Atatürk Üniversitesi Mühendislik Fakültesi Çevre Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Yrd. Doç. Dr. Nuhi Demircioğlu, enerji üretim politikaları ve hidroelektrik santralleriyle ilgili olarak bazı değerlendirmelerde bulundu.
HES’LER VE ÇEVRE UYGUNLUĞU
Hidroelektrik santraller ile elektrik üretiminin, dünyada toplam elektrik üretimine yaklaşık yüzde 25 oranında katkıda bulunduğunu kaydeden Demircioğlu, hidroelektrik santralleri ile enerji üretimi için öncelikle uygun coğrafi koşulların sağlanması gerektiğini vurguladı. Günümüz koşullarında kullanılabilir hidroelektrik kapasitenin büyük bir bölümünün hali hazırda kullanıldığını anlatan Demircioğlu, “Hidroelektrik santrallerin çevre ile etkileşimlerine gelince, büyük su rezervuarlarının oluşması nedeni ile ortaya çıkan toprak kaybı sonucu doğal ve jeolojik dengenin bozulabilmesi olasıdır. Bu rezervuarlarda oluşan bataklıklar da, metan gazı oluşumu için uygun bir ortam teşkil ederler. Çevre ve enerji ilişkileri son yılların gündeminden hiç düşmemekte, sürekli olarak güncelliğini korumaktadır.” diye konuştu.
ENERJİ YATIRIMLARI VE ÇEVREYE ETKİLERİ
Enerji yatırımlarının, özellikle hidroelektrik santrallerinin çevreye etkilerinin son iki yıldır ülke gündemini meşgul etmeye devam ettiğine işaret eden Demircioğlu, akarsu ve dereler üzerine yapılacak HES’lerin adeta bir çevre çatışması halini aldığını ifade etti.