Erzurum Barosu'na kayıtlı yaklaşık 30 avukat, haklarında suç duyurusunda bulunulan ve yetkileri kaldırılan savcılara destek ziyareti gerçekleştirdi. Avukatlar adına konuşan Zahide Yavuz, yüksek yargının siyasi bir kurum gibi açıklama yaptığını belirterek, Türkiye'nin yargıçlar hükümetine doğru gittiğini söyledi.
Erzurum Barosu'na kayıtlı avukatlar bugün öğleden önce Adliye Binası önünde Hâkimler ve Savcılar Yüksek Kurulu'nun (HSYK) aldığı kararı kınayan bir açıklama yaparak, yetkileri alınan savcılara destek verdi. Grup adına konuşan Avukat Zahide Yavuz, HSYK kararının keyfi olduğunu belirti.
Bir ilin Cumhuriyet Başsavcısı'nın tutuklanmasına yetecek kadar somut delillerin varlığının mahkemece kabul edilmesinin göz ardı edildiğini dile getiren Yavuz, kamuoyunda yargılama yetkisinin nerede olması gerektiği yönünde tartışmaların yoğunlaşmasını üzülerek izlediklerini kaydetti.
Yüksek yargının görev ve yetkilerinin Anaysa ve ilgili yasalarda düzenlendiğini belirten Yavuz, "Yüksek yargıdan beklenen tarafsız ve bağımsız olarak her tür siyasi, ideolojik ve sübjektif değerlendirme ve yaklaşımlarda uzak olarak görevlerini ifa etmesidir. Ancak ülkemizde bunun böyle olmadığını yüksek yargının Anaysa ve yasaların kendilerine verdiği yetkileri aşarak yetki gaspında bulunduğunu, tartışmalı ve siyasi kararlar alındığını üzülerek müşahede etmekteyiz." diye konuştu.
Türkiye'nin hızlı bir şekilde demokrasiden yargıçlar hükümetine doğru hızla ilerlediğini ifade eden Avukat Yavuz, yüksek yargının görevlerini ile çelişen yaklaşımının hâkim ve savcılar üzerinde vesayeti aşan bir baskıya dönüştüğüne dikkat çekti.
Büyük bir fedakârlık ve cesaretle kanunların kendisine verdiği yetkileri ifa eden Cumhuriyet savcılarının hukuka aykırı ve keyfi bir şekilde görevden alındığını vurgulayan Yavuz şöyle konuştu: "Erzurum Özel Yetkili Cumhuriyet savcılarının yürüttükleri soruşturma dosyası incelemeden, soruşturma şüphelisini Erzurum'a intikalinden birkaç saat sonra adeta yargısal bir darbeyle yetkileri ellerinden alınmıştır. HSYK'nın temel işlevi hâkim ve savcıların tarafsız bağımsız bir şekilde görevlerini yapmalarına imkân tanımak özlük haklarını ile ilgili diğer hususları karar başlamaktır. Erzurum özel yetkili cumhuriyet savcıları Osman Şanal, Rasim Karakullukçu, Mehmet Yazıcı ve Tarık Gür'ün yetkililerinin alınması ve Erzurum Cumhuriyet Başsavcısı Sinan Kuş ile haklarında suç duyurusunda bulunulması yargısal bir darbe olup yargıya müdahaledir. Yetkisi elinden alınan Cumhuriyet Savcılarının, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner, hakkında yürüttükleri soruşturmada CMK 250. maddesine göre hareket edilmiş olup herhangi bir yorum hatası veya yetki aşımı bulunmadığı kanaatindeyiz. HSYK'nın bu keyfi ve kanunsuz kararı karşısında Yargıtay, Danıştay ve Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yapmış destek açıklamaları ihsas-ı rey niteliğindedir. Siyasi bir kurum gibi yapılan bu açıklamalar yüksek yargının güvenilirliğini tarafsızlığını tartışmalı hale getirmiştir."