HOCALI’DA KATLİAM YAPTILAR
936 kilometrekarelik alana sahip ve 2 bin 605 aileden ibaret 11 bin 356 kişinin yaşadığı Hocalı kasabasının, 26 Şubat 1992 tarihinde tehcire maruz kaldığını ve kasabanın tamamıyla yok edildiğini hatırlatan Eğilmez, “Hocalı bu katliamın yaşandığı sırada Azerbaycan Silahlı Kuvvetlerinin koruması altında değildi ve tamamen savunmasız bir durumdaydı. Hocalı da dağınık halde elinde hafif silahlar bulunan 150 kişi bulunmaktaydı. Azerbaycan silahlı kuvvetleri Hocalı halkına yardım edemedi, hatta uzun süre cesetlerin alınması bile mümkün olmadı. Ermeniler, coğrafi konumu itibariyle bölge için stratejik önemi olan Hocalı kentini ele geçirmek için, 25 Şubat gecesi katliam gayesiyle harekete geçerek büyük bir kıyım gerçekleştirmişlerdir. Hocalı'nın işgali sonucu Türkler; çocuk, kadın, ihtiyar ve genç ayrımı yapılmadan katliama maruz kalmıştır. Resmi verilere göre, o gece 83'ü çocuk, 106'sı kadın 613 kişi hunharca katledilmiştir. Bu katliamda 487 kişi ağır yaralanmış, bin 275 kişi ise rehin alınmıştır. Ermenilerin Hocalı'da, insanları gözlerini oyarak, kafataslarının derisini soyarak ve vücutlarının farklı organlarını keserek öldürmüşlerdir. ''Küçücük çocukların gözleri bile oyulmuş, hamile kadınların karınları yarılmış ve insanlarımız diri-diri toprağa gömülmüştür. Hatta şehitlerin birçoğunun cesetleri yakılmıştır” diye konuştu.
DÜNYA HOCALI’NIN HESABINI SORMAK ZORUNDA
Hocalı katliamının kanıtlanması için de arşiv belgelerine gerek olmadığına vurgu yapan Eğilmez, katliamın yüzlerce canlı şahidi ile birlikte onlarca görüntü ve fotoğrafın bulunduğunu dile getirdi. Eğilmez, “Önce Ermeni çeteciler, sonra Ermeni teröristler, sonra diasporanın kuklası Koçaryan'ın yönetimindeki Ermenistan, 1850'den beri Türkleri vahşice katletmektedirler. Bu katillerin gerçek yüzleri, bütün dünyaya gösterilmeli, yaptıklarının hesabı maddi ve manevi mutlaka sorulmalıdır. Avrupa ve Amerikan kamuoyunun zihinlerinde oluşturulmuş olan Türk imajı kesinlikle değiştirilmelidir. Bunun gerçekleştirilmesindeki en önemli sorumluluk, devletimizin yanında sivil toplum örgütlerine düşmektedir. Ayrıca, özelikle iç siyasette yaşanılan stresli ve yoğun günler nedeniyle yüz yüze olduğumuz diğer ciddi problemler unutulmamalıdır. Çünkü çok yakın bir tarihte ermeni meselesi, Amerika Birleşik Devletleri kanalıyla yine karşımıza çıkacaktır. Resmi-sivil bütün kurumlarımızla, ermeni meselesinin iki de bir karşımıza çıkmaması için elbirliği ile çalışıp, bu konuyu mutlak surette çözmemiz gerekmektedir. Dernek olarak, Birleşmiş Milletlere üye olan bütün ülkelerin dış işleri bakanlıklarına, bu katillerin gerçek yüzlerini anlatan bilgilendirme CD’leri, mektupları ve elektronik postaları gönderiyoruz. Ayrıca olduğumuz afişi de Hocalı’da katledilen insanlarımıza atfediyoruz.” şeklinde konuştu.