Kahrolsun komünizm naralarını çok duyduk…
Bizim nesil, özellikle lise çağlarımızda, cadde ve sokaklar bu sloganlarla arşınlanırken şahidi olduk…
Ne yalan söyleyeyim, hoşumuza gidiyordu.
Öyle ya, bir gün evinize bilmediğiniz bir adam gelecek ve şapkasını portmantoya atıp baş köşeye kurulacaktı.
Namus, iffet gibi kavramlara komünizmde yer yoktu.
Öyle ise, maazallah!
Kahrolsun, yok olsundu.
***
Öyle olmadığını sonraki çağlarımızda bizzat yaşayarak gördük!
Hakikaten kahrolmuştu komünizm…
Yer ile yeksan haldeydi.
Komünistler ise ülkemizi arşınlıyorlardı…
Genç yaşlı yüzbinlerce rus, Ukraynalı, ermeni, Azeri velhasıl her milletten komünisti tanır olmuştuk.
Sorduk, şaşırdılar…
Allah Allah!
Meğer, onlar bizden çok daha tutucuymuşlar…
Aile mefhumu katı Katolik anlayışına teslimmiş.
Sonraki zamanlarda öğrendik ki, bize yapılan esaslı bir propaganda imiş.
Din iman yok!
Namus filan da.
Ayranımızı böyle kabartmışlar…
Bütün hesap Dünyanın tek jandarması olmak içinmiş!
Anladık ama; iş işten geçti…
Şimdi, keşke iki kutuplu dünya yeniden ihdas olunsa diyoruz!
***
Bu olayı isterseniz ülkemiz ölçeğine uyarlayalım…
Şu askeri vesayet meselesiyle, komünizmi eş değer tutsanız nasıl olur?
Sahi, şu günlerde, cemaat hükümet ve ara yerde dönenler size böyle bir çağrışım yaptırmadı mı?
Yanınızda, yakınınızda size de, keşke askerlerin etkisi yok edilmeseydi diyen olmadı mı?
Ben çok duydum; duyuyorum!
Demek ki, neymiş!
Sizin şer bildiğiniz hakikatte sizin için hayırmış!
Ahhhh biz ahmaklar ahhhh!
İlahi tesbitlere kafa tutmaya devam ettikçe daha çok ahlanıp vahlanacağız!
Çoookkkkk!