, “Gelinen aşamada AKP’nin kesesinde bir şey varsa, bunu çıkarıp pratikleştirmesi, işleme koyması gerekmektedir. Yoksa herkes kendi yolunda yürüyecektir. Kürt sorunu salt bir müsteşarlıkla çözülebilecek bir sorun değildir; çözüm için yasal ve anayasal bir derinliği gerektiren bir sorundur. Bu açıdan müzakere sürecinin yasallaştırılması artık gerekli bir husustur. Aksi durumda ise büyük bir çatışmaya ve parçalanmaya götürür. Biz burada kimseyi tehdit etmiyoruz. Gerçeklik budur.” ifadelerini kullandı.
"ÖCALAN'IN DEDİĞİ OLMAZSA PARÇALANMA GELİŞİR"
Çözüm süreciyle ilgili Fırat Haber Ajansı’na açıklamalarda bulunan Karayılan,“Önderliğimizin dayattığı gönüllü birlik projesi kabul edilmezse parçalanma gelişir.Çözüm kendisini kapıya dayatmıştır. Sen çözümü elinin tersiyle itersen ya da yine çeşitli numaralarla oyalayarak sıvışmayı esas alırsan bu hiç kimsenin istemediği felaketlere yol açacak bir girişim anlamına gelir. Bu açıdan gelinen noktada herkesin ciddi olması ve sorumlu yaklaşması şarttır.” dedi.
‘Gerçekten süreç bir çözüme doğru evrilecek ve çözüm yolunda ilerleme mi kaydedecek, yoksa bu süreç tümüyle son bulup yeni, farklı ve kapsamlı bir direniş süreci mi başlayacak’ noktasında bir netleşmenin yaşanacağı günlerde bulunduklarını belirten Karayılan, “Bu açıdan bu, hakikaten önemli ve ciddi bir konudur ve bütün ilgili kesimlerin bu konuya büyük bir ciddiyetle yaklaşması gerekmektedir.” ifadelerini kullandı.
Öcalan’ın ‘geri çekilmenin sağlıklı yapılabilmesi için TBMM’nin bir kanun çıkarmasını talep ettiğini anımsatan Karayılan, şunları dile getirdi: “O zaman daha hızlı ve kısa sürede çekilme gerçekleşirdi. Ama AKP hükümeti bütün ısrarlarımıza rağmen böyle bir adım atmadı. Göstermelik bir komisyon kurdular, o komisyon da zaten işlev kazanmadı. Yani müzakere çerçeve yasası çıkmadı. Onun yerine görüşmeye giden MİT mensuplarını güvenceye alan bir yasa çıkardılar. Bu tabii ki soruna bir cevap değildi.
Karayılan açıklamalarını şöyle sürdürdü:
AKP’nin çözüm projesi, yumuşatılmış ve zamana yaydırılmış bir asimilasyon formülüdür. Yumuşatarak, zamana yayarak Kürdün de ölümünü kabul ettiği bir çözüm formülüdür. Formülü 1925’ten beri var olan katı inkar, yok sayma ve yasaklama yerine, yasal düzeyde değil de lafta, “Kürtler de var, herkes kardeştir ama anadilde eğitim yasaktır; isteyen kendi özel okulunu açabilir, TV serbest ama TV’de anadilde eğitim anlamına gelebilecek programlar yasaktır’ formülüdür. Bunun için Tayyip Erdoğan her gerekli gördüğünde ‘tek millet, tek vatan, tek bayrak’ diyor. Bunu diyen ‘tek dil’ de der tabi. Bunlar zaten ‘tek dil’ de diyor.
Eğer gerçekten çözüme dönük devletin ve hükümetin böyle bir kararı varsa, bu kararın önümüzdeki 1-2 hafta içinde açığa çıkması gerekmektedir. Gelinen aşama kritik ve hassas bir aşamadır. Aslında yol ayrımı gibi bir aşamadır. Biz bu sorunu Önderliğimizin geliştirdiği diyalog temelinde müzakere ile çözmeyi öngörmekteyiz. Gelinen aşamada AKP’nin kesesinde bir şey varsa, bunu çıkarıp pratikleştirmesi, işleme koyması gerekmektedir. Yoksa herkes kendi yolunda yürüyecektir. Biz hareket olarak artık daha fazla oyalamaya yol verecek bir pozisyona düşmeyeceğiz ve bunu kabul etmeyeceğiz.