Savcı Hakan Kılıç'ı 'Senin adaletin bu mu?' diyerek öldürdüğü öne sürülen zanlı Barış B.'nin bir dönem PKK'nın dağ kadrosunda bulunduktan sonra etkin pişmanlıktan yararlandığı ortaya çıktı. Ağrı'nın Doğubayazıt ilçesinde alışveriş yaparken uğradığı silahlı saldırı sonucu ağır yaralanan Cumhuriyet Savcısı Hakan Kılıç (30), yoğun bakımda verdiği yaşam mücadelesini kaybetti. Kılıç, tedavi gördüğü Ankara Yıldırım Beyazıt Üniversitesi Atatürk Eğitim ve Araştırma Hastanesi'nde öldü. Savcı Kılıç'a yapılan saldırının detayları ortaya çıkmaya başladı. Ağrı Emniyet Müdürlüğü tarafından oluşturulan özel ekip, saldırıyla ilgili yaptığı geniş çaplı araştırmalar sonucunda zanlının Doğubayazıt nüfusuna kayıtlı Barış B. (30) olduğunu belirledi. Alınan bilgiye göre, Barış B., yıllar önce PKK'ya katılarak bir süre dağ kadrosunda yer aldı. Ancak örgütten kaçan zanlı, güvenlik güçlerine teslim oldu. Tutuklanıp Erzurum 2. Ağır Ceza Mahkemesi'nde yargılanan PKK'lı Barış B., yargılama sonunda silahlı çatışmalara katılmadığı tespit edildiği için örgüt üyesi olmak suçundan 12 yıl 6 hapis cezasına çarptırıldı. Barış B., yaklaşık 2 yıl hapis yattıktan sonra "etkin pişmanlık" yasasından faydalanıp serbest kaldı.
O DÖNEMİN MAHKEME BAŞKANI VE HAKİMLERİNİN VERDİĞİ GEREKÇELİ KARAR
Barış B.'nin yargılandığı dosyada o dönemin mahkeme başkanı Bayram Yılmaz'ın ile üye hakimler Şükran Alemdağ Koçöz ve Kadir Kaya'nın verdiği gerekçeli karar şöyle açıklandı:
"Erzurum DGM Cumhuriyet Başsavcılığı'nın iddianamesiyle sanığın 2001 yılı Mart ayı içinde ikamet ettiği Doğubayazıt ilçesinde HADEP Gençlik Kollarında faaliyette bulunduğu sırada Mustafa Kebude isimli şahsın telkinleriyle KADEK terör örgütüne sempati duymaya başladığı ve örgütün Tendürek üssünde sorumlu Sidar (K) isimli şahısla görüşerek katılma iradesini belirtip terör örgütüne katıldığı 21 gün süre ile Tendürek üssünde kaldıktan sonra örgüte katılan diğer şahıslarla birlikte yurt dışına çıktığı, yurtdışı kamplarında silah, sızma, pusu, baskın, bixsi, el bombası şeklinde askeri ve Kürt tarihi Apo'cu felsefe, PKK tarihi ve psikolojisi gibi eğitim aldığı ve eğitimi tamamladıktan sonra Kandil Dağı Kordek bölgesinde bulunan Serdilhan isimli liderliğinde grubuna katılarak silahlı nöbet tutup, savaşçı olarak görev aldığı, siyasi eğitim sırasında PKK'nın yeni isminin KADEK olduğu ve mücadelenin bu isim altında yürütüleceğini öğrenildiği ve örgüt içinde Rohat Azad kod ismini kullandığı 11. 05. 2002 tarihinde terör örgütünden kaçarak Kuzey Irak'taki Peşmerge güçlerine teslim olduktan sonra kendi isteğiyle 19. 06. 2002 tarihinde Türk Silahlı Kuvvetleri aracılığıyla 20.06.2002 tarihinde Habur Gümrük Kapısı'ndan teslim edildiği ve eylemlerinin PKK terör örgütünün sayır efradı olmak suçunu oluşturduğu iddiasıyla eylemine uyan TCK 168/ 2 maddesi gereğince cezalandırılması istemiyle kamu davası açılmıştır.
Sanık savunmasında 21.06.2002 tarihli kollukta alınan ifadesinde Rohad Azad kod Barış Batur olarak 8 sahifeden ibaret Mustafa Kehude isimli şahsın telkinleri etkisiyle Tendürek Dağı üs sorumlusu Sidar Koda başvurarak 2001 yılında PKK terör örgütüne kendi rızasıyla katıldığına Şehit Harun kampında askeri ve siyasi eğitim aldığını Kandil Dağı bölgesinde birinci ve ikinci timde savaşçı olarak 6 ay kadar görev yaptığını 11.06.2002 tarihinde kaçma fırsatı bulup Kuzey Irak üstünden TSK'ya teslim olduğunu
belirterek kampa kaldığı sürede eğitim konularıyla idari yapısı, örgüt liderleri hakkında ayrıntılı bilgi vermiş, görevinin rütbesiz asker olduğunun, örgütte daha çok nöbet tuttuğunu, 21. 06. 2002 tarihinde Silopi Sulh Ceza Mahkemesi'nde alınan ifadesinde pişmanlık duyduğunu ifade etmiş, terör örgütüyle ilgisinin bulunmadığını, zora dayalı olduğunu, insan kaçakçılığı yaptığını belirtmiş. Afganistan, İran, Irak ve Suriye'den illegal yollardan kaçak getirilen insanların Türkiye üstünden para karşılığında
geçirdiğini itiraf etmiştir. Hazırlıktaki beyanlarının yasadışı terör örgütünün sayıl efradı olduğunun sübutuna yeterli olduğu ve rahamet arz edecek herhangi bir silahlı eyleminin bulunduğuna ve çatışmaya katıldığına dair delil elde edilmediği eylemine uyan TCK 168/ 2 maddesi gereğince cezalandırılması mahkemede ki tutum ve davranışları göz önüne alınarak lehine TCK 59 maddesinin uygulanması suçun özelliği ve verilen ceza miktarı göz önüne alınarak tutukluluk halinin devamına karar verilmesi gerektiği kanaatiyle hüküm tesis edilmiştir."İHA