Oğlunu depremde yitiren Başsavcı Engin: O zamanki yargı görevlileri hassas değildi, caydırıcı cezalar verilmedi
İstanbul Cumhuriyet Başsavcısı Aykut Cengiz Engin de, depremde yüreği yananlardan biri. Sakarya Üniversitesi 4'ncü sınıf öğrencisi olan oğlu depremde hayatını kaybetti.
Sabah Gazetesi'nden Gül KİREKLO'nun haberine göre Başsavcı Engin'in şikayeti üzerine 7 kişi hakkında ceza davası açıldı ama bu dava zamanaşımına uğradı. Başsavcı Engin, deprem davalarında yaşanan hukuki süreci eleştirerek, "Maalesef orada görevli yargı mensupları, depremzedelerin davalarına gereken hassasiyeti gösteremedi" diye konuşuyor.
BİR GÜN ÖNCEYDİ
Sakarya Üniversitesi İktisat Fakültesi son sınıf öğrencisi 19 yaşındaki Emre Engin, Sakarya'da Şeker Mahallesi'nde, 4 arkadaşı ile tuttukları bir apartman dairesinde oturuyordu. Yaz okulu nedeniyle Sakarya'dan ayrılmamıştı. 17 Ağustos 1999 gecesi arkadaşlarıyla ders çalıştığı sırada deprem oldu.
Yandaki apartman, oturdukları apartmanın üzerine devrildi. Emre Engin'in birinci kattaki dairesi zemin hizasına kadar çöktü. Emre'nin ölüm haberi, İstanbul Başsavcısı Aykut Cengiz Engin'in evine ateş düşürdü. Çektiği acıyı anlatan Başsavcı Engin, "Evlat acısı dünyadaki acıların en büyüğü. Yıllar geçse de evlat acısı dinmez. Ölünceye kadar kalbimiz bu acıyla yanacak" diyor. Engin, oğluyla 16 Ağustos 1999 günü yaptığı son konuşmayı da anlatarak, "Yavrum o gün aradı. 'Babacığım, okul masraflarım için biraz para isteyecektim' dedi. 'Bugün göndereceğim. Merak etme' dedim. Fakat o gece deprem oldu. Gönderdiğim paraları dahi alamadı oğlum" diye konuşuyor.
ZAMAN AŞIMINDA
Başsavcı Engin, oğlu Emre Engin'in ölümüne neden olanlar hakkında suç duyurusunda bulunmuş. 7 kişi hakkında ceza davası açılmış. Mevzuata göre, deprem davaları, zaman aşımını kesen gelişmeler olduğunda 7.5 yılda, bu tip bir gelişme olmadığında 5 yılda zamanaşımına giriyor. Emre Engin'in ölümüne ilişkin dava da, 17 Şubat'tan önce zaman aşımına girmiş.
Aykut Cengiz Engin, bir hukuk adamı olarak isyan ediyor: "Dava maalesef zaman aşımına uğradı. Başsavcı olarak, ben dahil kimse bu davalarda caydırıcı sonuçlar alınamadı. Maalesef o zamanki yargı görevlileri, gerekli hassasiyeti göstermedi. Sadece benim oğlum için değil diğer tüm depremzedeler için de böyle etkileyici, caydırıcı bir karar vermediler."
"ÖNEM VERMEDİLER"
Başsavcı Engin, üzerine basa basa "O zamanki hukuk adamlarının yeterli incelemeleri, yeterli çalışmaları yapmamasından, bu davalara gerekli önemi vermemesinden kaynaklandı bunlar" diyor. "Eksiklikleri böyle büyük bir faleketle karşılaşmamış olmaktan mı kaynaklanıyor?" şeklindeki sorumuza ise şu yanıtı veriyor: "Bu, depremle alakalı bir şey değil. 'Depremde şu şekilde bir sonuç doğmuştur' diye özel bir hüküm yok. Ceza hukukunun genel kuralları çerçevesinde sürdürülecek davalardı bunlar."