CHP Grup Başkanvekili Hakkı Suha Okay, Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı'nın tutuklanmasının hukuka aykırı olduğunu ileri sürerek, "Anayasa'nın 83 ve 14. maddeleri kapsamında bir gün bakarsınız Erzurum'daki özel yetkili savcılık belki milletvekillerini de gözaltına alacak, tutuklayacaktır" dedi.
Erzincan Cumhuriyet Başsavcısı İlhan Cihaner'in tutuklanmasına ilişkin soru üzerine Okay, 15 Ocak günü bu olası uygulamayı hissettiği için Adalet Bakanı Sadullah Ergin'e bir soru önergesi verdiğini, aradan 1 ay geçtikten sonra tahminlerinin gerçekleştiğini ifade etti. Bu sürecin, artık emniyet içindeki kadrolaşmanın Adliye'yi teslim aldığını, Adliye'de kimi hakim ve savcıların, Demokrat Parti'nin son dönemindeki tahkikat komisyonları misyonunu üstlendiğini ve Türkiye'de herkesin hukuksuz olarak gözaltına alınabileceğini ortaya koyduğunu savunan Okay, "Bu anlayış bilesiniz ki yakında Parlamento'ya, milletvekillerine de yansıyabilecektir. Anayasa'nın 83 ve 14. maddeleri kapsamında bir gün bakarsınız Beşiktaş Adliyesi yerine Erzurum'daki özel yetkili savcılık belki milletvekillerini de gözaltına alacak, tutuklayacaktır" şeklinde konuştu.
Bundan sonra Türkiye'de, kurumsal sıfatı ne olursa olsun, hiç kimsenin güvencesinin kalmadığını öne süren Okay, her an herkesin, devreye giren Erzurum Savcılığı vasıtasıyla, Beşiktaş Savcılarının yaptıklarının daha ötesinde bir uygulama yöntemiyle gözaltına alınabileceğini, tutuklanabileceğini kaydetti. Türkiye'de hukukun katledildiğini dile getiren Okay, tüm kamuoyunun gözü önünde cereyan eden bir sürecin başladığını söyledi. Okay, "Bu süreç artık birileri için sürek avı haline dönüşmüştür. Hiçbirhukuksal tutarlılığı, hiçbir hukuki temeli yoktur. Sadece birilerinin talimatıyla yeni bir polis devleti hukuku yaratılmıştır" dedi.
"Sayın Başbakan'a göre yalama olan bir uygulamayı neden ısrarla sürdürüyorsunuz" sorusu üzerine Kılıçdaroğlu, Başbakan Erdoğan'ın 'yalama' sözcüğünü kullanmasını kendi engin kültürüne verdiklerini belirtti. CHP'nin tarihe karşı bir sorumluluk üstlendiğini dile getiren Kılıçdaroğlu, bir yerde AK Parti'nin yargıya müdahalesinin kanıtlandıysa, hukuki inanan bir partinin bunu sorgulaması gerektiğini vurguladı. Sorgulanacak yerin TBMM zemini olduğunu ifade eden Kılıçdaroğlu, Başbakan'ın bundan rahatsız
olduğunu söyledi. Yargıya müdahalenin kesin olduğunu savunan Kılıçdaroğlu, Hatip Dicle'nin açıklamasıyla kralın çıplak olduğunu öğrendiklerini dile getirdi. AK Parti'nin artık kendi hukukunu oluşturduğunu, kendi gücünü hukuk zemininde bir sopaya dönüştürdüğünü savunan Kılıçdaroğlu, "AK Parti bunu yapacak ve biz sessiz kalacağız. Çok sık gensoru vermek doğru değilmiş. Bu anlayışı demokrasi ve hukukla da bağdaştırmıyoruz. AK Parti muhalefeti susturmak istiyor. AK Parti zemin kaybettikçe bu baskılarını artıracaktır. Biz bu baskılara hazırız, aramalara hazırız, gözaltılara hazırız. Ne yaparlarsa yapsınlar bu ülkede hukukun üstünlüğünü mutlaka sağlayacağız" diye konuştu.
Kılıçdaroğlu, bu konuda aldıkları bir duyumun olup olmadığı sorusu üzerine, bu uygulama ile hiç kimsenin hukuk güvencesinin artık kalmadığını dile getirdi. Hukuk güvencesinin olmadığı bir yerde AK Parti'nin kendi gücünü belli çevreleri harekete geçirerek kullanacağını ve baskısını artıracağını ifade eden Kılıçdaroğlu, bugün bir Başsavcıya yapılan işlemin, aşama aşama trendin yükseltilerek devam ettirileceğini gösterdiğini kaydetti. Kılıçdaroğlu, "Kaygımızın, korkumuzun olmadığını ama bunun Parlamento zemininde mutlaka sorgulanacağını ifade ettim" dedi.
Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın, Erzurum, Erzincan ve Habur'daki olaylarla ilgili inceleme başlatmasının bir 'hissettirme' olarak yorumlanıp yorumlanamayacağının sorulması üzerine CHP Grup Başkanvekili Anadol, Cumhuriyet Başsavcılığı'nın yasal yetkilerini kullandığını, bunu herhangi bir şekilde yorumlamanın, 'hissettirmek' konusundaki sözleriyle irtibatlandırmanın yanlış olacağını belirtti. Anadol, çok büyük hukuk ihlalleri söz konusu olduğu için Yargıtay Cumhuriyet Başsavcılığı'nın üzerine düşen görevi yaptığını söyledi. Anadol, yeni bir kapatma davası gelip gelmeyeceğini bilemeyeceklerini ifade etti.
Milletvekillerinin dokunulmazlığının Erzurum özel yetkili savcısı tarafından nasıl delineceğinin sorulması üzerine Okay, Anayasa'nın 14. maddesinin milletvekili dokunulmazlığına bir istisna getirdiğini ve ağır cezalık suçlarda dokunulmazlık zırhının olmadığına hükmettiğini hatırlattı. Bir terör örgütü isnadı ile yola çıkılması halinde, 14. maddenin istisna hükmünden yararlanılarak bir gün bir milletvekilinin gözaltına alınabileceğini kaydeden Okay, Anayasa'ya göre görev ve sıfatları icabı hakim ve
savcılarla ilgili soruşturmaların Adalet Bakanlığı izniyle Adalet müfettişleri tarafından yapılabileceğini hatırlattı. Anayasa'nın rafa kaldırıldığını kaydeden Okay, bir fiili durumun yaratıldığını, yarın bir başka özel yetkili savcının imzasız bir evrakla, yargıda üst konumdaki herkesi gözaltına aldırabileceğini ve tutuklatabileceğini söyledi. Okay, "Bu çok vahim bir gidiştir. Hukuk ayaklar altına alınmıştır. Bu sırada bir olay olarak görülemez. Öylesine senaryolar sergilenmek isteniyor ki Türkiye'de, 2
gün sonra 1993 Sivas katliamını da Ergenekon'a bağlamak isteyen bir arayış içindeler" şeklinde konuştu.
Bir soru üzerine Anadol, Yargıtay Cumhuriyet Başsavcısı'nın yetkisi olmayan bir soruşturma açmadığını, bununla Erzincan'da yaşanan olay arasında hiçbir irtibat bulunmadığını ifade etti.