Atatürk Üniversitesi İktisadi ve İdari Bilimler Fakültesi Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Elif Çolakoğlu, dünyada 2005 yılı verilerine göre, 1.2 milyardan fazla insanın yeterli su miktarına erişemediğini hatırlatarak, su kıtlığının küresel bir sorun olmaya doğru ilerlediğini söyledi.
Çolakoğlu, Kültür Merkezi’nde verdiği konferansta 2.5 milyardan fazla insanın sağlığa uygun olmayan bir biçimde yaşamlarını sürdürdüklerini hatırlatarak, “Eğer mevcut eğilimler devam edecek olursa, 2025 yılına kadar dünya nüfusunun yaklaşık üçte ikisinin ciddi su kıtlığıyla ya da su yokluğuyla karşılaşacağı varsayılmaktadır” dedi.
SU KITLIĞININ NEDENLERİ
Dünya yüzeyindeki erişilebilecek toplam tatlı su miktarının son derece az ve sınırlı olduğunu hatırlatan Çolakoğlu, şöyle devam etti:
“Hızlı nüfus artışıyla birlikte, her yıl kişi başına kullanılabilen yıllık su miktarının bir o kadar azalması ve su kaynaklarının giderek yok olma eğiliminde olması. 1850 yılında kişi başına düşen su miktarı, ortalama 33.000 m3 iken, bugün bu rakam, 7.069 m3 dolaylarındadır. Dünyanın mevcut su potansiyelinin yaklaşık 25 milyarlık nüfusa yetecek düzeyde olduğu ileri sürülmektedir; yeraltı ve yerüstü su kaynaklarının tarım, endüstri ve yerleşim yeri atıklarıyla kirletilerek yok edilme eğiliminde olması; iklim değişikliğinin, su çevrimlerini ve su kaynaklarını hem miktar, hem kalite olarak olumsuz yönde etkilemesi; suyun fiyatlandırılması ve “ekonomik” bir mal gibi alınıp satılması gibi nedenler etkili olmaktadır.”
SU GÜVENLİĞİ
Dünyada su güvenliğiyle ilgili çok sayıda uluslararası düzenleme bulunduğunu anımsatan ve bunları anlatan Çolakoğlu,“Su güvensizliğinin gerçek nedeni, insanın kendisini merkez olarak kabul etmesi ve ekonomik çıkarları için giriştiği üretim ve tüketim faaliyetleridir” dedi.
Uluslar arası düzenlemelerde su hakkı ile ilgili yükümlülüklerin, bir ülkenin sınırlarıyla sınırlandırılmadığını anımsatan Çolakoğlu, Uluslararası Medeni ve Siyasi Haklar Sözleşmesi ile Uluslararası Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Sözleşmesi ve Birleşmiş Milletler Ekonomik, Sosyal ve Kültürel Haklar Komitesi’nin kararlarının önemine vurgu yaptı.
ÇOLAKOĞLU’NUN DEĞERLENDİRMESİ
Çolakoğlu şunları kaydetti: “Kimi zaman hükümetler, diğer ülkelerde yaşayan bireylerin suya erişimleri konusunda önemli olumlu ve olumsuz etkilere sahip olabilirler. Bu bakımdan devletler, diğer ülkelerde su hakkını kullanma hakkına saygı göstermek durumundadırlar. Uluslararası işbirliği, diğer ülkelerde su hakkını kullanma hakkına, doğrudan ya da dolaylı olarak, müdahale anlamına gelen eylemlerden kaçınmayı ve taraf devletin yargılama yetkisi çerçevesindeki herhangi bir eylemini gerçekleştirirken diğer ülkeyi mağdur ve yoksun durumda bırakmamayı gerektirmektedir.”