Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşunun 95’inci yılını kutlayan, Milletvekili Muhyettin Aksak, “12 Mart Bir Kurtuluş Destanıdır” diyerek, Erzurum’un Kurtuluşu kutlamalarının sadece geçit töreni olmadığını, verilen büyük mücadelenin gelecek nesillere öğretilmesi ve unutturulmaması gerektiğini söyledi.
AKSAK’IN MESAJI
Erzurum’un Selçuklular ve Osmanlı İmparatorluğu dönemlerinde büyük bir merkez haline geldiğini ve Anadolu topraklarının adeta sigortası olduğunu ifade eden Aksak, “Erzurum Selçuklular tarafından fethedildiği tarihten itibaren Anadolu’nun kapısı olarak düşmanlara geçit vermeyen bir kale görevi görmüştür. Kurtuluş Savaşı’na kadar olan dönemde zaman zaman işgallere maruz kalan Dadaşlar diyarı Erzurum, yiğit evlatlarının canlarını ortaya koyarak verdikleri mücadelelerle her seferinde düşmandan temizlenmiştir.
Kurtuluş Savaşı yıllarında ise Erzurum, bu mücadelelerin en acılarından birini vermek zorunda kalmıştır. Eli silah tutan erkekleri, cepheden cepheye koşan Dadaşlar diyarında geride yaşlılar, kadınlar ve çocuklar kalmıştı. Erzurum’u işgal eden Rusların gözü önünde Ermeni çeteleri kadın, erkek demeden büyük bir katliam yapmaya başlamışlar.
KADINLARIN DA DESTAN YAZDIĞI TEK ŞEHİR
Çok büyük kıyım ve katliamlara maruz kalan ve Birinci Dünya Savaşı’nın en dehşetli şekilde yaşandığı Erzurum, 2 yıllık esaretten sonra, 12 Mart 1918’de Kazım Karabekir Paşa’nın komutasındaki Birinci Kafkas Kolordusu ve kahraman Erzurum halkının mücadelesiyle yeniden bağımsızlığını elde etmiş ve burçlarına ay-yıldızlı bayrağı dikmiştir. Erzurum, kelle koltukta mücadelenin verildiği bir şehirdir. Öyle kolay kolay yok olacak, yapılan zulümleri, katliamları sineye çekecek bir şehir değildir. Burası, erkekleri 7 cephede savaşırken Nene Hatunların düşman karşısına çıkıp, göğsünü vatanına, milletine ve bayrağına siper ederek destan yazdığı dadaşlar diyarıdır” ifadelerine yer verdi.
Erzurum’un kurtuluşunun Anadolu’nun dört bir yanına yeniden umut olduğunu belirten milletvekili Aksak, “Erzurum’un düşman işgalinden kurtuluşuyla, 12 Mart Anadolu’nun yeniden şahlanışa geçtiği bir tarih olmuştur. Adeta üzerlerindeki ölü toprağından kurtulan Anadolu’nun kahraman evlatları önce 23 Temmuz 1919’da Erzurum Kongresi’ni toplamış ve “kurtuluştan kuruluşa” giden Milli Mücadelenin temellerini Erzurum’da atmıştır. Bu temel ilk meyvesini 23 Nisan 1920’de Türkiye Büyük Millet Meclisi’nin açılmasıyla vermiştir” diye konuştu.
İLAHİ TECELLİ
İstiklâl Marşı’nın Türkiye Büyük Millte Meclisi’nde Kabul edilmesinin 92. Yılını da kutlayan Muhyettin Aksak, Erzurum’un kurtuluşu ile İstiklâl Marşı’nın kabulünün aynı tarihe denk gelmesini ilahi adaletin bir tecellisi olarak nitelendirdi. İstiklâl Marşı’nın bir şiir olmaktan öte bir destan olduğuna dikkat çeken Aksak, “12 Mart, bizim için Milli Şairimiz Mehmet Akif Ersoy’un yazdığı İstiklal Marşı’nın, Milli Marş olarak kabul edildiği tarih olarakta önemlidir. İstiklal Marşımızın kabulü ile Erzurum’un kurtuluşunun aynı tarihe denk gelmesi, ilahi adaletin bir tecellisidir.
Mehmet Akif Ersoy, şiirinde kahraman Türk evlatlarının 7 düvele karşı verdiği insanüstü mücadeleyi anlatırken, dünyalara karşılık bu vatanın verilemeyecek kadar kıymetli olduğuna ve her karış toprağının şehitlerimizin aziz kanlarıyla yoğrulduğuna dikkat çekmiştir. Milli Şairimizin, şiirinde anlattığı durum ne yabana atılabilir, ne de unutulabilir bir durumdur. Bugün halen tazeliğini koruyan ve okunduğunda bizleri duygulandıran İstiklâl Marşı, sıradan bir şiir değil, bir milletin tüm yokluğa ve yalnızlığına ragmen, imanı ile tarihin akışını değiştirdiği önemli hadiselerin anlatıldığı bir destandır” dedi.
Erzurumluların 12 Mart tarihini, Türkiye’nin ve dünyanın neresinde olurlarsa olsunlar unutmadıklarını ve büyük bir coşku ile kutladıklarına dikkat çeken Milletvekili Muhyettin Aksak mesajını: “Bütün Erzurumluların ve tüm milletimizin, 95.’nci kurtuluş yıl dönümünü ve İstiklal Marşı’mızın kabul edilmesinin 92’nci yıldönümü en kalbi duygularımla kutluyor, bu vesile ile; toprağı sıksan kanları fışkıracak olan aziz şehitlerimizi rahmet ve minnetle anıyorum. Ruhları şad, mekanları cennet olsun” diyerek tamamladı.