Devrimci İşçi Sendikaları Konfederasyonu (DİSK) Genel Başkanı Süleyman Çelebi, “12 Eylül Türkiye’yi hâlâ içinden çıkamadığı girdaba sokmuştur. Bugün İstanbul’da 30’un üzerinde insanımızın ölümüne neden olan çevre ve sel felaketinin meydana gelmesinde imar ve arazi yağmasının önünü açan 12 Eylül’ün ve bu yağmayı memnuniyetle devam ettiren 12 Eylül sonrası hükümetlerin rolünü kim inkâr edebilir” dedi.
Çok sayıda akademisyen ve aydın, İstanbul Üniversitesi Hukuk Fakültesi’nin 2 Aralık 1982 kararıyla Kenan Evren’e verilen “Fahri Hukuk Profesörlüğü ve Hukuk Doktorluğu” unvanlarının geri alınmasını istedi. Çeşitli demokratik kitle örgütleri bugün saat 13.00’te Kadıköy İskele Meydanı’nda “12 Eylül Sürüyor, Gerçeğin ve Adaletin Peşindeyiz” mitingi gerçekleştirecek.
DİSK Genel Başkanı Süleyman Çelebi 12 Eylül askeri darbesinin 29. yılı nedeniyle yaptığı yazılı açıklamada, “Hesap sorulmayan 12 Eylül anlayışı demokrasi ve özgürlüklerin gelişmesi için en büyük engeldir. 29 yıl önce bugün, modern Türkiye tarihinin en baskıcı ve en kıyıcı askeri dikta rejimi kuruldu. 12 Eylül askeri darbesi, sonuçları açısından Türkiye Cumhuriyeti tarihinde çok büyük bir kırılma noktasıdır” şeklinde değerlendirmede bulundu.
Toplumsal proje
12 Eylül’ün siyasal, toplumsal ve ekonomik model açısından bir dönemeç olduğunu kaydeden Çelebi, “12 Eylül emperyalizmin ve sermayenin o günkü askeri ve sivil aktörlerle hayata geçirdiği en büyük toplumsal projedir” dedi. 12 Eylül’de çizilen “toplumun yeniden biçimlendirme projesi”nin sonuçlarının günümüzde her alanda yozlaşma, çürüme, çözümsüzlük ve ekonomik kriz olarak kendini gösterdiğini anlatan Çelebi, şöyle devam etti: “Kürt sorunu 12 Eylül’le birlikte içinden çıkılmaz hale gelmiş, 12 Eylül’ün yol açtığı düzen çok büyük acılara neden olmuştur. Bugün basına yönelen baskıların temelinde de 12 Eylül’le temelleri atılan zihniyet vardır. 12 Eylül’le birlikte sürekli engel olarak görülen basın, maalesef bugün de engel olarak görülmekte, tek tipleşmesi istenmektedir.”
12 Eylül bitmedi
12 Eylül’ün bitmediğini ve devam ettiğini vurgulayan Çelebi, “Antidemokratik anayasası ile devam ediyor, çalışanların haklarını yok eden sendikal yasalarıyla devam ediyor, eğitime, toplumsal yaşama, devlet yönetimine sinmiş baskıcı zihniyetiyle devam ediyor” dedi.
Doğan Grubu’na baskı
Medyanın tek tipleştirilmeye çalışılmasıyla, muhalif seslerin yok edilmek istenmesiyle bugün de 12 Eylül’ün devam ettiği değerlendirmesini yapan Çelebi, şunları kaydetti:
“Basını, medyayı tümüyle kendisine bağlamak isteyen bir hükümet var iktidarda. Şimdi ise muhalif gördüğü Doğan Medya Grubu’na yükleniyor, vergi cezaları da yetmiyor, gazete yazarlarını safdışı etmeye çalışıyor.
Muhalif seslere tahammül edemeyen iktidarın baskıları sonucunda gazeteci yazar Bekir Coşkun yıllardır çalıştığı gazeteden ayrılmıştır. Ayrılırken yaptığı açıklama da oldukça çarpıcıdır. Hükümetin Aydın Doğan Grubu’na 10 yazarı işten atması için liste verdiğini söylemektedir. Bu baskılar 12 Eylül zihniyetinin varlığının açık kanıtıdır.”