Ulaştırma Bakanı Binali Yıldırım, İkitelli'de selin TIR'ları önüne katıp menfezlerin önünde set oluşturmasının felaketin boyutunu büyüttüğünü belirterek, ''Demek ki bu TIR Parkı, bu felakete çok önemli katkı sağlayan bir rol üstlenmiştir. Bundan sonra 'Bu TIR Parkı burada devam etsin' demek, yeni yeni afetlere davetiye çıkarmaktır'' dedi.
Yıldırım, bakanlığınca Kıyı Emniyeti Genel Müdürlüğü Tesisleri'nde düzenlenen iftar yemeğinde ulaştırma sektörü çalışanları ve basın mensuplarıyla bir araya geldi.
İftar yemeğinin ardından konuşan Yıldırım, 27 Eylül-1 Ekim tarihleri arasında Sütlüce Kongre ve Kültür Merkezi'nde düzenlenecek olan ''10. Ulaşım Şurası''na ilişkin 9 aydır çalışma yapıldığını söyledi.
Yıldırım, şuradan beklentilerinin Cumhuriyetin 100. kuruluş yıl dönümüne giderken, Türkiye'nin ulaşımda ve iletişimdeki vizyonunu belirlemek ve 2023 hedeflerini gerek ulusal gerekse uluslararası düzeyde enine boyuna tartışmak olduğunu vurgulayarak, ''Her türlü fikrin ulaşım ve iletişim sınırları içinde özgürce konuşulması, tartışılması ve buradan ülkemizin geleceği adına bir sonuç üretilmesi bizim hedefimizdir'' dedi.
-SEL FELAKETİ-
Yıldırım, İstanbul'daki sel felaketi nedeniyle herkesin üzüldüğünü dile getirerek, konuşmasını şöyle sürdürdü:
''Herkes çok şey konuştu, çok şey söyledi ama bu yaşanmış olayı yaşanmamış hale getirmiyor. Olay ilk meydana geldiğinde sınırlı bilgilerle bir değerlendirmem oldu. Bu bir sonuçtur, bunu el birliğiyle yaptık. Kamu yöneticileri artı vatandaş burada hepimizin taksiratı var. Bu birden bire olan bir şey değildir. Yılların birikimidir ve bu bölgeyle de sınırlı değildir. Türkiye'nin her tarafında buna benzer olaylar her zaman yaşayabiliriz. Bu bizim yaşadığımız coğrafyaya gösterdiğimiz saygının bir ölçüsüdür. Doğaya ne kadar saygı gösteriyorsak, doğa da bize o kadar müsamaha ediyor. Aksi halde bize cevabını veriyor. Bunu böyle görmemiz lazım.''
İcra makamında olmanın her zaman zor bir iş olduğuna dikkati çeken Yıldırım, her şeyi konuşma şanslarının olmadığını ama icra makamında olmayanların her şeyi sınırsız söyleme hakkına sahip olduğunu ifade etti.
''Keşke mümkün olsa da bu roller değişse, o zaman tenkit edenlerle edilenlerin pozisyonunu karşılaştırabilsek. Konu o zaman daha net ortaya çıkacak'' diye konuşan Yıldırım, doğa olaylarının öngörülemeyen ancak sonuçlarının da hemen ortaya çıkan bir iş olduğunu kaydetti.
Bu olayların gelişmiş ülkelerde de yaşandığını, hepsinin farklı nedenlerinin bulunduğunu anlatan Yıldırım, ''Bu olayların olması belki bizim kontrolümüzde olan bir şey değil ama, olduktan sonra felaketten siyaset yapmadan ders çıkararak sonuçlarını ele almamız lazım'' dedi.
-SORULAR-
Bakan Yıldırım, konuşmasının ardından katılımcıların sorularını yanıtladı.
Bir gazetecinin ''Ulaştırma Bakanlığı'nın şurada ele alacağı 2023 yılı yatırım hedefleri nedir?'' şeklindeki sorusu üzerine Yıldırım, şuradan bir uygulama raporunun çıkmayacağını, öngörü ve hedeflerin ortaya konacağını bildirdi.
Yıldırım, bakanlığa bağlı bütün sektörler ve bilişim alanında global bir maliyet hesabı yaptıklarını ve 200 milyar dolar civarında bir maliyet ortaya koyduklarını ifade etti.
Şura gündeminde öncelikli olarak demir yolları konusuna ağırlık vermek istediklerini dile getiren Yıldırım, 2023 vizyonunda demir yolu altyapısının geliştirilmesini önereceklerini söyledi.
-KÖRFEZ KÖPRÜSÜ PROJESİ-
Bakan Yıldırım, Körfez Köprüsü Projesi'ne ilişkin soru üzerine, projenin ihalesinin geçen nisan ayında Yap-İşlet-Devret modeliyle yapıldığını, bu projenin demir yolu bağlantısı olması gerektiğini düşündüklerini ve şartnamede de bunu belirttiklerini söyledi.
Teklif hazırlama sürecinde firmalardan olumsuz görüşler aldıklarını anlatan Yıldırım, ''Bu köprünün 3 bin metre açıklığı var. Açıklığı en büyük olan dünyadaki ikinci köprü. Demir yolu ihalesinin teknik zorluklarının olduğu, demir yolu ilave edilecekse ve Yap-İşlet-Devret modeliyle yapılacaksa, bunun fizibil çıkmadığı yönünde görüşler geldi. Demiryolu kısmından zorunlu olarak vazgeçtik'' diye konuştu.
Karadeniz sahil yolu konusuna da değinen Yıldırım, ''Doğanın bir bekareti var, o kayboldu mu işletme süresince yaptığınız yatırımın kat kat fazlasını oraya sarf etmeniz lazım. Daha yolun başındayız. Sinop'tan sonrası tekrar değerlendiriliyor. Hassasiyetleri dikkate alacağız'' dedi.
Türkiye'de ulaşım koridorlarının yapısına bakıldığında vadilerin doğudan batıya doğru oluştuğunu, dolayısıyla ulaşım koridorlarının da doğu batı arasında geliştiğini belirten Yıldırım, şöyle devam etti:
''Halbuki Türkiye'nin iki denizinin birbiriyle buluşturulması lazım. Kuzey güney koridorlarını geliştiremezsek deniz taşımacılığını da geliştirmemiz sınırlı. Sahil boyunca yol yaparsak deniz taşımacılığının kara yolu taşımacılığıyla rekabet etme şansı mümkün değil. Devir hız devri. Aradaki hız farkından dolayı kara yolu daha cazip bir yol haline geliyor. Bunun yegane tedbiri sahile dik inen koridorların oluşturulması lazım.
Kara yollarında hedefimiz bundan böyle kuzey güney koridorlarını Türkiye'yi batıdan doğu istikametinde en az 5 koridor olacak şekilde açmak. Böylece Ortadoğu ile Karadeniz'in kuzeyindeki ülkeleri, limanları birleştirmek, kuzey-güney koridorlarını ülkemizin merkezi haline getirmek.''
-3. KÖPRÜ PROJESİ-
Bakan Yıldırım, 3. köprünün yapılacağı yere ilişkin soru üzerine, ''3. köprü konusu, Başbakanın, bakanın ve belediye başkanının helikopterle dolaşıp belirleyeceği güzergah ile sınırlayacağı bir şey değil'' dedi.
Bu konunun evveliyatının 1993 yılına gittiğini, Devlet Planlama Teşkilatı'nda yatırıma konulmuş bir proje olduğunu, Japonya ile yapılan bir anlaşmayla 6 güzergahta çalışma yapıldığını ifade eden Yıldırım, bu güzergahların çevre, kamulaştırma maliyeti ve trafik yönünden ele alındığını söyledi.
Kara yollarının kendi ekiplerince yaptığı çalışmaların da olduğunu ifade eden Yıldırım, ''Yapılan bu çalışmalar da öngörülen güzergahların sayın Başbakan Recep Tayyip Erdoğan'a gösterilmesinden ibarettir. Başbakanın (Burası güzel, şuradan şöyle yapın) demesi beklenmiyor. Bunu da düzeltmekte fayda var. Bu yanlış anlaşılmaya müsait bir söylem olabilir. Başbakanımızın kastı (Bu çalışma güzel, ben kağıt üzerinde anlamam, bana bunu gösterin) şeklinde'' diye konuştu.
-''TIR PARKI KALDIRILMALI''-
Ulaştırma Bakanı Yıldırım, İstanbul'da sel felaketinden en çok etkilenen alanlardan biri olan İkitelli TIR Parkı konusunda, yapılması gereken ne ise hükümetin bunu yerine getireceğini bildirdi.
TIR'lar konusunda iki şeyin dikkatini çektiğini dile getiren Yıldırım, şunları kaydetti:
''TIR'ların kriz münasebetiyle sigortalarının olmaması ve TIR'lardaki yüklerin bir kısmının da kayıt dışı olması. Böyle bir yaklaşımı kabul etmem mümkün değil. Bu mazeret olamaz. Mağduriyetin desteklenmesi için haklı gerekçe olamaz. Bütün bunlara rağmen mevzuat neyi gerektiriyorsa, devlet böyle günlerde vatandaşın yanında olacak.''
TIR Parkı'nın o bölgeden kaldırılmasının yerel idarenin sorumluluğunda olduğunu ifade eden Yıldırım, sözlerini şöyle tamamladı:
''TIR Parkı'nın kaldırılması, o vadinin, o su yolunun mutlaka bütün engellerden temizlenmesi, bir kez daha hiç bir tartışmaya mahal vermeyecek şekilde ortaya çıkmıştır. Gördüğümüz manzara, selin TIR'ları önüne katıp menfezlerin önünde set oluşturması, felaketin boyutunu büyütmüştür. Demek ki bu TIR Parkı, bu felakete çok önemli katkı sağlayan bir rol üstlenmiştir. Bundan sonra 'bu TIR Parkı burada devam etsin' demek, yeni yeni afetlere davetiye çıkarmaktır.''