Kapsamlı restorasyonlara tabi tutulması gereken tarihi eserlerin büyük bir bölümünde, yüklenici müteahhit firma sıkıntısı yaşandığı bildirildi. Türkiye’nin birçok bölgesinde yaşanan bu sıkıntıdan Erzurum’daki tarihi Çifte Minareli Medrese de nasibini aldı.
Erzurum Vakıflar Bölge Müdürü Kenan Üngan, tarihi Çifte Minareli Medrese’nin bu yıl kapsamlı bir restorasyon çalışmasına tabi tutulacağını anımsatarak, çalışmalara başlanması sürecinde karşılaşılan müteahhit firma sıkıntısına değindi.
FİRMA TESPİTİ ÇALIŞMALARI
Çifte Minareli Medrese gibi büyük hacimli tarihi bir yapının restorasyonunun, ancak benzer nitelikte iş bitirmiş olan yüklenici firmalar tarafından yapılabileceğine dikkati çeken Üngan, Erzurum ve bölgede söz konusu niteliklere haiz yüklenici bulunmadığını dile getirdi. Üngan, özellikle büyükşehirlerde faaliyet gösteren ve iş bitirmiş olma niteliği taşıyan yüklenici firmaların tespiti yönünde bir çalışma başlattıklarını belirterek, tarihi Çifte Minareli Medrese’nin restorasyonuna en kısa sürede başlamayı planladıklarını ifade etti. Yüklenici firma sıkıntısı dolayısıyla restorasyon çalışmalarının aksamaması için alanında uzman kişi ve kuruluşlarla temasların sürdürüldüğünü vurgulayan Üngan, “Çifte Minareli Medrese gibi çok önemli bir tarih ve sanat eserinin restore edilmesi, bir takım şartlara haiz olmayı gerektiriyor. Bu kadar büyük hacimli bir eseri restore edecek olan yüklenicinin, benzer nitelikte iş bitirmiş ve alanında uzman olması, en başta aradığımız şartlar. İlimizde ya da bölgemizde bu niteliğe sahip müteahhit firma maalesef bulunmuyor.” dedi.
Erzurum Vakıflar Bölge Müdürlüğü olarak, bu sıkıntıyı aşmak için tüm imkanları seferber ettiklerini ve Çifte Minareli Medrese’deki restorasyona bir an önce başlamayı planladıklarını anlatan Üngan, tarihi eserin, restorasyonu yapıldıktan sonra vakıf müzesi olarak Erzurum turizminin hizmetine sunulacağını ifade etti.
ERZURUM’UN SEMBOLÜ TARİHİ ÇİFTE MİNARELİ MEDRESE
Erzurum’un sembolü haline gelen Çifte Minareli Medrese’nin kitâbesi olmadığından, yapılış tarihi kesin olarak bilinmemektedir. Selçuklu Sultanı Alaaddin Keykubat’ın kızı Hundi Hatun veya İlhanlı hanedanlarından Padişah Hatun tarafından yaptırılmış olabileceği düşüncesi ile adına Hatuniye Medresesi de denilmektedir. Genellikle 13. yüzyılın sonlarında yaptırıldığı kabul edilmektedir. Osmanlı Padişahlarından 4.Murat’ın emri ile bir süre “Tophane” olarak, daha sonra da “Kışla” olarak kullanılmıştır. 1942-1967 yılları arasında Erzurum Müzesi olarak kullanılan medrese, günümüzde çay bahçesi ve resim sergi salonu olarak kullanılmaktadır. Medrese yaklaşık 35x46 m. boyutlarındadır. İki katlı, dört eyvanlı ve açık avlulu medreseler grubundandır. Zemin katta 19, birinci katta ise 18 oda bulunmaktadır. Avlu 26x10 m. ölçülerinde dört yönden revaklarla çevrili olup, girişin batısındaki kare mekânın vaktiyle mescid olarak kullanıldığı anlaşılmaktadır. Zemin katın revakları kalın sütunlar üzerine oturmaktadır. Sütunların çoğu silindirik, dördü sekizgen gövdeye sahiptir. Odalar beşik tonozla örtülüdür.