Maden Tetkik ve Arama (MTA) Genel Müdürlüğü’nün 23 Ekim 2011 tarihinde Van’da meydana gelen 7.2 büyüklüğündeki depremin ardından ‘Saha gözlemleri ve kaynak faya ilişkin ön değerlendirme’ raporunda korkutucu sonuçlar ortaya çıktı.
Jeoloji Etütleri Dairesi’nin Yer Dinamikleri Araştırma ve Değerlendirme Koordinatörlüğü Aktif Tektonik Araştırmaları Birimi’nin Dr. Ömer Emre, Dr. Tamer Y. Duman, Dr. Selim Özalp ile Hasan Elmacı’ya hazırlattığı ve kurumun resmi internet sitesinde yayınlanan 20 sayfalık raporda, 23 Ekim 2011 günü yerel saatle 13.41’de merkez üssü Van merkezinin yakın kuzeyine rastlayan 7.2 büyüklüğündeki depremin Diyarbakır, Batman, Şırnak, Muş, Erzurum, Bingöl, Bitlis, Siirt, Ağrı ve Iğdır’ı da kapsayan geniş bir alanda hissedildiği vurgulandı. Raporda, “Deprem sonrası Van Gölü'nün fiziki coğrafyasını değiştirecek kıyı değişimleri geliştiği gözlemlenmiş, Van ile Bitlis'in Adilcevaz ilçesi arasında kalan kıyı boyunca yapılan incelemede deprem nedeniyle güncel kıyı çizgisinde yükselmeler olduğu, kıyı çizgisinin 1 ile 20 metre arasında değişen değerlerde göl yönünde gerilemiş olduğu gözlenmiştir" denildi.
Deprem sonrası yüzeydeki fiziki deformasyonlara dikkat çekilen raporda, depremin izlerinin asfalt yollarda, su kanallarında rahatlıkla gözlemlendiği ifade edilirken, yapılan ölçümlerde fay çizgisi boyunca kuzey bloğun ortalama 10 santimetre yükseldiği belirtildi. Depremin en çok Van Gölü'nde etkisini gösterdiği belirtilen raporda, ölçüm yapılan bölgeler fotoğraflar ve haritalarla belirtildi. Van Gölü'nün kıyı şeridinin değiştiğini belirten ve depremin izinin net olarak gözlemlendiği bölgelerin kıyı çizgileri olduğunu belirten araştırma ekibi, "23 Ekim 2011 Van depreminde, Van Gölü'nün fiziki coğrafyasında değişimlere yol açabilecek nitelikte kıyı değişimlerinin geliştiği gözlenmiştir. Araştırmamızda Van Gölü’nün, Van kenti ile kuzeyde Bitlis'in Göldüzü beldesi ve Adilcevaz arasında kalan kıyısı boyunca yapılan incelemelerde deprem nedeniyle güncel kıyı çizgisinde yükselmeler olduğu ve düşük eğimli plajlarda kıyı çizgisinin 1 ile 20 metre arasında değişen değerlerde göl yönünde gerilemiş olduğu gözlenmiştir. Adilcevaz ile Erciş arasındaki kıyı bandı boyunca da kıyı çizgisindeki yükselmeler gerçekleşmiştir. Buna karşın fayın taban bloğunda kalan Van-Edremit yöresinde ise kıyı çizgisinde herhangi bir değişim olduğu yönünde gözlem yapılamamıştır. Ölçümlerimize göre kıyı çizgisinde meydana gelen yükselmeler 15 ile 40 santimetre arasında değişmektedir" denildi.
DEPREMDE GELİŞMİŞ KÜTLE HAREKETLERİ
Saha çalışmaları esnasında ağırlıklı olarak diri fay ve yüzey faylanmasına ilişkin gözlemler yapıldığı da anlatıldığı raporda, ancak bu çalışmalar esnasında deprem tarafından tetiklenmiş çok sayıda kütle hareketinin gelişmiş olduğu görüldüğü vurgulandı. Depremde çok sayıda heyelan bölgesini de tetiklediği ifade edilen raporda, “Ancak, tamamı hareket etmiş heyelan sayısı çok sınırlı gözlenmiş olup, heyelanlardaki deformasyonlar genelde taç bölümlerinde gelişen gerilme çatlakları şeklinde izlenmiştir. Erciş ovası ile Van yakın kuzeyindeki Karasu nehrinin taşkın düzlüğü yanal yayılma ve sıvılaşma şeklinde gelişen zemin deformasyonlarının en yaygın olduğu alanlardır. Yanal yayılmaların yoğun geliştiği diğer bir alan ise alüvyonal kıyı ovalarıdır” denildi.