Başbakan Erdoğan, Belediye Başkanı Topbaş’la birlikte geçen hafta azınlıkların dini liderleriyle ‘açılım’ı konuşurken, Silivri Ortaköy’deki tarihi kilise de camiye dönüştürülüyormuş.
Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, İstanbul Büyükşehir Belediye (İBB) Başkanı Kadir Topbaş’la birlikte Adalar’da geçen hafta azınlıkların dini liderleriyle bir araya gelirken, İBB, Silivri Ortaköy’deki tarihi bir kiliseyi cami olarak restore etmeye başladı. Ayasofya, Selimiye ve Süleymaniye ile aynı koruma özelliklerine sahip 1. derecede tarihi kiliseye Koruma Kurulu kararıyla minare de yapılacak.
Silivri Belediyesi söz konusu yapının Silivri Tapu Müdürlüğü’nde kendileri adına “harap durumda kilise” olarak kayıtlı olduğunu bildirirken, Mimarsinan Üniversitesi Güzel Sanatlar öğretim üyesi Oktay Ekinci, “Bina kesinlikle bir kilise” diyerek kararın iptal edilmesini istedi.
Minare de istendi
Aziz Dimitrios Kilisesi o dönem Rumların yaşadığı Silivri Ortaköy’de 1831 yılında inşaa edildi. Köyde hiç Müslüman yaşamadığı için cami bulunmuyordu. 1924 mübadelesinde Rumların boşalttığı köye Rumelili Türkler yerleşti. Köy halkı, kilisenin girişinde bulunan haç ve dinsel kabartmaları koruyarak yapıyı cami olarak bir süre kullandı. Yapıya, daha sonra ahşap bir minare eklendi. Köy halkı daha sonra kendi camisini inşa ederek kiliseyi kaderine terk etti. Ahşap minare ise zamanla yıkıldı. Bakımsız kalan kilise uzun süre ahır ve depo olarak kullanıldı.
Girişinde Hıristiyan azizleri anlatan iki kabartma ile ana kapının hemen üstünde büyük bir haç bulunan kilise, Silivri Tapu Müdürlüğü’nde Silivri Belediyesi adına “harap durumda kilise” olarak kayıtlı. Bina, Koruma Kurulu Yasası gereği 1. derece tarihi eser sayılıyor. Yasaya göre, 19. yüzyıl ve öncesindeki tüm eski eserler 1. derece tarihi eser kapsamında bulunuyor.
Dönemin Ak Partili Silivri Belediye Başkanı Hüseyin Turan, İBB Başkanı Kadir Topbaş’tan tarihi yapının cami olarak restore edilmesi için destek isteyince Aziz Dimitrios Kilisesi’nin camiye dönüşme süreci başladı. İstek, Topbaş tarafından uygun görüldü ve İBB Yapı İşleri Müdürlüğü restorasyonu üstlendi. Rölöve, restitüsyonu (yeniden tasarımlama) ve restorasyon projesi hazırlanarak İstanbul 1 Nolu Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kurulu’na sunuldu. Kurul, tarihi yapının hiçbir yönüyle camiyi andırmaması, tüm unsurlarıyla bir kilise görünümünde olmasına rağmen belediyenin projesini 2008 yılında “Ortaköy cami restorasyonu” olarak onayladı.
Kurul, daha sonra yapılan başvuru üzerine de 4 Haziran 2009 tarihinde binanın yeni işlevine uygun olarak minare yapılmasına izin verdi.
İBB Basın Danışmanlığı, restorasyonu şu anda devam eden tarihi yapının tescil bilgilerinin kendilerinde olmadığını bildirdi ve Koruma Kurulu’nun kararını gönderdi. Kararda, yapının tescil durumunun net olmadığı belirtildi.
‘Bilim ve etik dışı karar’
Mimarlar Odası eski Genel Başkanı ve Mimar Sinan Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi öğretim üyesi Oktay Ekinci, Koruma Kurulu’nun tarihi kiliseyi camiye dönüştürme kararını büyük üzüntüyle karşıladığını belirterek şöyle konuştu:
”Yapı geçmişte bir süre cami olarak kullanılmış olsa bile kilisedir ve yeniden cami olarak kullanılması için sadece Kültür ve Turizm Bakanlığı’nın, o da Bakanlar Kurulu kararıyla birlikte izni gerekir. Tabelada resmedilen proje de cami değil, kilise. Bu karar, birçok yönüyle bilim ve etik dışıdır. Koruma Genel Müdürlüğü bu kararın yeniden değerlendirilmesini talep etmeli. Kurul da yeniden karar üretilinceye kadar uygulamayı durdurmalıdır.”
Ekinci, “Minaresiz bir restorasyon onayından sonra, ek bir minare projesi istemek, dahası önermek, kabul etmek de mimarlık ve koruma ilkelerine aykırı. Kurul kararındaki ‘işlevine uygun minare’ sözü bilim ve mimarlık adına talihsizlik” dedi.
Patrikhane: Orada iki kilise var
İstanbul Rum Patrikliği Basın ve Halkla İlişkiler Başkanı Peder Dositheos Anağnostopulos, zamanında Silivri Ortaköy’de 280 hanelik bir Ortadoks cemaatin yaşadığını belirterek, “Kitaplarda bu cemaatin iki tane kilisesi olduğu yazılıyor. Kilisenin adı mutlaka kayıtlarda vardır ama bizim o kayıtları bulmamız lazım. Tabii mübadele esnasında arşivlerin çoğu maalesef yok olmuştur.” dedi.
Bir caminin kiliseye çevrilmesinin Türkiye’de mümkün olmadığını belirten Anağnostopulos, şöyle konuştu: “Osmanlı İmparatorluğu’ndan beri bu böyledir. Fakat bir kilisenin camiye çevrilmesine karşı herhangi bir Osmanlı veya Türkiye Cumhuriyeti kanunu olduğunu ben bilmiyorum. Yani takdire kalmıştır. Eğer belediye meclisi isterse yapabilir. Fakat Lozan Anlaşması’na göre kiliselerin camiye çevrilemeyeceği yerler vardır. Mesela İstanbul’da Kadıköy, Adalar gibi, Gökçeada, Bozcaada gibi yerlerde camileri kiliseye çevirmek anlaşma hükümlerine aykırıdır.”