Prof. Dr. Hayati Doğanay, “Hava sıcaklıklarına ve yağışlara farklı anlamlar yüklemeye gerek yok. Bunlar meteorolojik sürecin bir parçasıdır.” dedi.
Erzurum’da son yıllarda hava sıcaklıklarındaki sapmalar ve yağış rejimindeki değişikliğin, meteorolojik sürecin ve mevsim normallerinin bir parçası olduğu bildirildi.
Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Coğrafya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayati Doğanay, son yıllarda Erzurum’da mevsimsel manada görülen değişiklikleri değerlendirdi. Doğanay, hava sıcaklıklarının düşmesi ya da yükselmesine, bununla birlikte yağış rejimlerindeki değişikliğe farklı anlamlar yüklemenin yanlış olduğunu belirterek, “Erzurum’la ilgili olarak uzun yıllar ortalamasına bakıldığında hava sıcaklıklarının yükselmesi de, düşmesi de, meteorolojik sürecin ve mevsim normallerinin bir parçasıdır. Şu anda içinde bulunduğumuz zaman dilimi itibariyle bile görülen havla sıcaklığı, aslında Erzurum’da olması gereken bir sıcaklıktır. Kaldı ki, Yaz mevsiminin ortasındayız, Temmuz ve Ağustos formunda sıcaklıkların bu seviyede bulunuyor olması gayet doğal bir durumdur.” diye konuştu.
Erzurum’daki hava sıcaklıklarının mevsim normallerinde seyrettiğini istatistik verilerin de ortaya koyduğunu dile getiren Prof. Dr. Doğanay, “Uzun yıllar ortalamasına bakıldığında, hava sıcaklıklarının Erzurum için gayet doğal bir durum olduğu görülecektir. Çünkü sıcaklıklar ne çoktur, ne yüksektir. Bu geçmişte de böyleydi, bugün de böyle. Mevsimsel hareketlere farklı anlamlar yüklemenin de bir anlamı yoktur.” dedi.
ÇAMURLU YAĞMUR YAĞMASINI KIYAMET ALAMETİ OLARAK DEĞERLENDİRENLER BİLE VAR
Öte yandan Yaz mevsimlerinde genellikle görülen durumlardan birisinin de, çamur renkli yağmurlar olduğuna dikkati çeken Atatürk Üniversitesi Kazım Karabekir Eğitim Fakültesi Coğrafya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Dr. Hayati Doğanay, yağmurla birlikte sarı renkte çamur yağmasının, çoğu kez kıyamet alameti ya da ilahi bir işaret olarak bile değerlendirilebildiğini kaydetti.
Prof. Dr. Hayati Doğanay, “Suudi Arabistan ve Suriye gibi geniş çöllerin bulunduğu bölgelerdeki rüzgarlar, bu çöllerden savrulan tozları ülkemize kadar taşımakta, daha sonra bu toz parçacıkları yağmurlarla birlikte yeniden yeryüzüne çöreklenmektedir. Bu coğrafi bir olaydır ve tarifi de budur. Gökyüzünden toz parçacıkları yere indi diye, yağışları kıyamet alameti olarak değerlendirmek yanlıştır, bilinçli toplumlarda olmaması gereken bir durumdur.” dedi. Prof. Dr. Doğanay, bu tip konularda işin uzmanı olmayanların bilgi vermelerini de doğru bulmadığının altını çizerek, “Bazen yanlış kullanılan bir ifade, farklı yorumlar yapılmasına neden olabiliyor” uyarısında bulundu.