Kültür ve Gösteri Merkezi’nde gerçekleştirilen konferansta Karaçay, 1953 yılında DNA’nın keşfedilmesinin insanlık tarihinde yepyeni bir sayfa açtığını söyledi.
“Aradan geçen sürede genetik bilginin ve biyolojik sistemlerin nasıl çalıştığını öğrenmekle kalmadık, izleyici koltuğundan kalkıp canlıların yaşam kodunu değiştirerek yaşam süreçlerine yön verebilir hale geldik” diyen Karaçay, gen tedavisi ile hastalığa sebep olan genlerin yerine sağlıklı kopyalarını aktarıp tedavisin sağlandığı bir dönemin başladığını ifade etti.
YEPYENİ BİR ÇAĞIN KAPILARINI ARALADIK
Moleküler Yaşam Bilimlerindeki bu baş döndürücü gelişmelerin özellikle bireysel tıp, kalıtsal hastalıklarla mücadele, kişiye özel ilaç uygulaması, sağlıklı ve uzun yaşam gibi konularda yepyeni bir çağın kapısını insanlığın önüne açtığını savunan Doktor Karaçay, şöyle devam etti:“İnsan kök hücrelerini elde ettikten sonra, vücudumuzu oluşturan hücrelere ve dokulara dönüşüm programlarını öğrenerek insan ömrünü uzatma yönünde önemli çalışmalar yapmaya başladık. 2000 yılında ilk defa insanın yaşam sırrını içeren genetik kodunu okumayı başararak, her alanda etkilerini göreceğimiz yepyeni bir çağın kapılarını aralamış olduk. Artık her yeni doğan bireyin, altı milyar harfle yazılmış bir ‘kullanım kılavuzuyla’ birlikte dünyaya geldiğini biliyoruz. O kılavuzda insanın sırları var ve biz onları daha çocuk ana rahmindeyken artık biliyoruz.”
“BİLİME SAHİP ÇIKALIM”
Türkiye’nin bazı konularda geride kaldığını ifade eden Karaçay, bunlardan birinin de moleküler yaşam bilimleri alanı olduğunu bildirdi.
Bilimin kimsenin tekelinde olmadığını, gözlem-keşif ve uygulama becerisine sahip bütün toplumların modern ve çağdaş bilimlere sahip olabileceğini vurgulayan Karaçay, Türkiye’nin bu konularda gerekli düzenlemeleri yapması ve adımlar atması gerektiğini vurguladı.
ÇALIŞMALARINI KİTAPLAŞTIRDI
ABD Iowa Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatri Bölümü Çocuk Nörolojisi Kürsüsü Öğretim Üyesi Dr. Bahri Karaçay, Moleküler Yaşam Bilimlerindeki bu baş döndürücü gelişmeleri 2009 yılından beri TÜBİTAK Bilim ve Teknik Dergisi`ndeki yazılarıyla okurlara ulaştırmaya çalışıyor. Karaçay geçtiğimiz Aralık ayında TÜBİTAK popüler bilim kitapları arasında yayımlanan “Yaşamın Sırrı DNA” adli kitabı ile insanlığın geleceğini yönlendirecek bilim dalı olarak görülen moleküler yaşam bilimlerindeki en son gelişmeleri okurlarına aktarmaya devam ediyor.
KARAÇAY, KİMDİR?
İnsan genetik hastalıkları dalında yaptığı çalışmalarla ABD Ohio Eyalet Üniversitesi’nden master ve doktora derecelerini alan Karaçay, aslan Erzurumlu. Temel eğitimini Erzurum’da, üniversite eğitimini ise Atatürk Üniversitesi’nde yapan Karaçay, şu anda ABD Iowa Üniversitesi Tıp Fakültesi Pediatri Bölümü Çocuk Nörolojisi Kürsüsü’nde öğretim üyesi olarak çalışıyor. Karaçay’ın nörolojik doğum kusurları konularında yürüttüğü bilimsel çalışmaları Amerikan Ulusal Sağlık Örgütü (NIH) ve Amerikan Kanser Enstitüsü tarafından destekleniyor.
Konferanstan sonra Atatürk Üniversitesi Rektör Yardımcısı Prof. Dr. Sebahattin Tüzemen, Dr. Karaçay’a bir onurluk takdim etti. Karaçay konferanstan sonra “Yaşamın Sırrı DNA” adlı kitabını da okuyucuları için imzaladı.