Erzurum merkez polis bölgesinde 9 günlük bayram tatilinin son 5 gününde yaşanan olaylarda sudan sebepler nedeniyle 10 kadın kocalarının şiddetine maruz kaldı. Kocaları tarafından dayağa maruz kalan 10 kadın hastanede tedavi görürken emniyete şikayette bulundu. Şiddet uygulanan kadınların verdikleri ifadelerde ise sebeplerin çok basit nedenler olduğu ortaya çıktı.
Dayak yiyen kadınların bazıların ifadelerinde ‘Niye yemeği az ısıtmışsın. Soğuk bu’, ‘ Elin ölçüsü yok mu. Bu yemek tuzlu’, ‘Sizinkilerin aklına uyup beni dinlemiyorsun’
EŞİNİN DÖVEN KOCA, BIÇAKLANDI
Erzurum’da meydana gelen kadına şiddet olaylarının birinde ise karısını döven koca, eşinin erkek kardeşi tarafından ayağından bıçaklandı.
4 yıllık evli çift G. D., ile kocası K. D., ikametlerinde sudan sebepten tartıştı. Daha sonra öfkelenen koca K. D., karısı G. D’yi döverek darp etti. Bunun üzerine G. D., eşyalarını toplayarak babasının evine döndü. Baba evinde ablasını yüzü gözü kanlar içerisinde gören küçük erkek kardeş, ekmek bıçağını alarak K. D’nin evine gitti. Burada çıkan kavgada küçük kardeş K. D’yi ayağından bıçakladı.
Küçük erkek kardeş olay sonrası polis tarafından yakalanarak gözaltına alınırken yaralı K.D.’de hastaneye kaldırıldı.
DÜNYA’DA KADINA ŞİDDET
TBMM Araştırma Merkezi Müdürlüğü tarafından yapılan bir çalışmaya göre, dünyanın pek çok yerinde kadınlar aile içi şiddete maruz kalıyor, istekleri dışında evlendiriliyor ve namus uğruna öldürülüyor.
“Dünyada Töre ve Namus Cinayetleri" konulu çalışmaya göre, kadına yönelik şiddetin ve töre-namus cinayetlerinin sebepleri, kadınları kontrol altında tutan ataerkil toplum düzeniyle ilgili. Bu cinayetler, ataerkil toplumsal düzenin hakim olduğu hemen hemen tüm toplumlarda, farklı adlar altında olsa da işleniyor. Töre ve namus cinayetleri, Avrupa'da ve özellikle de Akdeniz ülkelerinde görülüyor. Bu durum, Akdeniz ülkelerinde "onur" kavramının çok önemli ve belirleyici bir yere sahip olması ile açıklanıyor.
Çalışmanın sonuç bölümünde, töre ve namus cinayetlerinin, "bir toplumun refah düzeyinin yükselmesi, toplumda kadınların ekonomik güce sahip olması ve cezai müeyyidelerin caydırıcılığı" hallerinde, ataerkil toplum yapısının mevcudiyetine rağmen azalacağına vurgu yapılıyor.
Ataerkil düzenin hakim olduğu toplumlarda, tarihin ilk çağlarından itibaren kadınlara karşı olumsuz bir tavır alındığı, bu durumun tarihsel kaynaklara da yansıtıldığı belirtilen çalışmada, tarihi ve hukuki belgelerde, töre-namus cinayetlerinin, İsrail, Rusya, Barbados, Meksika, Brezilya, Ekvator, İtalya, İspanya, Yunanistan, Makedonya, Slovenya, Kanada, Mısır, Fas, Kenya ve Hindistan gibi birçok ülkede de görüldüğünü ortaya koyuyor.
Birleşmiş Milletler istatistiklerine göre, dünyada her yıl 5 bin kadın, töre ve namus cinayetleri sonucu ölüyor. 1993 yılında Rusya'da 14 bin 500 kadın öldürüldü. 56 bin kadın ise şiddete maruz kaldı. Aynı yıl Kenya'da kadın nüfusunun yüzde 42'sinin eşleri tarafından düzenli olarak dövüldü bildirildi. 1990 yılında Hindistan'da 4 bin 825 kadın miras kavgası nedeniyle öldürüldü, Barbados'ta ulusal ölçekte yapılan bir ankette, 20-45 yaş arası kadınların yüzde 33'ü, Kanada'da 18-64 yaş arasındaki kadınların yüzde 18'i cinsel istismara ve erken evliliğe zorlandı.
Avrupa Konseyi'nin, töre-namus cinayetlerini ele alan raporunda ise "Batı toplumlarındaki genel kanının aksine, töre-namus cinayetlerinin yalnızca Müslüman ülkelerde işlenmediğine, Hindu ve Hıristiyan topluluklarda da görüldüğüne işaret edildiği, her ne kadar, töre-namus cinayetleri dinle alakalı gibi algılansa da hiçbir dinde, bu cinayetleri onaylayan bir kural bulunmadığı ve din adamlarının da bu cinayetleri kınadığı" bilgisine yer veriliyor.