Cumhurbaşkanı ve AK Parti Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, partisinin Genişletilmiş İl Başkanları toplantısında yaptığı konuşmada yılın son il başkanları toplantısının yapıldığını belirterek, “Geçtiğimiz hafta sonu Yalova ve Karaman İl Kongrelerimizi yaptık, yarın da Hakkari ve Şırnak İl Kongrelerimizi gerçekleştiriyoruz. Şahsım bir yandan, Sayın Başbakan diğer yandan bundan sonraki hafta sonları da programımız el verdiği ölçüde il kongrelerimize katılmaya devam edeceğiz” dedi.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, 2018'in kendileri için çok iyi değerlendirilmesi gereken bir yıl olduğunu anlatarak, 2019 yılında ardı ardına girilecek mahalli idareler, milletvekilliği ve cumhurbaşkanlığı seçimlerinde iyi bir netice elde edebilmelerinin yeni yılda gösterecekleri çabaya bağlı olduğunu vurguladı. Erdoğan, Suriye ve Irak'ta durumun giderek kontrol altına alındığını belirterek, “Bölgede Rusya ve İran ile kurduğumuz güçlü diyaloğun meyvelerini alıyoruz. Amerika Birleşik Devletleriyle de hassasiyetlerimize saygı gösterilmesi şartıyla bölgede birlikte çalışmaktan memnuniyet duyarız. Körfez ülkelerinin kendi aralarında birlik ve beraberliği sağlamadan dışarıdan bölgeye yönelen tehditlerin üstesinden gelebilmeleri de mümkün değildir. Biz bu doğrultudaki çabalarımızı kesintisiz olarak sürdürüyoruz” diye konuştu.
ABD’nin Kudüs kararını eleştiren Erdoğan, “Türkiye olarak zirve dönem başkanı olduğumuz İslam İşbirliği Teşkilatı'nı harekete geçirerek Kudüs'ü Filistinlilerin başkenti olarak ilan etmek suretiyle bu durum karşısındaki tavrımızı net bir şekilde ortaya koyduk. Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi, Amerika'nın vetosu üzerine bu konuda bir karar alamadı. Biz, 'dünya 5'ten büyüktür' derken işte tam da bu durumu kastediyoruz. Buradan bir kez daha hatırlatıyoruz ki dünya 5'ten büyüktür. Hele hele birden haydi haydi büyüktür, 196 kez büyüktür. Amerika'nın konunun Genel Kuruldaki görüşme öncesinde gösterdiği tavır da insanlığın vicdanında derin yaralar açmıştır. Demokrasi tarihine bu çok çirkin bir tespit olarak girecektir. Ve affedilmez bir tespit olarak demokrasiler tarihinde yerini alacaktır. 'Ben güçlüyüm, benim nükleer başlıklı silahlarım var, benim her türlü uçaklarım, bombalarım var.' Bunlar size güç kazandırmaz. İşte yanınızda sadece İsrail'i bulursunuz veya ona benzer beş altı ülkeyi bulursunuz, bununla beraber karşınızda 128 ülkenin dimdik ayakta durduğunu gösterir” dedi.
Çekimser davranan veya katılmayanların da yerinin büyük ihtimalle 128'in yanı olduğunu ifade eden Erdoğan, “Bizim son ana kadar tespitimiz 160 ila 190 arası, oradan bir kabul oyunun çıkacağı istikametindeydi ama Beyaz Saray telefonların başına geçti, oradan bu ülkeleri tek tek tehdit ettiler, açıktan tehdit ettiler. 'Biz hem dolarları vereceğiz buna rağmen bizim karşımıza dikilecekler' dedi. İnsanoğlunun, hele hele devletlerin demokratik iradeleri ne zamandan beri paralarla satın alınmaya başlandı. Şunun bir defa bilinmesi lazım; demokrasi, iradelerin satın alındığı bir anlayış, bir sistem, bir rejim değildir. Eğer böyle yaklaşanlar varsa onlar da dersini almaya mahkumdur. Hiçbir ülkenin açık hukuksuzluk ve adaletsizlik örneği olan bu tür durumlarda mali ve siyasi gücüne güvenerek tüm dünyayı pervasızca tehdit etmeye de hakkı yoktur” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, bu tür şantajların uluslararası sistemin omurgasını oluşturan Birleşmiş Milletler gibi kurumların tüm ülkelerin iradesini yansıtma vasfına darbe vurduğunu belirterek, "Birleşmiş Milletler Genel Kurulu, tehditlere rağmen onurlu bir duruş sergileyerek 128 kabul oyuna karşı 9 ret oyuyla Kudüs ile ilgili kararı kabul etmiştir” şeklinde konuştu.
Kabul oyu kullanan tüm devletleri tebrik eden Erdoğan, Amerika'nın Kudüs ile ilgili attığı adımın hukuksuzluğu ve uluslararası toplum tarafından meşru görülmediğinin Birleşmiş Milletler tarafından da ortaya konduğunu vurguladı. Cumhurbaşkanı Erdoğan, “Temenni ederim ki Amerika Birleşik Devletleri başını iki elinin arasına alır, bu durumu değerlendirir, 'Ya dünya böyle düşünüyorsa, bu kadar bu işe hayır diyorsa, demek ki bu ülkeler hiçbir zaman Kudüs'e gelmeyecek. Öyleyse bizim de bu attığımız yanlış adımdan geri dönmemizde fayda var’ demesi inanıyorum ki oradaki Trump iradesinin doğru tecellisi anlamına gelir. Dünyamızın yakın tarihi bu tür güç gösterilerinin acı sonuçlarıyla doludur” dedi.
Engin Altay’ın videosunu toplantıda izletti
CHP Grup Başkan Vekili Engin Altay’ın Mecliste söylediği sözleri video ile toplantıda izleten Erdoğan, “Şöyle bir dinleyelim. Adam sirkatin söylüyor, şeceat arzederken, şu hale bak ya. Benim aziz milletim bu kadar güzellikler yapılırken onu kötüleyene iyi yaptın der mi? Demediği için on yıllardır sizi bu ülkede iktidar yapmıyor ya akıllanın, akıllanın. Hamdolsun böyle muhalefet var. Bunlar olsun ki AK Parti’de hizmete devam etsin. İşte Türkiye’deki ana hıyanet, ana muhalefet bu. Her şey açık, net ortada. Böyle bir gündem olabilir mi? Gerçekten üzüntü verici bir manzarayla karşı karşıyayız. Temenni ederim ki bunları da aşarız. Türkiye’de en büyük sıkıntı ana muhalefet sıkıntısıdır. Ama aşacağız bunları. Nasıl aşacağız, AK Parti daha da güçlenerek bunları aşacağız. Allah nasip ederse 2019’da sandıkları patlatan bir millet olacak. Ben buna inanıyorum. Bizim ana muhalefetimizin gündemine bakıyoruz, gerçekten üzüntü verici manzarayla karşılaşıyoruz. Biz bunların söylediklerine cevap vermekten utanç duyuyoruz ama meydanı iftiracılara bırakmamak için bu cevapları vermeye mecburuz” diye konuştu.
“Ana muhalefetin başındaki zat, geçen gün bir televizyon programında önümüzdeki seçimlerde Türkiye’nin önünde iki tercihten birini yapacağını söylüyor” diyen Erdoğan, “Bunları da demokrasiden ve otoriter rejimden yana olanlar olarak ifade ediyor. Bir insan demokrasiye inanıyorsa, milletin tercihine saygı duyar. Eğer inanıyorsa. Bu tercihi sizin istediğiniz gibi olduğunda adına demokrasi, başka türlü tezahür ettiğinde adına otoriterlik derseniz siz demokratik değil, faşist olursunuz. CHP tıpkı tek parti döneminde olduğu gibi tekrar hızla faşizme kayıyor. Cilası sosyal demokrat olan ama altını kazıdığınızda en müptezelinden bir faşizm çıkan böyle bir partinin diğer söylediklerini ciddiye almak zaten mümkün değil. Hukuk devleti, yargı bağımsızlığı, düşünce özgürlüğü gibi kavramları dilinden eksik etmeyenlerin icraatlarına baktığımızda gördüğümüz şudur; terör örgütlerini, darbecileri savunmak için Ankara’dan İstanbul’a yürüyorlar, kollarında, ellerinde el ele tutuşmuş, terör örgütünün arkasında olduğu tiplerle bir yolculuk yok. Ama bunun adını adalet yürüyüşü, hukuk devleti talebi diye koyuyorlar. İşlerine geldiğinde yargı kararlarını örnek gösterirler ama işlerine gelmediğinde yargıya saldırmaktan geri durmazlar. Bunlar için düşünce özgürlüğü karşıt düşüncelere hakaret etme özgürlüğüdür. Gece gündüz yolsuzluk, usulsüzlük türküsü çağırırlar, kendi belediye başkanları bu suçlardan gözaltına alındığında hemen ağlaşmaya başlarlar. Karşımızda dosyaları aldım, inceledim diyerek yolsuzlukları ibra ettiğinin farkında dahi olmayan karikatür bir tip var” ifadelerini kullandı.
Erdoğan, konuşmasını şöyle sürdürdü:
“Bu zat günlerce Cumhurbaşkanının yakınlarına yurt dışından havalelerin belgelerini açıklayacağım yaygarası yaptı. Ben de kendisine meydan okudum, ’eğer söylediklerin doğruysa siyaseti bırakacağım, yalansa sen de aynısını yapacak mısın’ diye sordum. Sonra elinde salladığı kağıt parçalarının konuyla ilgisi olmadığı anlaşıldı ama zat büyük bir pişkinlikle yoluna devam etti. Zaten en büyük özelliği bu. Arasanız piyasada bulamazsınız bu tipleri. Hala aynı zırvaları geveliyor. Bu zat ömründe devletten aldığı maaşlar dışında alnın teriyle, bileğinin ve yüreğinin gücüyle tek kuruş kazanamamış, risk alamamış birisidir ama bir yaşındaki torununa devletten SSK’lı yapacak kadar da cesurdur. Bunlar kayıtlarda var, dolayısıyla kendisine söylenenlerin, eline tutuşturulan kağıtların ne anlama geldiğine dair zerre kadar bir fikri yoktur. Siz bakmayın hesap uzmanıyım diye afra tafra sattığına, geçen gün Başbakanımız Mecliste onun hesap uzmanlığını şöyle bir silkeleyip eline verdi. Söylediği her rakam yanlış, ifade ettiği her bilgi yanlış, kurduğu her ilişki yanlış. Bu kadar yanlıştan çıka çıka ancak işte bu karikatür tip çıkıyor. İşin içinde ticaret, şirket, alma satma olmadığı halde kendi yakınlarının yediği haltların hesabını hala veremedi, buna rağmen hala rızkını ticaretle kazanan kişilere çamur atmayı sürdürüyor. Gözünü Suriyeliler için harcanan paraya dikiyor, biz diyoruz ki ‘bu paranın içinde milletimizin yaptığı yardımlar da var’. Bu zat hala soruyor nerede bu 30 milyar dolar. Niyet kötü. Kendisi de bu paranın hesabını aslında biliyor, ama böyle diyerek hem Suriyelileri tahrik etmeye hem de milletimizin kafasında soru işaretleri oluşturmaya çalışıyor. Bunun adı fitne, kendi ülkesine ihanettir. Bu tarz siyaset, vicdanı nasır tutmuşların yapabileceği ırkçı, faşist bir siyasettir. Biz, asla böyle bir siyaset yapmayacağız. Seçimlerde milletimiz bu zata hak ettiği dersi verecektir.”
“Bu iş, şu şu illeri alacağız demekle olmuyor”diyen Erdoğan, “Bu partinin belediyeciliğini de iktidarını da geçmişten çok iyi biliriz. Milletimizin değil şehir ve ülkenin yönetimini emanet etmek mevcut belediyelerini bile sürdürmesine izin vereceğini sanmıyorum. Bu kadro Allah’ın izniyle 2019’da gerekli dersi milletimle bütünleşerek bunlara verecek. Bu zat da büyük bir pişkinlikle o koltuğa oturmaya devam edecektir. Akşam başka sabah başka yine söyler ama bu defa olay farklı olacak, çünkü artık gidebileceği yer kalmayacak. Ana muhalefet partisinin ve ona akıl verenlerin yeni oyunlar peşinde olduklarının işaretlerini alıyoruz. Bunlar kendi aralarında birlik olsalar dahi AK Parti’nin ve ülkemizin geleceği için bizimle birlikte hareket eden yerli ve milli güçlerin üstesinden gelemeyeceklerini bildikleri için gözü bize dikmiş durumdalar. Yerli ve millilik, bunu da çalmaya çalışıyor. Onun patenti bizde, bu yaşanır. Ne yaptınız ya biz sizin tarihinizi, geçmişinizi biliyoruz. Siz, hiçbir zaman yerli ve milli olamadınız. Bu hareket bunların üzerine kuruldu, öyle gelişti. AK Parti’yi kendileri gibi kırk yamalı bohça sandıkları için bu yamalardan acaba biz de birkaçını kopabilir miyiz hesabı yapıyorlar. AK Parti, gücünü milletten aldığı destekle gelen bir partidir. Biz, milletimizle birlikte vesayetin tüm ayak oyunlarının üstesinden gelmişiz. Terör eylemleriyle vatanımıza göz koyanları tepeleyip geçti, biz milletimizle darbecilere Allah’ın izniyle ülkeyi dar ettik. Şu anda da darbeciler nerede, cezaevinde, bir kısmı nerede, onlar da yurt dışında, kaçıp gittiler. Öbür tarafta DEAŞ, PKK terör örgütü, bunlarla olan mücadelemiz kararlı bir şekilde devam ediyor. Oran, bire on, bire 15” şeklinde konuştu.
Erdoğan, “Hak yolunda verdiğimiz mücadele bu cephe bugüne kadar sarsılmadı, Allah’ın izniyle bundan sonra da sarsılmayacak. Bu duygularla bir kez daha çalışmalarınızda başarılar diliyorum. Sizlerden en önemli ricam şu, 17 bitiyor, 18 artık seçim öncesi son yıl. Adeta bu bizim için finish diyebiliriz. Kongrelerle birlikte gelen yeni ekiplerimiz, kadın, gençlik kollarımız, hepsi kongrelerini tamamlıyor. Yeni ve dinamik ekiplerimizle birlikte 2019’a çok iyi girmemiz lazım. 2018’in son çeyreği Mart seçimlerinin adeta kampanyalarının başladığı dönem olacak. Bizim şimdiden çalışmalarımızı çok iyi götürmemiz lazım. Bu çalışmalarla birlikte halkımızla bütünleşmek, halkımızla kucaklaşmak, hiçbir ayrıma tabi tutmaksınız her yere ulaşmak bizim ayrı meziyetimizdir. 2019’un bu noktada başarılarla dolu olacağına inancım tam” açıklamasında bulundu.