Beslenme ve Diyet Uzmanı Merve Güler, “Alkol alımı ve emilimi, hazmı derinlemesine etkilemektedir. Bu da metabolizmanın bozulmasına ve beyin fonksiyonlarının etkilenmesine neden olmaktadır” dedi.
Kalorisi yüksek olan alkol tüketiminin gün geçtikçe artması, vücuttaki yağ oranı artışına neden olduğunu ifade eden, Acıbadem Ankara Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Merve Güler alkol ve beslenme ilişkisi hakkında ayrıntılı bilgi verdi. Beslenme ve Diyet Uzmanı Güler, “Alkolün belirgin nutrisyonel sonuçları vardır. Alkol alımı ve emilimi, hazmı derinlemesine etkilemektedir. Bu da metabolizmanın bozulmasına ve beyin fonksiyonlarının etkilenmesine neden olmaktadır. Alkol vücuda enerji sağlar. Bir diyet makro nutrisyonu olarak, her tüketilen gramda 7 kcal üretmektedir. Ek olarak ise bazı alkollü içecekler belirgin miktarda karbonhidrat içerirler. Orta derecede alkol alanlarda, alkollü içeceklerden gelen kalori genellikle toplam enerji alımının yüzde3-yüzde9 oluşturmaktadır. Genelde sorulan soru şudur; bireyler alkol aldıklarında, alkolden alınan kaloriyi telafi etmek için normalde alması gereken besinlerde azaltma uygulaması yapıyorlar mı? Araştırmalar şunu göstermiştir ki alkol alındığı zaman bir telafi etme düşüncesi bireylerde olmamıştır ve enerji alımı azaltılmamıştır. Hatta diğer alkolsüz içeceklere nazaran alkolden sonra yemek tüketiminin arttığı gözlenmiştir. Diğer makro besinlerden farklı olarak, alkol tokluk hissi vermemektedir ve kalori alımına teşvik etmektedir” dedi.
Hem metabolik hem de psikolojik faktörlerin yemek sırasında alkol alımını teşvik ettiğini kaydeden Güler, “Metabolik olarak alkol, yağ ve karbonhidrat oksitlenmesini bastırmaktadır. Bu baskılama ise vücutta yetersiz enerji olduğunun uyarısını vermeye neden olur, açlık hissi uyanır. Psikolojik olarak ise yeme ihtiyacının arttığı gözlenmiştir. Ek olarak yemek ile beraber tüketilen alkol beslenme keyfini arttırabilir.Dataların devamında gelen mantıksal sonuç ise şöyle oluşuyor; kısa süre içindeki yemeklerle alkol alımına teşvik edilme durumu, uzun süre içinde vücut kütlesinde bir takım sonuçlara sebep olmaktadır. Karşıt kanıtlar olmasına rağmen, uzun sürede yemekle alkol alımı vücut kütlesi ile pozitif yönde korele olmaktadır. Yemek ile beraberinde alkol tüketen ağır içiciler için bu durum daha zararlıdır. Kronik alkoliklerde, alkolden alınan kalori toplam alınan enerjinin yüzde 50’si olarak hesaplanmaktadır. Sonuç olarak alkolizm diğer önemli besinlerin alımının düşmesine neden olmakta, devamında ise beslenme bozuklukları ve kilo kayıpları gözlenmektedir” ifadesini kullandı.
Beslenme ve Diyet Uzmanı Güler, şöyle devam etti:
“Yiyecek alımının değişimine ek olarak kronik alkol tüketimi hazımla ve önemli besinlerin emilimiyle çatışarak nutrisyonel durum ile uzlaşır. Çok alkol alanlarda, alkolün tükürük üretimini engellemesi tükürük enzimlerinin salgılanmasında azalmaya neden olur. Ağız ve dil iltihaplanmasının, diş ve diş eti hastalıkların artmasına neden olur. Hazım sürdürülürken, alkol yemek borusundaki peristaltizmi yavaşlatır ve özefagus sfinkterinin zarar görmesine bu da reflü ve şiddetli mide yanmasına neden olur. Alkol mide ve bağırsak mukozal duvarına zarar vermesi sonucu bir takım vitaminlerin, B1, folik asit ve B12 dâhil emilimine zarar verir. Alkolün kronik kullanımı, pankreas ve karaciğer gibi diğer organların işleyişinin aksamasına neden olur. Çok alkol alanlar bazen pankreas iltihaplanması ile bağdaşır (pankreatit). Bu da pankreatik enzimlerin salgılanmasının düşüşüne ve nutrisyonel emilimin zarar görmesine neden olur. Genel olarak alkolizmin sonucunda karaciğerin zarar görmesi doğrultusunda sodyum, potasyum, vitamin A,C,D, folik asit, piridoksin gibi önemli nütrisyonların metobolik olarak etkilenir. Ek olarak, alkol vücutta var olduğu sürece karaciğer enerji olarak alkolü kullanır ve bu durumda da yağlar depolanır. Sonuçta zamanla kan ve karaciğer ulaşan oksijen miktarını azaltır ve biyokimyasal işlevleri gerçekleştirmek için karaciğerin yeteneğini bozar.”