Diyanet İşleri Başkanlığı, bir akademisyenin Hazreti Peygamber ve babasıyla ilgili nezaket ve hürmet sınırlarını aşan ifadelerinin kabul edilemez olduğunu belirterek, saygısız ve pervasız bu tavrın şiddetle kınandığını bildirdi.
Diyanet İşleri Başkanlığı, bir akademisyenin Hazreti Peygamber ve babasıyla ilgili yazdığı ifadelere ilişkin yazılı açıklama yaptı. Başkanlık tarafından yapılan açıklamada, “İlahiyat Fakültesi'nde görevli bir akademisyenin siyer alanına dair yazdığı bir kitaptan bazı bölümlerin son günlerde medya mecralarında gündeme geldiği görülmektedir. Açıkça ifade etmek gerekir ki, söz konusu kitapta sevgili Peygamberimiz ve babası ile ilgili nezaket ve hürmet sınırlarını aşan bir dil ve kabul edilemez ifadeler kullanılmıştır. Bu saygısız ve pervasız tavrı şiddetle kınıyoruz. Şüphesiz sevgili Peygamberimiz temiz ve şerefli bir sülaleye mensuptur. Babası da saygın ve itibar sahibi bir kimsedir. Vehb kızı Amine ile evlendikten sonra çok yaşamamış, yakalandığı bir hastalık sebebiyle Peygamberimizin dünyaya gelişinden birkaç ay önce genç yaşta vefat etmiştir” denildi.
“Herkesin gerekli hassasiyeti göstermesi, kullandığı kelimeleri itina ile seçmesi, ilmin ve İslam’ın edep ve nezaketine uygun davranması mümin olmanın gereğidir”
Farklı olmak adına ilmi gerçeklikten yoksun ve tutarsızlığı açık birtakım marjinal görüşleri öne çıkartmanın bilgi ahlakı açısından sorunlu ve marazi bir tutum olduğu vurgulanan açıklamada, “Bugün, sorumluluk sahibi her Müslümana düşen görev, Hz. Peygamber’in nezih hayatını ve üstün ahlakını başta nesillerimiz olmak üzere insanlığın her ferdine en güzel şekilde tanıtmanın gayesi ve gayreti içinde olmak, inanç ve medeniyet değerlerimizi ele alırken popülist heveslerin esiri olmadan şuurlu, duyarlı ve aklıselime uygun hareket etmektir” ifadelerine yer verildi.
Açıklamada şöyle denildi:
“Farklı olmak adına ilmi gerçeklikten yoksun ve tutarsızlığı açık birtakım marjinal görüşleri öne çıkartarak konuşmak ve yazmak, bilgi ahlakı açısından sorunlu ve marazi bir tutumdur. Ayrıca özensiz bir üslup ve saygısız bir tutum, akademik özgürlük ve araştırmacı kişilikle asla izah edilemez. İslam'ın muazzez peygamberini ve onun şahsında İslam’a ait değerleri lekelemeye, gözden düşürmeye yönelik iftiraları ve bilinçli çarpıtmaları ilmi gerçeklermiş gibi ele almak ise, akademik dikkatsizlik ve bilgisizliğin yanı sıra vahim bir feraset ve basiret yoksunluğudur. Hangi niyet ve gerekçeyle olursa olsun, Peygamber Efendimizin hayatı ile ilgili araştırmalarda en küçük bir nezaketsizlik ve dikkatsizlik yapılmamalı, saygı ve sevgiden beslenen bir özenle konuşulmalıdır. Bu bağlamda herkesin gerekli hassasiyeti göstermesi, kullandığı kelimeleri itina ile seçmesi, ilmin ve İslam’ın edep ve nezaketine uygun davranması, mümin olmanın gereğidir.”