Ailede tüketim alışkanlıklarını istekler değil, ihtiyaçlar belirlemeli. İslam dininde kişinin kendi malını istediği gibi kullanma hakkının olduğunu söyleyen Atatürk Üniversitesi İlahiyat Fakültesi Temel İslam Bilimleri Bölümü Tefsir Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu, ancak ihtiyaç fazlasını, İslam dininin israf olarak kabul ettiğini belirtti. Dinin yasakladığı kötü huylardan birisinin israf olduğunu dile getiren Nasrullah Hacımüftüoğlu, “İnsanlar yer, içer ve gezer. Ancak ihtiyaç fazlasını dinimiz israf olarak kabul eder. Bu yönden halkımızın bilinçlenmesi ve kendilerine hakim olması gerekir.” dedi.
Kitle iletişim araçlarının insanlar üzerinde önemli ölçüde etkili olduğunu ifade eden Hacımüftüoğlu “Reklamlar kişiler üzerinde sosyal bir baskı kuruyor. Kişinin arabası varsa, bir üst modeli çıktı onu alayım, demesi ya da 10 kazağı varken, bir kazak daha alması israftır, israfın ta kendisidir. İsraf da dinimiz açısından haramdır.” diye konuştu. İhtiyaç fazlası durumlarda fakirlerin gözetilmesi gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Nasrullah Hacımüftüoğlu, “İhtiyaç fazlasının fakirlere verilmesi dinen daha makbuldür. Alayım, biraz giyeyim, sonra fukaraya veririm, anlayışı da yanlış. Böyle yapılmamalı. Bu şekildeki davranış onları küçümsemektir, bu da insanın kişiliğini zedeler.” şeklinde konuştu.
Ailelerin bilinçli hale getirilmesinin gerektiğini vurgulayan Hacımüftüoğlu “Ailelerin harcama konusunda bilinçlendirilmesi gerekiyor. İdeal sosyal yapı budur. Yoksa bilinçsiz tüketim toplumu olmaktan öteye gidemeyiz. Dinin sınırlarını bilip, yaşam tarzı haline getirmeliyiz.” şeklinde konuştu.
Müslüman’ın her işinde ölçülü davranmasının şart olduğunu belirten Hacımüftüoğlu, “Yeryüzündeki her nimetin bir sonunun olduğunu unutmamalıyız. Sevgi yerine kin, muhabbet yerine kıskançlık, doğruluk yerine yalan, fedakârlık yerine bencillikle hareket ederek ömrümüzü, zamanımızı, imkânlarımızı boşa harcamış, israf etmiş oluruz. Çöpe atılan ekmekler, boşa harcanan enerji, boşa harcanan vakit, boşa akıtılan su, hepsi israftır. Camide hocanın cemaatine, okulda öğretmenin öğrencilerine yeni olgunluklar kazandırmak üzere, kullanılacak kürsünün verimli kullanılmaması israftır. Gençlerin; vatan, millet, toplum adına harcanması gereken enerjilerini, sokaklarda ve kahvehanelerde bitirmesi israftır. Bilgi toplamak, faydalı iş üretmek için ayrılacak zamanın silaha, kavgaya ve faydasız işlere ayrılması israftır. Madde israfı, kaynak israfı, imkan israfı bizi başkalarına muhtaç hale getirir. Değerlendirilmeyen zaman, değerlendirilmeyen kaynak, değerlendirilmeyen hayat israftır. Sevgili Peygamberimiz , “İktisat eden fakir düşmez” buyurmaktadır. Öyleyse imkânlarımızı, kazanımlarımızı, sağlığımızı, servetimizi ve imkânlarımızı ölçülü kullanmalıyız. Yarınlarımızın huzuru için fert ve millet olarak iktisatlı davranmalı ve israfa sapmamalıyız.