Prof Dr. Hayati Doğanay, “Erzurum sadece kış turizm potansiyeliyle temsil edilmiyor. İlimizde oldukça yüksek turistik potansiyel çeşitliliği de bulunuyor.” dedi.
ERZURUM’UN TURİZM ÇEŞİTLİLİĞİ
Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Coğrafya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayati Doğanay, Erzurum’daki turizm kaynaklarının sadece kış turizmiyle temsil edildiği şeklinde bir düşüncenin yanlış olacağını söyledi. Erzurum’da birbirinden farklı özelliklere sahip çok yüksek turizm potansiyeli çeşitliliği bulunduğunu anlatan Doğanay, yerli ve yabancı turistlerinin ilgisinin, bu çeşitliliğe de çekilmesi çağrısında bulundu. Doğanay, Erzurum’da kültürel turizm, inanç turizmi, termal turizm ve ekoturizm alanında mutlaka değerlendirilmesi gereken kaynaklar bulunduğunu belirtti. Doğanay, “Erzurum’daki kültürel turizm kaynaklarımız, başta Çifte Minareli Medrese ve Ulu Camii ile İç Kale ve Tepsi Minare, Lala Mustafa Paşa Camii, Narmanlı Camii, Muratpaşa Camii ve Rüstempaşa Kervansarayı gibi çok önemli kültürel eserlerle temsil ediliyorlar. Bunun yanında Abdurrahman Gazi Türbesi, Üç Kümbetler, çeşitli türbeler ve çevremize yakın bazı kilise ve şapel kalıntıları, dikkatle ziyaret edilen eserlerimizdir. Bunlar da, Erzurum’un inanç turizmi kaynaklarının başında gelmektedir.” diye konuştu.
DOĞANAY: ERZURUM’DA TURİZM ADINA ÖYLE ÇOK NİMET VAR Kİ…
Erzurum’da turizm çeşitliliği açısından önem taşıyan bir başka alanın ise, termal turizm olduğunu dile getiren Prof. Dr. Hayati Doğanay, bu alanın, şifalı sulardan yararlanmaya dayanan bir turizm hareketi olduğunu dile getirerek, Erzurum’un bu bakımdan da zengin olduğunu ifade etti. Bu kaynaklardan Erzurum şehir merkezine en yakın olanlarının, Ilıca ve Hasankale’deki kaplıcalar olduğuna işaret eden Doğanay, bugün Türkiye’de termal turizm alanında boy gösteren birçok şehir bulunduğunu kaydetti.
ÇEVRE TURİZMİ
Erzurum’un, çevre turizmi açısından da çok zengin olduğunu vurgulayan Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Coğrafya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayati Doğanay, bu alanda göz dolduracak türden adımlar atılmadığına dikkati çekerek, “Örneğin, Uzundere çevresi, doğayı ya da tabiatı koruma alanı olarak ayrılmaya çok uygun nitelikler taşımaktadır. Kaldı ki, Uzundere’deki Tortum Şelalesi’ne gösterilen ilginin her yıl artması, bu niteliği ifade etmek için bile yetiyor.” şeklinde konuştu.
Prof. Dr. Hayati Doğanay, kar yağışları ve yükseltiye bağlı olarak, daha çok kayak sporu ve benzeri sporlarla temsil edilen turistik aktivitenin ise, kış turizmi şeklinde tanımlandığını hatırlatarak, Erzurum’un söz konusu turizm alanlarının her birisi için eşi bulunmaz özelliklere sahip olduğunu söyledi. Doğanay, “Elimizde turizm adına çok nimet var, yeter ki değerlendirmesini bilelim.” ifadesini kullandı.