Oylum Demiray'ın yazısı :
Fatih Altaylı yine kitabın ortasından yazmış…
Geçtiğimiz gün katledilen çift olayını kaleme almış…
Türk düşmanlığının ayyuka çıktığı bir vasatta, namuslu bir kalemin yazması gerekenleri dile getirmiş…
Eklenecek çok şey var da…
Gerek yok…
Aynını sütunlarımıza alıp okurlarımızla paylaşalım yeter…
Buyurun:
ASLINDA pek görülmedik bir şey değil ama son zamanlarda pek rastlamamıştık.
İki farklı dinden insanın evliliği infazla noktalandı.
Müslüman bir genç ile Ermeni bir kız birbirlerini sevmişler. Aileleri onay vermemiş. Onlar da ailelerin rızası dışında evlenmişler.
Ancak aileler bunu kabul etmemiş. Özellikle de Ermeni genç kızın ailesi olayı hiç sindirememiş.
Kendilerini konu komşuya, çevreye rezil olmuş gibi hissetmişler. Kızla çocuğa baskı yapmışlar. “Kilisede nikâh kıyın. Çocuk da Hıristiyan olsun” demişler.
Genç damat bunu kabul etmeyince Ermeni gelinin ağabeyi gençlerle buluşmuş.
Önce öpmüş koklamış, sonra kafalarına birer kurşun sıkıp ikisini de öldürmüş.
Acı, çok acı bir olay.
Ne bir ilk, ne bir son olacak.
Zaten Ermeni Kilisesi de sorunun farkında, ileride olabilecek benzer evliliklerde en azından aileleri teskin etmek için “kutsama” diye bir şey uydurmuşlar. Farklı dinden de olsalar, kilise yeni evlileri kutsayacak.
Neyse meselemiz o değil.
Benim sormak istediğim başka bir şey. Bu üzücü olay oldu, biz dahil bazı gazetelerin manşetlerinde ya da iç sayfalarında yer aldı. Ve kapandı, gitti. Peki, ya bir de bunun tersi olsaydı.
Yani genç çifti öldüren kişi Ermeni kızın tarafı değil de Müslüman Türk delikanlının ailesinden biri olsaydı ne olurdu?
Entel dantel takımı Türkleri yerden yere vurur, yürüyüşler, gösteriler düzenlenir, 1.5 milyon+2 pankartları açılır, uluslararası medya olayın ve haberin üzerine atlar, dünyanın bütün gazeteleri meseleyi manşete taşırdı.
Neyse Türkiye’yi Allah korudu.
Vuran Ermeni olunca konu kapandı, gitti.
Biz de derin bir “Ohhh” çektik!
http://www.ankaragazetesi.com/default.asp?page=yazar&id=488