Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü
Yaşar Dostbil,
Erzurum'un
İspir ilçesine bağlı
Yeşilyurt köyünde ayı saldırısı sonucu iki kişinin ölümünün ardından bölgede başlatılan saldırgan ayıyı yakalama çalışmalarının devam ettiğini bildirdi.
Dostbil, yaptığı açıklamada,
Erzurum'da iki kişinin ölümüne neden olan saldırgan ayının yakalanması için profesyonel avcılardan oluşan ekibin değiştirildiğini belirterek, yeni bir ekibin bölgede çalışmalarını sürdürdüğünü söyledi.
Olaydan hemen sonra
Ankara'dan
İspir'e daha önce uzman personel gönderdiklerini ve bölgeye gerektiğinde yine uzman ekiplerin gönderilebileceğini aktaran Dostbil, saldırıyı gerçekleştiren ayıyı yakalayarak rehabilitasyon merkezine götürmek istediklerini vurguladı.
Ayıların insanlara saldırmasının çok nadir görüldüğüne dikkat çeken Dostbil, şöyle devam etti:
"Ayı normalde insanlara saldırmaz. ya kuduzdur, ya yaralıdır, ya da yavrularını birileri vurmuş veya yaralamıştır. Bu nedenlerden dolayı ayı böylesi bir davranış sergiliyor. Yoksa normalde ayının çok aç kalıp da (aç kalsa da meyve bahçelerine veya kovanlara saldırıyor), insanları öldürdüğü nadir oluyor."
"KANUN ÇIKTIĞI ZAMAN VATANDAŞLARIMIZIN MAĞDURİYETİ GİDERİLECEK"-
Hem yaban hayatını, hem de üreticiyi korumak için Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürlüğü olarak çeşitli çalışmalar yürüttüklerini vurgulayan
Yaşar Dostbil, hazırladıkları bir kanun tasarısının Meclis'te olduğunu ve yeni dönemde yasalaşması durumunda vatandaşların mağduriyetlerinin giderileceğini bildirdi.
Tabiatı ve biyolojik çeşitliliği korumaya yönelik kanun tasarısının yaban hayatının oluşturduğu tehditler karşısında bir takım önlemler alınmasına yönelik olduğunu anlatan Dostbil, bu kapsamda tazminat ödenmesi veya bahçelerin özel niteliğe sahip tellerle çevrilmesinin söz konusu olduğunu kaydetti.
Doğa Koruma ve Milli Parklar Genel Müdürü
Yaşar Dostbil, sözlerine şöyle devam etti:
"Söz konusu kanun Meclis'ten çıktığı zaman vatandaşlarımızın mağduriyetini gidermek için önemli olacak. Gerekirse tazminat ödeyeceğiz. Kimi vatandaşlarımız bahçelerinin etrafını çok çapta elektrik akımı veren çitlerle çeviriyor. Bu oldukça yaygın. Yaban hayvanları oraya yaklaşamıyor veya geldiği zaman da geri dönüyor. Söz konusu tasarının içerisinde böyle tedbirlerimiz de var. İnşallah bu tasarı yasalaştığı takdirde hem yaban hayvanlarının korunması hem de çiftçilerin mağdur olmaması sağlanacak."
Dostbil, bölgenin av turizmine açılması için TÜBİTAK'tan izin alınması gerektiğini dile getirerek, "Onlar da bir takım tenkitler yapıyorlar. Çoğaldı mı, popülasyon arttı mı gibi... Çeşitli çalışmalar yapıyorlar. Ayı saldırısının arttığı doğrudur. Zaten ayıların sayısı av yasağının ardından arttı. Ama şu anda hemen av turizmine açma gibi bir durumda değiliz. İlerde belki TÜBİTAK'ın yapacağı çalışmalar neticesinde olabilir" diye konuştu.
"KÖYLÜLER BU AYININ NEDEN SALDIRDIĞINI BİLİYORLAR"
Erzurum Doğa ve Yaban Hayatı Koruma, Avcılık ve Atıcılık Spor Derneği Başkanı Abdullah
Erzurum ise avcılardan oluşan bir ekiple saldırıyı gerçekleştiren ayıyı arama çalışmalarını sonladırdıklarını söyledi.
Yeşilyurt köyünde 16 gün boyunca yürüttükleri çalışmalar kapsamında 23 ayıya rastladıklarını ancak saldırgan ayıyı yakalayamadıklarını ifade eden
Erzurum, sözlerini şöyle sürdürdü:
"Biz ayının bulunması için çok çalıştık. Fotoğraftaki ayıya benzeyen ayılar gördük. İzleri de aynıydı. Ancak bizim ayıyı yakalama kararlılığımızı gören köylüler saldırgan ayının bir ayağının aksadığını söyledi. Eğer bize bu söylenmeseydi fotoğraftaki ayıya benzeyen bir ayıyı bayıltabilirdik. Yani suçsuz ayıyı bayıltırdık. Sonra iş değişti ve bu sefer ayağı aksak olan ayıyı aramaya başladık.
Aslında köylüler bu ayının neden saldırdığını biliyorlar. Çünkü ayılar kimseye saldırmaz. Köylüler saldırmazsa ayı da onlara dokunmazdı. Saldırıdan önce ayıya bir şey yapılmış. Ayağı aksak falan diyorlar. Sanırım o ayı yaralı. Belki yaralı olduğu için insanlara saldırdı. Eğer yaralıysa bölgeyi terk etmiştir. Köye bir daha inmeyebilir. Yarası ağırsa ormanda ölmüş olabilir. Bunun için daha fazla durmamızın bir anlamı yok diye çalışmamızı sonlandırdık."
"16 GÜN BOYUNCA YÜRÜTÜLEN ÇALIŞMA RAPOR EDİLDİ"-
Saldırgan ayıyı yakalamak için yaptıkları çalışmaları ve bölgede yapılması gerekenler hakkında hazırladıkları raporu Milli Parklar Şube Müdürlüğüne sunduklarını vurgulayan
Erzurum, "Raporda 16 gün boyunca yaptığımız çalışmaları, bölgede gördüğümüz ayıları, o ayıların hareketlerini anlattık. İhtimalleri de sıraladık.
Ankara'dan uzman ekibin gelerek, bölgede çalışma yapabileceğini de söyledik" dedi.
BÖLGENİN AV TURİZMİNE AÇILMASI ÖNERİSİ
Bölgenin biran önce av turizmine açılmasını öneren
Erzurum, şöyle konuştu: "Bölgede çok fazla ayı var. Buranın biran önce av turizmine açılması gerektiğini anlattık. Bu ayılar ne kadar çoğalırsa, o kadar sıkıntı olacaktır. Koruma altında olduğundan, cezası da çok ağır. Bunun için kimse ayıları vuramıyor. Buradaki ayı potansiyelinin biraz azaltılması gerekiyor. Ayıların bu kadar çoğalmalarının önlenmesi lazım. Bölgede biz sadece 16 günde 23 tane farklı ayıya rastladık. Bir tanesi 3 metre yakınımdan geçti. Ben bacağı aksak ayı görmedim. Bize ayağının aksak olduğu başından söylenseydi, 'kuduz mu' diye düşünmezdik. Yaralı olduğunu bize söylemeye çekindiler. Eğer ayı yaralı ise insanlara saldırır. Ayıya zarar veren insanın tamamen öldürmesi, yaralı bırakmaması lazım. Yaralı bıraktığı müddetçe bu ayılar böyle yapar. Köydeki insanların hepsine bunu tembihledim."
Ayıların bölgedeki insanların haklarına tecavüz ettiğini ileri süren
Erzurum, "Ayılar mevsimine göre bölgedeki mahsulleri yiyor. Önce dut yiyordu. Köylüler ağaçların altına dut dökülmesi için naylon seriyor. Gece gelen ayılar, dökülen dutları yiyip gidiyor. Bahçelerdeki elma, armudu yiyor. Kovanlara zarar veriyor. Cevizlerini de yiyecek" diye konuştu.