Erzurum Düşünce ve Strateji Merkezi Başkanı Vahdet Nafiz Aksu, 25. Üniversite Kış Oyunları nedeniyle Erzurum'da yaptırılan spor tesislerinin amacına uygun şekilde kullanımı ve 2011 sonrası şehrin turizm politikalarıyla ilgili görüşlerini açıkladı.
Aksu, kış turizmiyle ilgili projelerin, diğer temel alanlardaki projelerle eş zamanlı olarak yürütülmesi gerektiğini savunarak “Erzurum Milletvekili Fazilet Dağcı Çığlık tarafından daha önce açıklanan ve Başbakan Erdoğan tarafından desteklenen ‘Davos Erzurum’ projesinin bir an önce hayata geçirilmelidir” dedi.
BÜTÜNSEL BAKIŞ
ENER Başkanı Aksu, bütünsel bir ‘Kış Ekonomisi’ anlayışıyla ‘Kış Turizmi’ne yaklaşılması gerektiğini belirterek, ‘Kongre Turizmi, Kültür Turizmi, Termal Turizm gibi alanlara yönelerek turizm çeşitliliğini sağlamak gerekiyor. Erzurum gibi büyük bir şehrin kalkınma atağı, sadece sınırlı ve klasik bir kış turizmi anlayışıyla sağlanamaz’ diye konuştu.
25. Üniversite Kış Oyunları öncesinde şehre hâkim olan ‘hemşehrilik enerjisinin’ giderek azaldığına dikkat çeken Aksu, “Erzurum, geleceğe emin adımlarla yürüme iddiasından hiçbir şekilde vazgeçmemeli, şehirle ilgili kalkınma heyecanı, belli organizasyonlarla sınırlı kalan, süreklilik arz etmeyen bir geçici heves olmamalı. Bir şehir için en tehlikeli tavır, şehrin geleceği konusunda umut ve heyecanını yitirmesidir’ şeklinde konuştu.
KIŞ TURİZMİNİ DE İÇEREN ‘KIŞ EKONOMİSİ’
Şehrin sadece turizmde değil, tüm temel ekonomik alanlarda sıçrama potansiyeline sahip olduğunu dile getiren Aksu, şunları söyledi:
“Erzurum, tüm alanlarda geleceğin en parlak şehirleri arasında yer almaya adaydır, bunu kesinlikle başaracaktır. Ancak bunun için şehrin kollektif dehasını harekete geçirmek gerekiyor, kolektif dehayı harekete geçirecek en önemli ateşleyici de kolektif inanç ve ortak akıldır. Ortak gönüldür. 2011 öncesinde en yüksek düzeye ulaşan hemşehrilik enerjisinde bir azalma gözlenmesi üzücüdür. O enerjinin daha da motive edilerek büyük hedeflere yönlendirilmesinde daha titiz davranılabilirdi. Geç kalınmış değildir. Yerel yöneticilerin hemşehrilerin atılım potansiyelini yönlendirici, şehrin yaratıcı girişimci sınıfına kılavuzluk edici rolünü eksiksiz yerine getirmesi gerekiyor. Bunun için de öncelikle kendilerinin büyük hedeflerinin olması lazım. Şehrin geleceğe yönelik büyük hedeflerini tespit ederken, meseleye sektörel değil, bütünsel bir anlayışla bakmak gerekiyor. Ana sektörler arasında belli öncelikler olması doğaldır, ancak bir sektörde yoğunlaşırken diğer ana alanları ihmal etmek, kalkınma enerjisinin yanlış kullanımı anlamına gelir. Söz gelimi tüm ağırlığın sırf kış turizmine değil de kış turizminin de içinde olduğu, hatta öncü sektör olduğu bir KIŞ ekonomisi anlayışı geliştirilmelidir. Ancak bu şekilde Erzurum ‘kardan ekmek yiyecek’ hale gelebilir.
Kış şartlarının ağır ve uzun geçtiği kentlere özgü kalkınma stratejileri geliştirilebilir mi? Bu sorunun cevabı ‘evet’tir. Tarih boyunca toplumlar, coğrafi şartlarına uygun ekonomik modeller geliştirmişlerdir. Erzurum'un hayvancılık ağırlıklı ekonomik bir geçmişe sahip oluşu tesadüf değildir. Şehrin ‘ekonomik genetiği’ böyle şekillenmiştir.
Bu nedenle halkın alışık olduğu ana ekonomik alanları çağdaş yaklaşımlarla zenginleştirmek suretiyle "kalkınma odağı " olarak kabul edip, bu alanlarda reformlar yapmak gerekiyor.
KIŞ EKONOMİSİNİN TEMEL DAYANAKLARI
Hayvancılıkta ırk ıslahı, sektörle ilişkili teknolojik düzeyi yüksek küçük sanayinin geliştirilmesi, süt ve süt ürünleri işleme, et ve et ürünleri işleme alanlarında tesisleşme, gıda üretiminin sanayileşmesi kış ekonomisinin temel unsurları olarak düşünülmelidir.
Palandöken Kayak Merkezleri’nin daha da geliştirilmesi,
Mevcut tesislerin rantbl şekilde çalıştırılması,
Erzurum’un küresel tüm kış sporları organizasyonlarında iddialı bir merkez olması yolundaki engeller ortadan kaldırılmalıdır.
• Konaklı hızla devreye sokulmalıdır.”
DAVOS PROJESİNE AĞIRLIK VERİLMELİ…
ENER Başkanı Aksu, Erzurum Milletvekili Fazilet Dağcı Çığlık’ın daha önce açıkladığı ve Başbakan Recep Tayyip Erdoğan nezdinde de destek gören “Davos Erzurum” projesinin süratle hayata geçirilmesi gerektiğini ifade etti.
Aksu, sözlerine şöyle devam etti: “Termal Turizmin dünya çapında tesislerle devreye sokulmalı, Kongre Turizmi gerçekleştirilmeli, Erzurum’un Müzeler kenti haline getirilmesi çalışmalarına hız verilmeli, Büyük Kültür Komplekslerinin inşası gibi Turizm çeşitliliği alanındaki çalışmalara yoğunluk kazandırılmalıdır.
HIZLANDIRILMIŞ KALKINMA…
Erzurum gibi gelişmekte olan iller için sürdürülebilir kalkınma, "hızlandırılmış kalkınma" olarak anlaşılmalıdır. Sözgelimi ülke kalkınma hızı yüzde 5 ise, şehrin ki yüzde 7 olmalı ki, makas kapatılabilsin. Daha yavaş büyüme oranları Erzurum'un gelecek nesillerini istihdam, refah ve çağdaş ihtiyaçları karşılama bakımından daha da geriye düşürecektir.
Gelişmekte olan bir il sıfatıyla Erzurum, uzun ve çetin kış aylarının kendisine kader yaptığı zorlukları aşmada ‘pozitif ayrımcılığı’ hak ediyor. Kış külfetini nimete çevirme hedefini kış turizmi olarak tanımlamak, sektörel ve sınırlı düşünce şeklidir.
ŞEHİR YÖNETİCİLERİNE ÇOK İŞ DÜŞÜYOR
Bu nedenle, bundan sonraki kalkınma hedefleri KIŞ EKONOMİSİ ana kavaramı içinde düşünülmeli, iklim ve coğrafya zorluklarından etkilenmeyen ya da asgari şekilde etkilenen gelişme modelleri üzerinde daha çok durulmalıdır. Yüksek maliyetler gerektirmeyen, uygulanması mümkün ve kazançlı projeler üzerinde ciddiyetle çalışılmalıdır. Küresel ve ulusal ölçekte iklimi ve kalkınmışlık düzeyi bize benzeyen gelişmiş illerin bunu nasıl başardığı, özellikle kış turizminde öncü dünya merkezleri, kış turizmini bütüncül bir kış ekonomisine nasıl dönüştürdüğü araştırılıp, Erzurum’a özgü bir ‘Kış Ekonomisi Acil Eylem Planı’ üzerinde çalışılmalıdır. Yerel yöneticilerin önderliğinde, planlama kuruluşlarının bu konuda yoğunlaşmalarına ihtiyaç var.
İklimsel ve coğrafi dezavantajlar Erzurum'un, mesela ‘Çağrı Merkezleri Odağı olmasına engel olmadı. Çünkü çağrı merkezleri gibi hizmet sektörlerinin gelişimi kış ekonomisi için elverişlidir. Tıpkı bunun gibi Erzurum, kış ekonomisine elverişli, kalıcı ve sürdürülebilir diğer sektörlerin de ‘Odak Şehri’ olabilir…
YÜKSEK TEKNOLOJİ İHMALE GELMEZ
Yüksek Teknolojiyi öncelemeyen KIŞ EKONOMİSİ ve kalkınma düşünülemez. Yüksek Teknoloji Üretimi, Bilgi Ekonomisi’ne dayalı üretim biçimleri, iklim engellerini aşabilecek alanlardır. Teknik Üniversite ve Ata Teknokent’in bu hedeflere göre ciddiyetle yapılandırılması gerekmektedir.
Teknokentin araştırmacı, yazılımcı, AR-GE personeli ve akademik personel için cazip hale getirilmesi şehrin geleceği açısından hayati önem taşıyor. Ülkemizin 2023 yılına yönelik olarak bilim, teknoloji ve yenilik atılımının zeminini oluşturan Ulusal Bilim ve Teknoloji Politikaları Uygulama Planı çerçevesinden, yerel çapta yapılması gerekenler ihmal edilmemelidir. Ulusal Teknoloji Geliştirme hedefleri arasında yer alan ‘AR-GE ve yenilik işbirliği kültürünün yaygınlaştırılması, sektörel ve yerel AR-GE ve yenilik dinamiklerinde derinleşme, KOBİ’lerin yenilik sisteminde daha güçlü bir aktör olmalarının teşvik edilmesi’ hedefleri Erzurum’un da öncelikli hedefleri arasından yer almalıdır. Şehrin klasikleşen ‘Sağlıkta, eğitimde, turizmde, hayvancılıkta’ ileri bir merkez olma hedefi, kış ekonomisinin de temel ayaklarını teşkil ediyor. ‘Erzurum'un yeni yaratıcı girişimci sınıfının’ bu yeni kalkınma paradigmasına göre yönlendirilmesi görevi elbette yerel yönetimlerin ilk görevi olmalıdır. Tüm yerel yöneticilerin, ‘Erzurum’a bu yüksek pencereden ve bu yeni vizyon çerçevesinden’ bakması ve çağdaş vizyona uygun ‘yeni şeyler söylemesi’ gerekiyor.”