Gıda Mühendisleri Odası Erzurum Temsilcisi Doç. Dr. M. Murat Karaoğlu, 5996 Sayılı Veteriner Hizmetleri, Bitki Sağlığı, Gıda ve Yem Kanunu ile ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu. Yasalaştıktan 6 ay sonra, 13 Aralık 2010 tarihinde tüm maddeleriyle yürürlüğe girmiş bulunan yasanın, Türkiye‘deki 50 bin gıda işletmesinin yaklaşık yüzde 80‘inin sadece işyeri bilgisi ve insafı ile üretim yapmasını sağlayacağını kaydeden Karaoğlu, “Artık yaşamsal faaliyetlerimizi yerine getirebilmemiz için tüketmek zorunda olduğumuz gıdaların üretiminde konu uzmanlarının bulunması gerekliliği yoktur. Gıda güvenliğine aykırı uygulamaların çoğunlukla küçük işletmelerden kaynaklandığı düşünüldüğünde; kanunun uygulanmasının gıda güvenliği ve halk sağlığı için ne denli tehlikeli sonuçlar yaratacağı anlaşılmaktadır. Son derece yetersiz olan denetçi sayısı ile gıdalarımızı denetleyebilmekten uzak olan kamu, şimdi de sektörde çalışan mühendisleri uzaklaştırarak yeni bir sorun alanı yaratmaktadır.” diye konuştu.
TÜKETİCİ SAĞLIĞI
Mühendis olmadan üretim yapan işletmelerin, halk ve tüketici sağlığı açısından büyük riskler oluşturabileceğini anlatan Karaoğlu, bu risklerin, kısa vadede gıda zehirlenmesi olabileceği gibi, uzun vadede toksik ve kanserojen etkiler de olabileceğini belirtti. Doç. Dr. M. Murat Karaoğlu, “Söz konusu yasal düzenlemeyle halk ve tüketici sağlığı, yalnızca işletme sahibinin bilgisine ve alışkanlıklarına terk edilmiş bu tip işletmelerin gıda üretimleri, kamunun denetim gücünün oldukça eksik ve yıpranmış olduğu günümüz koşullarında, her gün basına yansıyan bir başka gıda skandalının konusu durumundadırlar.” dedi.
TÜKETİLEN TÜM GIDALARIN SORUMLULUĞU GELİŞİGÜZEL BİR DURUM ALACAK
Gıda işyerlerinin, gıda alanında eğitimli olmadan, gıda güvenliği ile ilgili tehlikeleri bilmeden ürettikleri ürünleri piyasaya sunabileceklerini belirten Karaoğlu, “Çünkü Tarım ve Köyişleri Bakanlığı, kanun ve bu kanuna dayalı hazırlanan yönetmelik taslaklarıyla, dünyada eşi olmayan bir uygulamaya gidiyor. Gıda alanında bir bilgisinin olup olmadığını bilmediği işyeri sahiplerine tüketeceğimiz gıdaların tüm sorumluluğunu hiçbir şarta bağlamadan bırakıyor. Artık gıda işletmeci, eğitimli olmadığı bir alanda, konuda uzman olmayan kişilerce üretildiğinde halk sağlığı açısından çok büyük bir risk oluşturma ihtimali olabilecek işlenmiş gıda ürünlerini üreterek tüketicilere arz edebilecektir. Bizler, kamu kurumu niteliğindeki meslek kuruluşları olan odalar olarak, bu konuda da kamu yararına bir tavrın geliştirilmesinin ısrarlı takipçileriyiz. Bu çerçevede diyoruz ki; gıda güvenliğinin vazgeçilmezliği ilkesi çerçevesinde, doğru üretim yapma gayreti içinde olan esnafı da koruyan çözümler bulunmalı ve yaşama geçirilmelidir. Bu doğrultuda, gıda güvenliğini sağlama amaçlı önceki düzenlemeden geri adım atarak halk sağlığını riske etmek yerine; hem işletmelerin teknik ve hijyenik standartlarının yükseltildiği ve hem de personel çalıştırmanın küçük işletmeler üzerine bir yük oluşturmayacağı ara çözümler, sorunun halk, esnaf ve mühendis ortak yararına olacak biçimde çözümlenmesi için en doğru yol olarak görülmektedir.” şeklinde konuştu.