Erzurum’dan 2022 yılının ilk ayında 13 sektör ihracat kaydetti. Bir önceki yılın aynı ayına göre 4 sektör ihracatında artış, 7 sektörün ihracat değerinde ise düşüş görüldü. En yüksek değerde ihracat gerçekleştiren sektörler, Kimyevi Maddeler ve Mamulleri, Hububat, Bakliyat, Yağlı Tohumlar ve Mamulleri ile Makine ve Aksamları sektörü oldu.
ARTIŞ GÖSTEREN SEKTÖRLER
2021 yılı ocak ayına göre Elektrik ve elektronik, otomotiv Endüstrisi, Makine ve aksamları ile Kimyevi maddeler ve mamulleri sektörlerinin ihracat değeri arttı. Artış oranı elektrik ve elektronikte yüzde 5516, otomotivde 375.1, Makine ve aksamları sektöründe yüzde 234.1 ve Kimya sektöründe ise yüzde 54.9 olarak belirlendi
DÜŞÜŞ GÖSTEREN SEKTÖRLER
Geçen yıla göre ihracat değeri düşüşü madencilikte yüzde 40.4, Mobilyada yüzde 50.9, Demir ve demirdışı metallerde yüzde 83.6, İklimlendirme sektöründe yüzde 89.0, Çelik’te yüzde 96.5, hazırgiyim ve konfeksiyon sektöründe ise yüzde 97.8 oranında görüldü.
İHRACAT DEĞERİ VE SEKTÖREL DAĞILIM
TİM verilerine göre ocak 2022 döneminde Kimya sektörü 432.3, Hububat sektörü 420.5, Makine sektörü 262.7, Otomotiv sektörü 232.4, Çimento sektörü 121.6, Elektrik sektörü 94.9, Demircilik sektörü 31.0, Tekstil sektörü 19.0, Mobilya sektörü 13.3, Madencilik sektörü 4.6, İklimlendirme sektörü 2.5, Çelik sektörü 1.73, Hazırgiyim ve konfeksiyon sektörü ise 0.23 bin dolar değerinde ihracat yaptı.
TÜRKİYE, SİYASETİ VE TİCARETİ
İhracatçıları küresel sınamalar ve fırsatlar hakkında bilgilendiren TİM, bu kapsamda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Kalın'ı TİM Dış Ticaret Kompleksi'nde ağırladı. “Cumhuriyetimizin 100'üncü Yılına Doğru Jeopolitik Sınamalar ve Fırsatlar” başlıklı sunum gerçekleştiren Kalın, “Yerli ve milli olmak ile dünyaya entegre olmak arasındaki dengenin kurulması büyük önem arz ediyor. Altın oran dengeyi sağlayan temel unsurdur. Türkiye, doğu ile batı arasında, yerel-milli olmak ile küresellik arasında, gelenek ile modernize arasında bu altın oranı ve dengeyi kurmuştur. Siyaset anlayışımızı ve ticaretimizi altın oranla geliştirmeye devam edeceğiz. Bu manada Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına dünyanın en güçlü ve saygın ülkelerinden birisi olarak gireceğini söyleyebiliriz. Cumhuriyetimizin temelleri bize böyle bir imkanı fazlasıyla sunmaktadır“ dedi
Ülkemizin dış politikasının ticaretin önünü açtığına değinen TİM Başkanı İsmail Gülle, “ihracatımız da dış politikamızı güçlendirdi. Bu sayede geçtiğimiz yıl ihracatımıza artı 25 milyar dolar değer kattık. İhracatımız, pandemi öncesi zirve yılımız olan 2019'a kıyasla; ABD'ye yüzde 64, Birleşik Arap Emirlikleri'ne yüzde 52, İsrail'e yüzde 42, Rusya'ya yüzde 39, Ukrayna'ya yüzde 35, Çin'e yüzde 34 arttı. Önceki gün imzalanan Türkiye – Ukrayna Serbest Ticaret Anlaşması ile ikili ticaretimizde inşallah çok daha yüksek rakamlara ulaşacağız. Bundan sonrasında da yeni hedeflere, ülkemizin jeopolitik konumunun avantajlarını sonuna kadar kullanarak kararlılıkla yürüyeceğiz” diye konuştu.
61 İhracatçı Birliği, 27 sektör ile 100 bini aşkın ihracatçının tek çatı kuruluşu olan Türkiye İhracatçılar Meclisi (TİM) ihracatçılarını yeni fırsatlar konusunda bilgilendirmeye devam ediyor. TİM, bu kapsamda Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Kalın'ı TİM Dış Ticaret Kompleksi'nde ağırladı. Etkinliğin açılışını TİM Başkanı İsmail Gülle gerçekleştirirken, İbrahim Kalın “Cumhuriyetimizin 100'üncü Yılına Doğru Jeopolitik Sınamalar ve Fırsatlar” başlıklı sunum gerçekleştirdi.
Cumhuriyetin 100'üncü yılına giderken yeni hedefler konusunu birlikte kolektif bir şekilde düşünmek gerektiğini belirten Türkiye Cumhuriyeti Cumhurbaşkanlığı Sözcüsü ve Cumhurbaşkanı Başdanışmanı Prof. Dr. İbrahim Kalın, “Çünkü bizim hikayemiz hepimizin hikayesi olmak zorunda. Türkiye'nin büyük hikayesi 100 yıllık bir hikayeden ibaret değil. Bizim çok daha köklü devlet geleneğimiz var, tarih bilincimiz var. Cumhuriyet ile birlikte yakın tarihimizde yeni bir sayfa açtık. Bin küsür yıllık devlet geleneğimiz içerisinde yeni bir devlet kurduk. Yeni dünyaya Cumhuriyet ile bakıyoruz. Önümüzdeki yıl Cumhuriyetimizin 100. Yılı bunun muhasebesini yapıyoruz. Cumhuriyeti ne seviyeye getirdik, bundan sonra önümüze ne tür hedefler koymalıyız, bunu hep beraber değerlendirmek zorundayız” dedi.
“DENGEYİ ALTIN ORAN İLE BULABİLİRİZ”
“Yerli ve milli olmak ile dünyaya entegre olmak arasındaki dengenin kurulması büyük önem arz ediyor” diyen Kalın, şöyle devam etti: “Bazen yerli ve milli olmak kendimizi dünyaya kapatmakmış gibi algılanabiliyor. Küreselleşme de bizim yerli ve milli değerlerimizden, kimliğimizden, coğrafyamızdan uzaklaşmakmış gibi takdim ediliyor. Bizim aradığımız şey bir üst kavram olarak altın orandır. İfrat ve tefrit arasında ikisini de reddederek orta yolu bulmaktır. Altın orana ulaştığımız zaman farklılıkları bir araya getirip buradan bir sinerji çıkarmak mümkün olacaktır. Altın oran dengeyi sağlayan temel unsurdur. NATO'ya üye bir ülke olarak diğer coğrafyalarla ilişkilerimizi geliştirerek devam ediyoruz. Bu altın orandır. İhracat kadar ithalata da gerek vardır. Burada da altın oranı bulmamız gerekir. İmam Gazali'nin dediği gibi 'haddini aşan zıddına döner' sınırını aştığında ters etki yapmaya başlar. O yüzden asıl olan sınırlarımızı bilerek, haddimizi bilerek altın oranı bulmaktır. Türkiye doğu ile batı arasında, yerel-milli olmak ile küresellik arasında, gelenek ile modernize arasında bu altın oranı ve dengeyi kurmuştur. Siyaset anlayışımızı ve ticaretimizi altın oranla geliştirmeye devam edeceğiz. Bu manada Cumhuriyetimizin 100'üncü yılına dünyanın en güçlü ve saygın ülkelerinden birisi olarak gireceğini söyleyebiliriz. Cumhuriyetimizin temelleri bize böyle bir imkanı fazlasıyla sunmaktadır.”
“METAVERSE GİBİ YENİ DÜNYALARA İLGİSİZ KALMA ŞANSIMIZ YOK”
İnsanlığın fiziki gerçekliğin ötesine geçen başka gerçeklik boyutlarıyla ilerlediğini kaydeden Kalın, “Biz buna sanal gerçeklik, güçlendirilmiş gerçeklik ve metaverse diyoruz. Aslında bir anlamda gerçek işe hayal ettiğimizin iç içe geçtiği ve bunların birbirini beslediği bir dünyaya doğru hızlı bir şekilde gidiyoruz. Metaverse dediğimiz yeni dünyalarla karşımıza yeni fırsatlar ve tehditler çıkacak. Bu dünyalara ilgisiz kalma şansımız yok. Bunları doğru yönetebilirsek, fiziki gerçekliğin ötesindeki alternatif sanal gerçeklikleri insanlığa sunabilmek için belki yeni fırsatlar olacaktır. Böylece sadece değişimin peşinden koşan değil değişimi tanımlayan ve yönlendiren bir millet olarak 100. yıla girmek ve ötesine doğru ilerlemek mümkün hale gelecektir. Web 3.0 ve metaverse gibi birtakım gerçeklikler artık hayatımızda yer alıyor. Geleceği inşa eden yazılımcılar bulunuyor. Önümüzdeki dönemde biyo güvenlik, siber güvenlik ve gıda güvenliği konuları da ön plana çıkacak. Buradaki faaliyet ve yatırımlarımızı da artıracağız” açıklamasında bulundu.
Bazı Ülkelerle Yeni Sayfalar Açılacak
Cumhurbaşkanı'nın, gittiği her ülkede ihracatçıların sorunları ve yatırımlarını en önemli gündem maddeleri arasında bulundurduğunu kaydeden Kalın, “Yakın zamanda çok güzel gelişmeler olacak. Bazı ülkelerle yeni sayfalar açma hazırlığındayız. Mısır ile görüşmelere başladık. Suudi Arabistan ile görüşmelerimiz devam ediyor. İsrail ile önemli bir noktaya geldik. Birçok ülkede yeni fırsatlar oluşacak. Yakında meyvelerini toplamaya başlarız. TİM Başkanı İsmail Gülle, her fırsatta ihracatçıların sorunları ve taleplerini bizlerle paylaşıyor. Hedeflerin ötesinde bir yıl geride kaldı. Şimdi 250 milyar doları, Cumhuriyetimizin 100'üncü yılında 300 milyar doları hedefliyoruz. Her sorunun üzerinde çalışıyoruz. 2022 yılı, sorunların çözüme kavuştuğu, güzel haberlerin olacağı bir yıl olacak” ifadelerini kullandı.
“UKRAYNA GÜNDEMİMİZDE OLMAYA DEVAM EDECEK”
Rusya-Ukrayna krizi ile ilgili konuşan Kalın, ''Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın Ukrayna ziyareti krizin aşılmasında önemli bir rol oynadı, önümüzdeki dönemde Ukrayna konusu gündemimizde olmaya devam edecek. Ukrayna ile imzalanan STA, ikili ticaretimize katkı sağlayacak, ilişkilerimizin devamı için önemli bir rol oynacaktır. Ukrayna, önümüzde 3-5 ayın değil, 3-5 yılın konusu olmaya devam edecek. Türkiye olarak herhangi bir savaşa, askeri müdahaleye mahal vermeden bu krizin aşılması yönünde üzerimize düşen görevi yapmaya devam edeceğiz. Burada da altın oranı bulmaya çalışacağız'' diye konuştu.
“NAHÇIVAN-AZERBAYCAN KORİDORUNDA SOMUT NETİCELERİ GÖRECEĞİZ”
Ermenistan ile normalleşme sürecinin bölgedeki ticarete ve barışa katkı sağlayacağına dikkat çeken Kalın, sözlerini şöyle sürdürdü: ''Nahçıvan-Azerbaycan arasındaki koridorunun açılması normalleşme diye tabir ettiğimiz sürecin bir parçasıdır. Hem bizim hem de Azerbaycan'ın Ermenistan ile müzakere ettiği bir konudur. Coğrafi bütünlüğü sağlamak açısından bu koridorun açılması son derece önemlidir. Hem karayolu hem de demir yolu çalışmaları sürüyor. Yakın zamanda somut neticelerini göreceğiz. Bölgenin özellikle ekonomik olarak kalkınması için de büyük önem arz ediyor. Bu süreç hem Türkiye'yi hem de Azerbaycan'ı ve tüm bölgeyi rahatlattığı gibi en çok Ermenistan'ı rahatlatacak. Türk Hava Yolları Erivan'a uçuşlarını başlattı. Türkiye ve Ermenistan arasında bir normalleşme süreci var. Bu normalleşme süreci devam edecek. Eş zamanlı olarak Azerbaycan ile Ermenistan arasındaki sınır sorunları çözülecek ve barış anlaşması imzalanacak. Bu koridor, bizim Azerbaycan'ın ötesine gitmemizi kolaylaştıracak.''
Büyükelçilik Açılan Ülkelere İhracat Yüzde 30 Artıyor
Etkinliğin açılış konuşmasını yapan TİM Başkanı İsmail Gülle, Türkiye'nin güçlü bir global vizyon ile dünyada en fazla dış misyona sahip olan beşinci ülke konumuna yükseldiğini ifade etti. Yapılan araştırmalar neticesinde büyükelçilik açılan ülkelere ihracatın yaklaşık yüzde 30 oranında artığını söyleyen Gülle, dış temsilcilik hamlesinin önemli adreslerinden birinin de Afrika olduğu bilgisini verdi ve şöyle devam etti: “Dış politikada kıtaya gösterilen ilgi dış ticaretimize doğrudan yansıdı. Afrika'ya ihracatımız son 20 yılda 1,5 milyar dolardan 21 milyar dolara yükselerek 14 kat arttı. Aralık ayında gerçekleşen 3'üncü Türkiye-Afrika Ortaklık Zirvesi'nde Sayın Cumhurbaşkanımızın ifade ettiği üzere kıtayla ticaret hacmimizi 75 milyar dolara çıkaracağız.”
UKRAYNA İLE İMZALANAN STA, İKİLİ TİCARETİMİZİ ARTIRACAK
Ülkemizin dış politikasının ticaretin önünü açtığına değinen Gülle, “ihracatımız dış politikamızı güçlendirdi. Bu sayede geçtiğimiz yıl ihracatımıza artı 25 milyar dolar değer kattık. İhracatımız, pandemi öncesi zirve yılımız olan 2019'a kıyasla; ABD'ye yüzde 64, Birleşik Arap Emirlikleri'ne yüzde 52, İsrail'e yüzde 42, Rusya'ya yüzde 39, Ukrayna'ya yüzde 35, Çin'e yüzde 34 arttı. Geçtiğimiz yıl 112 ülkeye ihracat rekoru kırmayı başardık. Hükümetimiz ihracatçılarımızın önünü açacak anlaşmalara imza atmaya 2022 yılında da devam ediyor.
Önceki gün imzalanan Türkiye – Ukrayna Serbest Ticaret Anlaşması ile ikili ticaretimizde inşallah çok daha yüksek rakamlara ulaşacağız” dedi.
3,5 Yılda 35 Binden Fazla Yeni İhracatçı
Anadolu'nun dört bir köşesinde ihracat heyecanının devam ettiğini dile getiren Gülle, “İhracatımız her geçen gün daha da artıyor. Bu ilgiyi iyi değerlendirerek, ihracatımızı yeşil sahalara dahi taşıyarak 81 ile yaydık. Artık ihracat yapmayan tek bir il kalmadı. Göreve geldiğimizde 65 bin olan İhracatçı sayımız; Sadece 3,5 yılda 100 bini aştı. Hükümetimiz ihracatın yolunu açtı. İhracat ailemiz ise 20 sektörde rekorlar kırarak ihracatımızı yeni bir lige taşıdı. Bundan sonrasında da yeni hedeflere, ülkemizin jeopolitik konumunun avantajlarını sonuna kadar kullanarak kararlılıkla yürüyeceğiz” ifadelerini kullandı.