Bağbaşı sakinlerinden İbrahim Köksal beldeyle birlikte çocuklarını da satılığa çıkardığını söyledi. İbrahim Köksal şöyle dedi:
"Bağbaşı'nda tarımla uğraşarak geçiniyoruz. Kızım Fen, oğlum Anadolu Lisesinde okuyor. Eğitim masrafları çok fazla. Su olmayınca ne yaparız? Ben çocuklarıma bakamıyorum. Yıllar önce Züğürt Ağa filmini izler gülerdik. Şimdi biz aynı duruma düştük. Züğürt Ağa filmindeki gibi beldemizi satıyoruz. Çocuklarıma bakamayacağım için onları da evlatlık vereceğim. Sesimi duyanlar bana ulaşsın."
'İÇİMİZ KAN AĞLIYOR'
65 yaşındaki Hüseyin Namlı da, "İçimiz kan ağlıyor. Gözümüzün yaşı durmuyor. Ağlanacak haldeyiz. Beldemizi de saltığa çıkardık. Yazıklar olsun" diyerek tepkisini dile getirdi.
HES eylemcilerinin Avukatlığını yapan Ercüment Şenol ise, "Halkın HES karşısındaki refleksidir. Yalnızlığa itildiklerinin ve psikolojilerinin bozulduğu bir dönemdir" diye konuştu.
Yeşiller Partisi Erzurum İl Temsilcisi Firdevs Korkmaz Akova da yaptığı açıklamada, "Başbakanımınız annesi öldü. Ağladı, üzüldü. Burada 80 yaşındaki analarımız dağlarda sürünüyor. Her gün jandarmaya gidip imza atıyor. Bağbaşı'ndaki kadınlar da bizim analarımız. Analarımıza sahip çıkalım" dedi.
Beldedeki Meryemama (Haho) Kilisesini ziyarete gelen turistleri gören belde halkı, "Suyumuz gittikten sonra beldede neyle geçineceğiz. Gerekirse beldeyi yabancılara da satarız" diye konuştular