Fatih Altaylı’nın Habertürk’te kaleme aldığı yazı ses getirdi. DADAŞTV’yi arayan, mesaj gönderen okurlarımız, “Lütfen Altaylı’nın vurguladığı gerçeğe siz de parmak basın. Erzurum’da da, Başbakan’a sevgi var; ama, milletvekillerine tepki, bunu yazın” diyorlar.
Bizim de gözlemimiz bu…
Ancak bunun altında yatan nedenlere bakmak lazım.
Bir defa bu duruma kim sebep olmuş…
Yani halkın sevmediği, hatta nefret ettiği isimleri kim milletvekili yapmış…
Şeksiz şüphesiz tek cevabı var: Başbakan Recep Tayyip Erdoğan!
O halde…
Başbakan’a sevgi vekile tepki de ne demek!
Bu da, milletimizin siyaset konusundaki uyuşukluğunu gösteriyor.
Olana bitene bakmıyoruz.
Bu milletvekillerini kim seçiyor, kim belirliyor; biz kime oy veriyoruz…
Bunlara bakan yok!
Varsa yoksa gözü kapalı particilik ve ya bir adamın peşine takılmak.
Sonrasında yaşanan eşi menendi bulunmaz bir çelişki…
Başbakan’a sevgi, Milletvekiline tepki…
Olduysa mübarek olsun…
O tepki gösterdiğiniz isimleri sizin tanımadığınızı bile bile listelere koyup seçtiren kim?
Başbakan Erdoğan!
Öyleyse…
Milletvekiline tepki ne demek!
Tepkinin alasını Başbakan hak ediyor!
Her zaman söylüyoruz ya…
Bu millet uyumaya devam ettikçe daha çok belaya düçar olur…
Hak ediyor hak!
Fatih Altaylı’nin ilgili yazısı:
Başbakan'a sevgi vekile sövgü
"AKP'nin yüzde 80'i Tayyip Erdoğan'dır" dediğimiz zaman AKP'liler kızıyor ama işin gerçeği bu.
İşte dün Bingöl.
Başbakan 1982'de Anayasa'ya yüzde 90 "Hayır" diyen Bingöl'den "Evet" kampanyasını başlattı.
Epey bir kalabalık toplanmış.
Kürsüye Tayyip Erdoğan çıkıyor. Alkış kıyamet. Halkta samimi, içten bir sevgi.
Sonra milletvekilleri anons ediliyor.
Başbakan'a sevgi gösteren aynı kalabalık başlıyor "yuhalamaya".
Arada küfürler bile duyuluyor.
AKP İl Başkanı'nın adı söyleniyor, tepki aynı: "Yuuuuuh."
Bu durum sadece Bingöl'e özgü de değil.
Kısa süre önce Kars'ta da aynı durum söz konusuydu.
Şanlıurfa'da da.
Hemen hemen her yerde.
Genel Başkan'a sevgi, vekillere tepki.
Nedeni basit.
Biri, vekiller tabandan gelmiyor, tavandan sarkıtılıyor.
Diğeri, tavandan sarkıtılan vekilin ayağı yere basmıyor, gözü seçmeni görmüyor.
Bir de bunun yanına yandaş zenginleşmesi, vekilin ille değil, ildeki "bazıları" ile ilgilenmesi seçmenin tepesini attırıyor.
İktidar partisi şimdilik bu sorunun üstesinden Başbakan'ın kişiliğiyle geliyor.
Ama daha ne kadar gelir bilinmez.
Çünkü bu tepki yayılıyor.
Halktan kopma giderek daha çok göze batmaya, daha belirgin hale gelmeye başlıyor.
AKP'nin alt kadroları ANAP'lılaşıyor.
İktidar açısından işin kötüsü, güçlü oldukları küçük yerlerde bu durum daha iyi görülüp daha kolay anlaşılıyor.