Değişik siyasi parti temsilcilerince yapılan değerlendirmede, "Sağlık bakanı eskiden etliye sütlüye karışmaz, sadece bakanlığıyla ilgili değerlendirmelerde bulunurdu. Mecliste eski Sağlık Bakanı'nın üzerine ceket çıkararak yürümesi ve bu son değerlendirmeleri Recep Akdağ'ın hayli zorda olduğunun işaretleri. Bize göre bu atraksiyonlarla Başbakan Erdoğan nezdinde kaybettiği itibarını bu yolla kotarabilir miyim arayışı içinde. Bu yanlış bir yaklaşım, Dadaş vasfını haiz bir siyasitçiye yakışmıyor" dediler.
AKDAĞ NE DEMİŞTİ?
Samsun’da İş adamlarına yönelik bir konuşma yapan Bakan Akdağ, çarpıcı açıklamalarda bulundu. Tarihin önemli bir döneminin yaşandığını, kötü niyetlilere karşı sivil
toplum kuruluşlarının (STK) da açıkça tavır koyması gerektiğini belirten Bakan Akdağ, karşı koymanın sadece siyasetçilerin, iktidarda olanların görevi olmadığına vurgu yaptı. "Siyası çekişmeler ve gelişmeler hiç arzu etmediğimiz şeylerdir" diyen Akdağ, hükümete "İktidar gerginlik istemez. Biz gerginlik istemiyoruz, ancak halkın iradesine karşı karanlık hesaplar yapılınca ne yapacaksınız sorarım. Size birileri halkın iradesiyle hükümet olan, hükümet eden bir iktidarı karanlık hesaplarla devirmenin peşinedüşmüşlerse, o eski karanlık günlerin hayallerini kuruyorlarsa ne yapalım biz de şapkamızı alıp gidelim mi? Gidemeyiz, biz sorumluğumuzun bilincindeyiz" diye konuştu.
HALKIN İ RADESİ
"Kim halkın iradesine karşı, kim karanlık hesap yapıyorsa, nerede yapıyorsa Başbakan Erdoğan'ın karşı çıktığı kadar, hükümetin buna karşı dimdik ayakta durduğu kadar STK'larda aynı tavrı göstermedir" çağrısında bulunan Bakan Akdağ, konuşmasını şöyle sürdürdü: "STK'lar net olmalıdır, sesini yükselmelidir. Bir 28 Şubat, 27 Nisan olduğunda STK'nın sesi yükselmelidir. Bu ülke hepimizin ülkesidir."
Yüksek yargı organlarını eleştiren Akdağ, "Halkın iradesini yansıtan iktidara karşı her gün adeta bir siyaset odağı gibi yüksek yargıdan bazı sesler çıkarsa, lütfen bunun karşısında sadece Başbakan'ın yürekli bir şekilde karşı durmasını beklemeyin. Bu onun görevi olduğu kadar, hepimizin görevi. Bütün sivil toplumu görevidir" açıklamasını yaptı.
YARGIDA YAŞANANLAR
Akdağ, Türkiye'de birilerinin yürütülen operasyonlarda yargılananlar, demokrasiyi sekteye uğratmak, halkı iradesinin üzerinde egemenlik kurmak isteyenlere çobanın oyunu beğenmeyenlere karşı topyekun karşı durulması gerektiğini dile getirdi. Yüksek yargı organlarının açıklamalarına tepki gösteren Bakan Akdağ, şu eleştirilerde bulundu:
"Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir demek, 'milletin iradesi, halkın iradesi yasamanın, yürütmenin yargının üstündedir' demektir. Bu ülke bir yargıçlar ülkesi değildir. Bu ülke bir hukuk ülkesidir. Biz bir yargıç devleti olmaya karşı duruyoruz, yargı reformunu da bunun için yapacağız. Evet, hukuk üstündür. Ama hukuk demokrasiyle yönetilen bir ülkenin yargıçlar ülkesi olması anlamına gelmez. Yargının da üstünde halkın iradesi olmalıdır. Çoğulcu, sivil demokratik, bir Anayasa halkın egemenliğini heryönüyle yansıtan bir anayasa. Peki uzlaşma olmadı Anayasa için seçilenler uzlaşamıyorlar öyle ya, o zaman ne diyoruz 'millete gideriz referandum yaparız', 'hayır, olmaz' diyorlar. Kurucu meclis kurulursa olurmuş. Bir darbe mi bekleyeceğiz. Tamamen şuan demokratik bir ortam var. Bugün Meclis'in 330'la getireceği bir Anayasa değişikliğine millet bakar korkmayın. Millet, o 'çoban' değiniz insanlar, demokrasinin kıymetini sizden daha iyi biliyor. Ne yapacağını millet bilir. 'Millete gidilirse yanlış olur,bunu yargı götürür' engelleriz diyorlar. Bunu görmüştük bir zamanlar 367 kararında. Bakın bu tip zorlamalar karşı hepimize iş düşüyor."