Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Ali Erbaş, “Muhakkak ki hayat, boşluk kabul etmemektedir. Bizim dokunmadığımız nesillerin kalbi bizim irademiz dışındaki kişiler ve kurumlar tarafından doldurulacaktır” dedi.
Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanlığının üniversite öğrencilerine yönelik düzenlediği Diyanet Genç Çalıştayı başladı. Diyanet İşleri Başkanlığında gerçekleştirilen çalıştayın açılış konuşmasını Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş gerçekleştirdi. Çalıştayın açılışına Din İşleri Yüksek Kurulu Başkanı Prof. Dr. Abdurrahman Haçkalı da katıldı.
“KUŞAKLAR ARASINDA BU UYUMSUZLUKLAR VE ÇATIŞMALAR DAHA SIKLIKLA YAŞANMAKTA, GENÇLER İLE YETİŞKİNLER ARASINDA İDEAL BİR İLETİŞİM DİLİ OLUŞTURAMAMANIN SIKINTISI YAŞANMAKTADIR”
Dünyanın sürekli bir değişim içerisinde olduğunu söyleyen Diyanet İşleri Başkanı Prof. Dr. Erbaş, “Tarihin her döneminde gençler ve yetişkinler arasında iletişim sorunları yaşanmış, kuşak çatışması meselesi gündeme gelmiştir. Elbette bu durum genç ve yetişkin bireylerin kişisel hayatlarını olduğu kadar onları çevreleyen toplumsal işleyişi de etkilemektedir. Günümüz dünyasında da durum farklı değildir. Belki günümüzde biraz daha ivme kazanmış biraz daha artmıştır. Kuşaklar arasında bu uyumsuzluklar ve çatışmalar daha sıklıkla yaşanmakta, gençler ile yetişkinler arasında ideal bir iletişim dili oluşturamamanın sıkıntısı yaşanmaktadır. Bu nedenle farklı kuşakların birbirlerini tanımaları, anlamaları ve doğru bir iletişim içinde olmaları son derece önemlidir buna büyük ihtiyaç vardır. Zira her yaş grubu toplumsal hayata ve toplumsallaşmanın sürdürülmesine karşılıklı olarak katkı sağlamaktadır ve bunlar ihmal edilmemelidir” ifadelerini kullandı.
“Nesiller Birbirlerini Çok Hızlı Eskitip Aşındırırken Genç Nesille İletişim Kurabilmenin Yollarını Bulmakta Acele Etmeliyiz”
Gençlerin değişen toplumda daha fazla zorlukla karşı karşıya kaldığını belirten Prof. Dr. Erbaş, “Bu noktada yetişkinlerin deneyimleri, tecrübeleri çok kıymetlidir ve önemli bir rehber niteliğindedir. Gençler yetişkinlerin tecrübelerini dinlerken ‘O benim için bir rehberlik yapıyor’ duygusuyla dinlerse istifade eder. Bana bilmişlik taslıyor mantığı içerisinde hareket ederlerse o zaman bu tecrübeden istifade edemezler. Yetişkinlerinde çok iyi üslupla bunu yapması gerekiyor. Ölçüyü ‘Kolaylaştırınız, zorlaştırmayınız’ sözleri ile peygamber efendimiz koymuştur. Yeni kuşakların dilini ve üslubunu anlamanın bizler için bir zorunluluk olduğunu da ifade etmek gerekiyor. Nesiller birbirlerini çok hızlı eskitip aşındırırken genç nesille iletişim kurabilmenin yollarını bulmakta acele etmeliyiz” diye konuştu.
Gençlerin fikirlerinin önemine vurgu yapan Prof. Dr. Erbaş, “Çağı dikkate almadan, eleştirilere kulak vermeden, farklı fikirleri görmeden, gençlerle diyalog kurabilme çabaları sonuç vermez, vermeyecektir. Onların gerçeklerini, hislerini, hayallerini bilmeden tutkulu bir şekilde onlara ulaşma çabası da bir fayda sağlamayacaktır. Buna da çok dikkat etmemiz lazım. Yeni kuşağın sadece dil ve üslubunun değil, düşünce tarzlarının, anlama biçimlerinin ve kendilerini ifade etme yöntemlerinin farklılaştığını da görmemiz gerekiyor. Son yıllarda çokça kullanılan Z kuşağı ifadesi hepimizi yakından ilgilendiriyor. Yani 2000 yılından sonra doğanlar. Bizim çocukluğumuzdaki anlayışla 2000 sonrası Z kuşağının, hem yetişme çağı çok farklı. Onun için ona göre bir üslup ona göre bir yaklaşım tarzı belirlememiz gerekiyor” ifadelerine yer verdi.
“YARGILAMADAN, ETİKETLEMEDEN, GENÇLERİMİZİN FİKİRLERİNİ, DÜŞÜNCELERİNİ, İDEALLERİNİ, HAYALLERİNİ DİNLEMEMİZ GEREKİYOR”
Gençlerin beklentilerine değinen Başkan Prof. Dr. Erbaş şu ifadeleri kaydetti:
“Günümüz gençliği, bizlerin onları anlamada yetersiz kaldığımızı düşünüyor. Bizlerden, daha müsamahakar olmamızı ve kendilerine anlayışla karşılamamızı bekliyorlar. Özgürlüğüne düşkün, hayatına müdahaleden hoşlanmayan bu kuşak, şeffaflık ve bugün burada gerçekleştireceğimiz çalıştaylar gibi kendilerinin de iştirak edebileceği diyaloglar bekliyor. Dolayısıyla yargılamadan, etiketlemeden, gençlerimizin fikirlerini, düşüncelerini, ideallerini, hayallerini dinlememiz gerekiyor. Bunun kolay olmadığını da biliyorum Baba olarak, hoca olarak, idareci olarak biliyorum. Bildiğimiz şeyle ilgili tedbir almak üslup belirlemek daha kolay olur. Bilmezsek daha zor olura ama biliyoruz Çünkü toplumda yaşıyoruz.
Bu yüzden yetişkinler olarak çalışmalarımızı, plânlarımızı yeni nesilleri kuşatacak şekilde geliştirmek durumundayız. Zira bütün gençlerimiz bizim için aynı derecede değerli ve önemlidir. Hepsi bizim gençlerimiz. Fıtrat üzere yaratılmışlardır. Önemli olan o fıtratı muhafaza etmelerine yardımcı olmak. İstiyoruz ki, gençlerimiz iyiyi kötüden, doğruyu yanlıştan, faydalıyı zararlıdan ayırt edebilen; bir ruha sahip olabilsin. Can taşıyan bütün varlıklara karşı merhamet hissiyle, çevreye karşı koruma duygusuyla yaklaşabilen örnek bir nesil olsun.
Hayatın ve varoluşun gayesini idrak eden, kendine, topluma, çevreye ve rabbine karşı sorumluluklarının bilincinde olan, tarihini bilen ve geleceğe umutla bakan; büyük ideallerinin peşinde koşarken başkalarının haklarına saygıyı ihmal etmeyen bir nesil olsun. Bu şekilde gençlerimizi bilgilendirmeye ve ruhen onları geliştirmeye yönelik olsun istiyoruz. Bunun için de tüm imkanlarımızla gayret etmemiz gerekiyor.”
“BİZİM DOKUNMADIĞIMIZ NESİLLERİN KALBİ BİZİM İRADEMİZ DIŞINDAKİ KİŞİLER VE KURUMLAR TARAFINDAN DOLDURULACAKTIR”
Gençlerle ilgilenmenin öneminin çok büyük olduğuna dikkat çeken Prof. Dr. Erbaş, “Muhakkak ki hayat, boşluk kabul etmemektedir. Bizim dokunmadığımız nesillerin kalbi bizim irademiz dışındaki kişiler ve kurumlar tarafından doldurulacaktır. Başkaları tarafından doldurulabilecek ve bu bazen felâketlere sebep olabilecektir. Dahası eğer bir inancı, davayı gençlerimizin anlayacağı şekilde doğru olarak tanıtamazsak, o nesiller istismara açık hale gelecektir” ifadelerine yer verdi.
“İSLAM YERYÜZÜNE GÖNDERİLMİŞ EN BÜYÜK NİMETTİR”
İslam dininin insan için en büyük nimet olduğunu ifade eden Başkan Prof. Dr. Erbaş, “İnsan sorumluluk sahibi bir varlıktır. Yaratıcımıza karşı sorumluluklarımız vardır. Vatanımıza, milletimize, ailemize, akrabalarımıza, çevremize, komşularımıza karşı sorumluluk sahibiyiz. Hayata böyle anlam katabiliriz. Daha müreffeh, daha huzurlu, daha yaşanabilir bir dünya için birlikte düşünmemiz ve sizlerin dinamizmi ve kararlığı ile birlikte hareket etmemiz gerekmektedir. Ben Diyanet işleri Başkanı olarak şunu söylemek zorundayım. Yeryüzüne İslam bunun için gönderilmiştir. İslam yeryüzüne gönderilmiş en büyük nimettir. Rabbimiz böyle buyuruyor. Bizim bu nimete sahip çıkmamız gerekiyor. Şimdi bu sorumluluk bilinciyle sizlerle birlikte geleceğe bakma zamanıdır” değerlendirmesini yaptı.