Serpil Yılmaz/Milliyet
TÜSİAD üyeleri de ‘açılım’ istiyor!
Yüksek İstişare Konseyi’nin toplantısı, oldukça sert tartışmalara sahne oldu. İşte, Arzuhan Doğan Yalçındağ’ın sitemiyle başlayıp ona destek veren Ali Koç’la tansiyonu yükselen tartışmadan çarpıcı ayrıntılar...
TÜSİAD Yüksek İstişare Konseyi (YİK) toplantısının basına açık bölümünün sonlarına yaklaşılırken, derneğin ağır topları arasında biraz sonra geçilecek kapalı oturumla ilgili espriler çoktan başlamıştı.
İşadamları birbirlerine, “Bu ortamda kimse çıkıp konuşmaz, herkes basına yansır, başımıza bir iş gelir diye korkuyor” yorumları yapıyordu.
“Hep beraber susuyoruz!”
Derneğin eski üyelerinden biri ise daha önceki yıllarda yapılan TÜSİAD toplantılarındaki çıkışlarıyla bilinen, “Yıldırım Aktürk faktörünü” hatırlatarak, “Merak etmeyin, Yıldırım yine birilerine çatar, sonra da devletteki deneyimlerini anlatır. Kapalı oturum da böylece geçer” yorumunu yaptı.
O anda hiçbir üye birkaç dakika sonra son yılların en gergin kapalı oturumunun yapılacağını tahmin etmiyordu.
Basına kapalı oturumda ilk sözü TÜSİAD Yönetim Kurulu Başkanı Arzuhan Doğan Yalçındağ aldı.
Doğan grubunun hissedarı ve yöneticisi de olan Yalçındağ, “Biliyorsunuz TÜSİAD Başkanı olarak konuşmalarımda Doğan grubuna yönelik haksız vergi cezaları üzerinde durmuyorum. Çünkü grubumla ilgili bir konu. Ama bu konuda siz de gereğinden fazla dikkatlisiniz. Oysa bu Türkiye’nin de meselesi” diyerek “Hep beraber susuyoruz“ imasında bulundu.
Kardeşin kardeşe sitemi
Yalçındağ’ın ardından söz alan Deniz Ticaret Odası’ndan bir üye ise açık açık “Evet susuyoruz, çünkü korkuyoruz. Aynı şeylerin bizim de başımıza gelmesinden çekiniyoruz” diyerek başından geçen fahri konsolosluk macerasını aktardı. Benzer bir şikâyet de Önalanlar İnşaat’ın sahibi Ayhan Önalan’dan geldi. Önalan, “Maalesef herkes ‘Bana dokunmayan yılan bin yaşasın’ diyor. Eskiden Susurluk vardı, şimdi de Ergenekon... İnsanlar korkuyor, konuşamıyor” diyerek sıkıntısını dile getirdi.
Ardından kürsüye Koç Holding Yönetim Kurulu üyesi Ali Koç geldi. Koç’un sözleri tartışmanın sertleşeceğini gösteriyordu: “Arzuhan haklı. Bu konuda (vergi) fazla sessiz kaldık. Destek vermemiz, sahip çıkmamız gerekirdi. TÜSİAD olarak etkimizi kaybediyoruz. Gerektiğinde yumruğumuzu masaya vurmamız lazım. TÜSİAD’ın yönetim tarzını doğru bulmuyorum. MÜSİAD’dan bile daha güçsüz algılanmaya başladık. Onlar daha çok dikkate alınıyor. Şimdiye kadar bu toplantılara gelmiyordum. Artık gelme niyetindeyim. Ama bu sözlerimden sonra beni konuşturmazsınız” diye sert bir çıkış yaptı.
Ali Koç’un gerginliği artıran sözlerini, ağabeyi TÜSİAD YİK Başkanı Mustafa Koç yumuşatmaya çalıştı: “Ali Bey hep böyle konuşacaksanız sizi sık sık bekleriz.”
MÜSİAD’la karşılaştırma
Ali Koç’un ardından sözü Turcas Yönetim Kurulu Başkanı Erdal Aksoy aldı:
“Ali kardeşim haklı ama masaya yumruk vurmakla bir şey elde edilmez. Uzlaşıcı ve diyalog halinde politika izlemek gerekir. Başbakan’ın vergi konusunda daha duyarlı olmasını beklerdim. Başbakan’a en azından bu uygulamaların yabancı sermayeyi ürkütebileceği anlatılabilirdi. TÜSİAD’la MÜSİAD’ın karşılaştırılmasını doğru bulmam. Türkiye ekonomisindeki büyüklüğü ortada olan TÜSİAD, raporlar hazırlayan, fikir üreten bir dernek. Şu da doğru; sesimizi daha fazla duyurmak için yeni yöntemler bulmalıyız.
Beklenen an geldi ve Hayat Holding Yönetim Kurulu Üyesi Yıldırım Aktürk sahne aldı.
Sözlerine “Masanın diğer tarafı da var” diye başlayan Aktürk şöyle devam etti:
“Aydın Doğan başka sektörlerde iş yaparken medya işine girdi. Medya sektörüne girerken başına böyle işlerin de gelebileceğini hesaplamalıydı. Medya gücü kullanılarak elde edilen avantajlar da unutulmasın.”
Aktürk her zamanki gibi
TÜSİAD Başkanı Yalçındağ, Aktürk’ün sözlerine itiraz etti: “Medya gücünü kullanarak bizi haksız kazanç sağlamakla itham ediyorsunuz. Bu konuda yanlışımız yoktur.”
Derneğin duayeni Rahmi Koç araya girdi: “Konuyu büyütmeyelim. Kişisel tartışma olmasın. Sonra karşılıklı konuşursunuz.”
Yalçındağ ısrar etti: “Hayır ben cevap vermek istiyorum. Bu sözleri hakaret sayarım. Grup olarak yanlışımız yok, alnımız açık” dedi ve Aktürk’ün örnek vermesini istedi.
Aktürk “Türkiye’nin en büyük medya grubu olarak özelleştirmeden Petrol Ofisi’ni aldınız“ deyince Yalçındağ yine müdahale etti:
“Petrol Ofisi’ni İş Bankası’yla aldık. Bu özelleştirme kamuoyuna açık şekilde yapıldı. Ayrıca o tarih itibariyle Cumhuriyet tarihinin en yüksek bedelli özelleştirme ihalesiydi.”
Havanın iyice elektriklenmesi üzerine TÜSİAD’ın ağır topları “Toplantı bitmiştir” diyerek fiili durum yarattılar ve gergin oturum sona erdi.
Baykal’a niye gelmediler?
Önceki akşam da YİK kokteylindeydik. Katılım yüksekti.
Rahmi Koç’un, Deniz Baykal ile verdiği “işadamları yemeğine”, beklenen bazı önemli simaların katılmaması mevzusu çekiştiriliyordu.
Bundan 6 ay önce Başbakan Erdoğan ile düzenlenen yemeğe ise ilgi daha çoktu. Bu durumda ortaya şu soru atıldı: Ankara’dan çekindiler mi?
Üretim ve istihdam vurgusu
TÜSİAD toplantısında işadamlarının “korkuları-çekinceleri” üzerine gergin geçen konuşmaların yanı sıra, hemfikir olunan konular da vardı ki, bunların başında da istihdam ve üretim geliyordu.
YİK’te söz alan Hamdi Akın, Sedat Alaoğlu, Bekir Boydak hükümetin istihdamı ve üretimi arttıracak politikalar uygularken, iş dünyası ile daha yakın ilişki içinde olması gerekliliği üzerinde durdu. TÜSİAD’ın bu yılki YİK kapanışından geriye “gençleşen TÜSİAD’ın heyecanı” kaldı!