Pişkinliğin bu kadarına da pes.
1000'i aşkın aileyi mağdur etmiş, senelerce uykusuz bırakmış, huzura hasret koymuş bir siyasetçi düşünün.
Hesap vermiyor.
Daha doğrusu, hesap sorulmuyor.
O da öyle rahat ki, kenara çekilip gizlenme gereği bile duymuyor.
Orta yerde inadına salınıp duruyor.
Erzurumun önceki büyükşehir belediye başkanınden bahsediyorum.
Bütün ülke kamuoyuna yansıdı, o yüzden herkes bilgi sahibi ki, 1200 dolayında konut yapılacaktı.
Reklamlar gırla gitti o dönem.
Belediye Başkanı Kentsel dönüşüm etiketi yapıştırmıştı bu çalışmaya...
Genç bir mütahit işim başındaydı. Görüntüsüyle, yaptıklarıyla güven vermese de, belediye bir bakıma işin kefili görüntüsü verdi. Hal böyle olunca da, vatandaş bu evlere sahip olmak için akın etti.
Öyle ya, iki sene sonra şehrin en güzel yerinde uygun fiyatlarla ev sahibi olacaklardır. Ama hesap tutmadı. Zira gerçekler hiçte bilindiği gibi değildi.
Adeta, belediye başkanı eliyle orta yerde bir aldatma vardı.
Nasıl mı?
Yeni bir seçim oldu, belediye başkanı değişti. Yeni başkan duruma el attı ki, fecaat bir hal.
Yapılanların tamamı, hukuksuz, mevzuata aykırı, dağbaşı kanunları ile yapılmış.
Tabi, hemen el konuldu.
Soruşturma yapıldı, işin bir başka yönü daha çıktı ortaya.
Mütahit efendi bakkal defteriyle para toplamış, çerez gibi dairede 60 daire dağıtmış.
Bir daire bir kaç kişiye verilmiş.
Kimi, 40.000'e almış, kimi 140.000'e...
Adeta harami misali, gelenden 10 geçenden 15...
Şimdi mütahit hesap veriyor.
Tutuklu bir halde.
Kanun ne derse doğrusu o olacak.
Kimsenin buna itirazı yok.
Ancak, bu işlerin bir ayağı sakat bir halde duruyor ve kamu vicdanını yaralıyor.
Millette bu bu hale isyan ediyor.
Eski belediye başkanı geziyor.
Gezmekle kalmıyor, bir de millete yalan söyleyip aldatmaya devam ediyor.
Diyor ki, "ben belediye başkanı olarak kalsaydım, bu binalar biter sizlerde evsahibi olurdunuz."
Bir bakıma, "sizi bu belediye başkanı mağdur etti" demeye getiriyor.
Getirmiyor, aynen böyle diyor.
Hal böyle olunca da vatandaş yeni Belediye başkanını suçlu görüyor.
Hatta hatta, milletvekillerini bile suçlayanları görüyoruz.
Bu noktada milleti kınamak, ayıplamak doğru değil.
Çünki onlar kaybettikleri maddi hesabın peşindeler.
Hatta manevi yıkımlarını tamir etmeye çalışıyorlar.
Kınanacak, suçlanacak tek bir isim var; önceki dönemin büyükşehir belediye başkanı.
Gariptir, adam aynı zamanda avukat.
Yani hukukçu.
Ama, yaptığı işler hukuksuz.
Uzatmayalım; anlaşılmaz bir durum yaşanıyor Erzurumda.
Binlerce mağdur orta yerde gezerken, onları mağdur eden belediye başkanı da geziyor.
Bayramda seyranda süslü süslü, adeta "iyi ettim sizi mağdur ettim" havasında dolanıp duruyor.
Dedik ya, anlaşılmaz bir durum.
Erzurumun hali hep bu mudur?
Birileri mağdur olacak, birileri de keyif çatacak. Hesabı da, hiç hesabı kitabı olmayanlar verecek.
Bu iş nasıl sonuçlanacak, merak ediyoruz doğrusu.
Bekleyip görelim!