İstiklal Marşı'nın Türk'ün şahlanış destanı ve öneminin manasında gizli olduğu belirtildi. Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Konukçu, 12 Mart tarihinin, Erzurum’un Kurtuluşu’nun yanında, tarihi bir olaya daha şahitlik ettiğini söyledi. 12 Mart’ın aynı zamanda İstiklal Marşı’nın kabul edildiği gün olduğunu kaydeden Konukçu, “12 Mart’ta aynı zamanda İstiklal Marşı’nın kabul edilişinin 90’ıncı yıldönümünü kutlayacağız.” dedi.
AKİF TÜRK MİLLETİNİN YÜREĞİNDE
İstiklal Marşı’nın kaleme alınış sürecini anlatan Konukçu, Mehmet Akif Ersoy’un milli marş için düzenlenen 500 lira ödüllü yarışmaya ilk önce katılmadığına dikkati çekerek, Akif’in yakın arkadaşı Hasan Basri’nin kendisine ‘bu şiiri sizin yazmanız gerek’ şeklinde çok ısrar ettiğini belirtti. Bunun üzerine Akif’in dostunu kırmayarak Milli Marşı kaleme aldığını dile getiren Konukçu, Mehmet Akif'in şiirinin, Türkiye Büyük Millet Meclisi'nde çok tartışıldığını ifade etti. Konukçu, “O zamanın mebusları şiir için, 'Açılan yarışmaya katılmadı. Kurallara uymadı. Bu şiir milli marşımız olamaz' şeklinde itirazlarda bulundular. Meclis, şiiri oy birliğiyle değil oy çokluğuyla kabul etmiştir. Şiir, o zaman Türkiye'nin önemli hatiplerinden birisi olan Hamdullah Suphi Tanrıöver tarafından mecliste okundu ve mebuslar tarafından ayakta alkışlandı. Meclis muhasibi ödül olarak ilan edilen 500 lirayı Akif'e verdi. Ancak Akif'in bu parayı ne yaptığı, nereye verdiği bilinmiyor. Bildiğimiz şey tek kuruşunu bile kendisi için harcamadığıdır. Bu şiir Mehmet Akif'in milletiyle bütünleşmişliğinin, gönül vermişliğinin ifadesidir. Hiç bir çıkar gözetmemiştir. İstiklal Marşı'nı kendi eseri olan Safahat'a dahi koymamıştır. Bu şiir benim eserim değil, milletin eseridir demiştir.” diye konuştu.
İSTİKLAL MARŞIMIZI BÜTÜN MARŞLARDAN AYRI KILAN ÖZELLİKLER…
Atatürk Üniversitesi Edebiyat Fakültesi Tarih Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Enver Konukçu, İstiklal Marşı ile ilgili olarak iki önemli hususun daha bulunduğuna işaret etti. Konukçu, “İstiklal Marşımızda iki çok önemli nokta var. Birincisi, üçüncü kıtanın ilk mısrası olan 'Ben ezelden beridir hür yaşadım, hür yaşarım', diğeri de onuncu kıtanın üçüncü mısrasıdır ve 'Ebediyyen bana yok, ırkıma yok izmihlal'dir. İlkinde; 'Ben' yani bu milletin ezelden beri hür yaşadığı ve ikincide de Hilal'e hitapla 'ezel-ebed' ve 'millet-bayrak' irtibatı sağlanır. Bu hususu iyi kavramalıyız. Bu durum, dünyanın hiçbir milli marşında bulunmaz.” dedi. İstiklal Marşı’nın son iki mısrasının da çok önemli olduğunu vurgulayan Konukçu, “Hakkıdır hür yaşamış bayrağımın hürriyet / Hakkıdır Hakk'a tapan milletimin istiklal” mısralarında “Hakk, hak, hürriyet, bayrak, millet ve istiklal” kelimelerinin özellikle seçilmiş kelimeler olduğuna işaret etti. Konukçu, “Bunlara çok dikkat edilmelidir. Zira bunlar, Türk Milleti’nin milli, manevi ve kültür değerlerinin birer ifadesidir.” şeklinde konuştu.