Atatürk'ün 'dayı' diye hitap ettiği 56 yaşındaki Bayraktutan'a 50 saniyelik rolü için reklam firması 500 lira ücret ödemişti. Basında çıkan haberler üzerine şirket 9 çocuk babası Sebahattin Bayraktutan'ın hesabına 3 bin lira daha yatırdı. Bayraktutan, "Gönderilen 3 bin lirayı nişanlı olan kızımın cehizi için harcadım" dedi.
56 YAŞINDA YILDIZ OLDU
TELEVİZYONLARDA yayınlanan Anadolu Sigorta reklamında, Atatürk’ün 1924 Pasinler depremine ziyaretinde, ‘dayı’ diye hitap ettiği kişiyi canlandıran Sebahattin Bayraktutan’ın yıldızı, 56 yaşında parladı.
Televizyonlarda reklam filmenin yayınlanmasından sonra kentte bir anda ilgi odağı olan Sebahattin Bayraktutan, Taşlıgüney Köyünde dünyaya geldi. Aynı köyden Alime Bayraktutan ile evlenen ve 7'si kız 9 çocuk babası Sebahattin Bayraktutan, çiftçilikten umduğunu bulamayınca Erzurum’a göç etti ve Emlak Bankası'nda 20 yıl kalorifercilik yaptıktan sonra 1998’de SSK’dan emekli oldu. Okuma- yazma bilmeyen ve yedisi kız 9 çocuk babası Bayraktutan, yaşları 7 ile 30 arasında değişen bütün çocuklarının okumasını sağladı.
Beş ay önce TOKİ’nin Yıldızkent’teki evlerinden daire alan ve 750 lira emekli maaşıyla ailesini geçindirmekte zorlanan Sebahattin Bayraktutan, yazları köyüne dönerek çiftçilik yapıyor. Erzurum’da gündüzleri oturduğu Erzincankapı semtindeki kahvede reklamcıların dikkatini çeken Bayraktutan, okuma yazma bilmediği için, önüne konulan kağıdı okuyamayınca ezber formülü uygulandı.
Sebahattin Bayraktutan, “Bir hanım kahveye geldi. Bana bakarak ‘Aradığımız yüz sensin. Bir reklam filmi çekeceğiz oynamak ister misin?’ dedi. Ben de ‘becerirsem neden olmasın’ dedim. İki gün bir genç kadınla rolümü ezberledim. Sonra 2004’teki Aşkale depremi sırasında yıkıldığı için yeri değiştirilen harap haldeki Evrenli Köyüne gittik. Çekimler orada iki gün süreyle yapıldı. Ezberlediklerimi doğal halimle söyledim. Para konuşmadık, film çekimi sonunda 500 lira verdiler. Figüranlara ise 50’şer lira dağıttılar” diye konuştu.
Reklam filmin yayına girmesiyle bir anda ilgi odağı olan 1.90 metre boyunda Sebahattin Bayraktutan’u yolda görenler “Atatürk’ün dayısı sen misin?”, “Çok para kazandın, zengin oldun mu?” sorularını yöneltiyorlar. 4 yaşındaki kız torunu Sıla, her reklam filmi yayına girdiğinde, “Anne anne koş, dedem yine çıktı” diye bağırıyor. 35 yıl caddelerinde dolaştığı Erzurum’da reklam filmi ile gelen şöhret sayesinde hayranlarının oluştuğunu anlatan Sebahattin Bayraktutan, Çanakkale’de başlayan askerliğini seyyar Jandarma olarak Şırnak’ta tamamladığını bildirdi. Bayraktutan “56 yaşında şöhret oldum. Eşim Alime, kıskanmaya başladı. Film oynadığı zaman ‘nerede çocuklarını şehit verdin?’ diye benimle dalga geçiyor. Sen gülmeden duramazsın. Filmde nasıl bu kadar uzun süre ciddi olmayı başardığımı merak ediyor. O gün Atatürk’le karşılaşsaydım, ben de aynı şeyleri söylerdim. Dadaş, mert, yiğit, dürüst insan demektir. Devletini gözü gibi korur, sahip çıkar. Bir Dadaş’ın bu üstün vasıflarını dünyaya duyurmak bana nasip oldu” diye konuştu.
İŞTE REKLAM FİLMİNDEKİ DİYALOĞ
Anadolu Sigorta’nın 85’inci yıldönümünü kutlamak için hazırlanan reklam filminde Mustafa Kemal Atatürk, 1924’de Pasinler depremi için geliyor:
Yıkılan evlere doğru paşalarla birlikte Atatürk yürüyor.
Odun kütük üzerinde oturan ihtiyar, saygılı biçimde ayağa kalkıyor:
- Otur dayı otur. Geçmiş olsun.
- Sağolasın paşam.
- Kaybın büyük mü dayı?
- Memleketimiz sağolsun.
- Kimin kimsen yok mu?
- Evlatlarımı harpte şehit vermişem.
- Ah be dayı. Devlet sana yardıma geldi. Ne istersin devletinden?
- Birşey istemirem paşam. Biz yedi düvelinen harp etmişiz.
Koca memleketi yeniden kurmuşuk. O bize yetir.
- Üzülme dayı. Bu halin çaresine bakacağız.