Sağlık Bakanlığı tarafından yürütülen Evde Sağlık Hizmeti ile Ağustos 2010-11 Haziran 2011 tarihleri arasında toplam 35 bin 623 hastaya hizmet verildi.
Hastalık grubunun yüzde 44'ünü nörolojik ve psikiyatrik, yüzde 22'sini kardiyovasküler, yüzde 14'ünü ortopedi-Travmatoloji, yüzde 9'unu kronik-endokrin, yüzde 5'ini akciğer-solunum sistemi, yüzde 4'ünü hematolojik-onkolojik ve yüzde 2'sini yatağa bağımlı kas hastalıkları oluşturuyor.
Sağlık Bakanlığı Tedavi Hizmetleri Genel Müdürü İrfan Şencan, Sağlıkta Dönüşüm Programı içinde yer alan "Evde Sağlık Hizmeti" hakkında bilgi verdi.
ÇAĞDAŞ HİZMET
Evde Sağlık Hizmeti'nin 2010 yılının ikinci yarısında projelendirildiğini ve 2011 yılında uygulanmaya başlandığını söyledi. Bu hizmetle 73 bin kişiye ulaşılmasının hedeflendiğini ifade eden Şencan, "Şu anda 517 birime ve 11 Haziran 2011 itibariyle toplamda 35 bin 623 kişiye ulaşıldı" diye konuştu.
Şencan, Evde Sağlık Hizmeti'nin hem hasta ve hasta yakınları hem de sağlık çalışanları tarafından kabul gördüğünü vurgulayarak, aylık yapılan ziyaret sayılarının her geçen gün arttığını söyledi.
Evde Sağlık Hizmeti'nin birçok ülkede farklı uygulandığını anlatan Şencan, sosyal ihtiyaçların ve yaşlıların bakımının sivil toplum kuruluşları ve belediyeler tarafından yapıldığını; Sağlık Bakanlığı'nın ise doğrudan evde sağlık hizmeti sunduğunu belirtti. Şencan, şöyle devam etti:
"Bu uygulama ile daha çok hastanede sadece belli ilaçları alan ya da takip edilen hastalar evlerine taburcu ediliyor. Bunun için öncelikle ailesi ile görüşülüyor ve evde sağlık hizmeti verecek olan birimler devreye giriyor. Gerekli düzenlemelerin yapılmasından sonra gereklilik halinde hasta için yatak temin ediliyor ve gerekli tıbbi cihazlar ayarlanıyor. Ardından hastanın gerekli bakımının yapılabilmesi için aileye bilgi veriliyor.
Hastaya kan alma gibi bazı tetkiklerin yapılması gerekiyorsa, görevli arkadaşlarımız evine giderek kanını alıyor, ilaç raporunun çıkartılma gerekliliği halinde ilgili işlemleri yapıyor. Hasta ve hasta yakınlarının bu gibi işlemler için bir kez daha hastaneye gelmesi gerekmiyor.
Yapılması gereken pansuman ve muayene de hastanın evinde yapılabiliyor."
Ekibin, hekim, hemşire, destek elemanı ve şoförden oluştuğunu belirten Şencan, takibi yapılan hastaların içinde solunum sıkıntısı olan KOAH hastalarının bulunduğunu anlattı. Şencan, bu hastaların yoğun bakım tedavisinin ardından makineye bağlı olarak yaşamlarını sürdürdüğünden evde bakımlarının yapılabildiğini ifade etti. Bu hastaların ev tipi ventilatöre bağlandığını, ventilatör takiplerinin de evde yapılması gerektiğini belirten Şencan, beslenme sorunu olan ve mama ile beslenen ya da yatağa bağımlı hastaların da evde bakım hizmetinden yararlandığını söyledi.
"Memnuniyet oranı çok yüksek"
Uygulamadan hasta ve hasta yakınlarının memnuniyet oranlarının çok yüksek olduğunu vurgulayan Şencan, "Sağlıkta Memnuniyet Anketi'nde elde edilen sonuçlarda evde sağlık hizmeti verilmesinin memnuniyeti artıran faktörler arasında ilk sıralarda yer aldığını dile getirdi.
Şencan, evde sağlık bakımı hizmeti ile hastane enfeksiyonu riskinin de azaldığına dikkati çekerek, şöyle devam etti:
"Çünkü, bu hastalar hastanede kaldıklarında çapraz enfeksiyon riski ile karşı karşıya kalıyor. Dirençli bakteriler diğer hastalara yayılabiliyor. Hastane enfeksiyonun da ne kadar tehlikeli olduğunu biliyorsunuz. Bu nedenle, hastaların gerekli tedavi ve bakımı aldıktan sonraki en kısa süre içinde taburcu edilmesi önem taşıyor.
Ayrıca, uygulama ile hastanede yatak işgali de engellenmiş oluyor. Böylece, maliyet azalırken, durumu ciddi ve hastanede müdahale edilmesi gereken hastalara da yer açılmış oluyor.
Hasta açsından da ailesinin yanında olmak ciddi moral kaynağı oluyor. Hastaya bakan aile bireyleri için de sık sık hastaneye gelme durumu ortadan kalkıyor."