Son günlerde yaşananlara şahit olunca, iyi ki bu günleri görmedin Ziya Ağabeyi, demekten kendimi alamadım.
Her halde yarım asrı aşkın ve saygın bir işletmeyi batırmak için hiç bir memlekette bu kadar unsur bir araya getirilmez.
Herhalde, 'elhamdülillah müslümanım ' deyip, müslümanlığa bu kadar zıt davranmak ancak bize yakışır bir ahlaki(!) durum olsa gerek...
Bu şehirde bir adım öne çıkmaya çalışanlara çelme atanları, iftira kampanyaları başlatanları çokça görmüşüzdür amma velakin, elli ye yakın insan istihdam eden bir işletmeyi batırmak için elbirliği etmeyi ilk defa görüyoruz.
Babalarının dişi ile tırnağı ile yarım asırda göndere çektiği dumlu markasını, bulunduğu yerde muhafaza etmeye çalışan Zafer ve ağabeyi Rahmi, onaltı onyedi yıl önce özel idareden kiraladıkları mağazanın girişini yeniden düzenlemeye karar verirler.
Niye?
Çünkü artık büyük avm ler, bütün esnafın işini olumsuz etkilediği gibi, bunların işlerini de zora sokmuş, bir çıkış yolu aramak zorunda bırakmıştır.
İşe zaten dökülmeye yüz tutmuş merdivenlerden başlamak isterler.
Ellerinde Yakutiye belediyesi nin bundan taa onyedi yıl önce onayladığı bir proje vardır zaten.
Cok zorlu bir süreçten sonra nihayet belediye tadilatı yapması için izin verir.
Kıyamet, eski merdivenlerin koparılması ile kopar...
AKP il başkanı, başta ben olmak üzere, tanıyan herkesi alabildiğine şaşırtacak bir çıkış yapar ve zinhar bu tadilata izin vermem mealinde beyanat verir.
Bir kısım medya, bu anlaşılmaz tavrı, anlaşılmaz bir şekilde destekler.
Özel idare yetkilileri(yani mülkün sahibi), itiraz iktidar il başkanından gelince, kendi meselesine alakasız tavra girip topu müstecirin kucağına bırakır.
Yakutiye belediyesi de tükürdüğünü yalar ve (dün) tadilat iznini askıya alır...
Murat Kılıç niye bu kıyameti koparır ve ak parti il başkanlığının bütün gücünü kullanarak, yarım asırlık bir işletmeyi batırmaya çalışır?..
Dumlu, tadilat ile mağazanın giriş katını kafe pastane yapacaktır.
Yani kılıçoğlu nun komşusu olacaktır.
Murat Kılıç, yanıbaşında kendisine bir rakip istemediği içindir...
Ben nasıl ki rahmetli Ziya Dumlu ağabeyi nin iyi dostu isem, rahmetli Servet Kılıç ağabeyi nin de (mahallemizin ağabeyisi) iyi dostu idim.
Rabbim her ikisine de gani gani rahmet etsin.
Her ikisi de, tevafuktur, aynı meslekten bu günlere getirmiş ve çocuklarına emanet etmişlerdir işyerlerini.
Zafer ve Rahmi kardeşleri de, ağabeyimin emaneti bilir kardeş bellerim.
Murat'ı da, ağabeyimin emaneti bilir kardeş bellerim...
İkisinin de asaleti buna izin vermez.
Bu işin içerisinde bir 'çapanoglu' var, eminim.
Tek tek baktığımızda, ne Murat Kılıç, ne Ali Korkut ve nede Özel İdaredekiler bir işletmeyi batırmayı akıllarının ucundan dahi geçirmeleri mümkün değildir.
Eminim bir gizli el, bütün tarafları yanlış bilgilendiriyor ve arkadan geçmiş gülüyor...
Yapılacak şey, bütün tarafların sükunetini kaybetmeden ne yapılmaya çalışıldığını anlamasıdır.
Yoksa sonuç vahim olacaktır.
Elbirliği ile 'dumlu' yu batırmanın, kimseye faydası olmaz.
Hiç kimseye...