İşte Erdoğan’ın konuşmasından satır başları:
Şemdinli’de terör alçak yüzünü bir kez daha gösterdi. Olayı şiddetle kınıyoruz.
Biz Türkiye’de cumhuriyeti dillerinden düşürmeyenlerin, aslında cumhuriyetle ilgilerinin olmadığını nasıl biliyorsak, demokrasiyi de dillerinden düşürmeyenlerin ne kadar uzak olduğunu gayet iyi biliyoruz. Kendi hakları söz konusu olduğu zaman arşa kadar demokrat olanlar, başkalarının sorunlarına ötekileştirmeyi layık gördüler. Geçmişte hak ve özgürlüklerinden mahrum bırakılan insanları bir sorun olarak görenler, mahalle baskısını öne sürerek yeni ayrışmalar ortaya çıkardılar.
İmam hatip liseleri meselesi normalleşince Kur'an-ı Kerim’in seçmeli ders olarak okullara girmesi gerçekleşince, toplum muhafazakarlaşıyor diye gürültü kopardılar.
Kendilerini imtiyazlı, kendi yaşam tarzlarını hakikat olarak görenler, farklı kesimlerin düşüncelerine inançlarına hep bir sorun gibi yaklaştılar.
Kendisi için istediği demokrasiyi özgürlüğü başkası için de istemeyen asla demokrat değildir. Bunlar demokrasi istismarcısıdır. Bunların yüzünden cumhuriyet adına ayrımcılığa maruz bırakılanlar cumhuriyetten demokrasi adına zulme uğrayanlar demokrasiden soğudular.
Biz bu çarpıklıkları düzeltmek için on bir yıl önce yola çıktık. Milletin bize verdiği mesaja duyarlı olarak, her eleştiriyi düşünerek istişareyle danışmayla bugünlere geldik.
BAHÇELİ’YE ‘2023’ CEVABI
Ak Parti’de bir metal yorgunluk asla yok. Heyecanımız, dinamizmimiz en az iktidara geldiğimiz günkü kadar diridir.
MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, 2023 vizyonu kavramını daha önce kendilerinin kullandığını söylüyor. Mülkiyet iddiasında bulunuyor. AK Parti’ye yönelik suçlamalar bulunuyor. Doğrusu bu kadar sığ bir anlayışa yorum yapmak abesle iştigaldir. AK Parti’nin ortaya koyduklarına diğer partilerin hayalleri bile yetişemez.
“BEDELİNİ SÖYLEYİN ÖDEYELİM”
Biz 2002’de Türkiye’yi o bitmiş, tükenmiş Türkiye’yi biz bu MHP’den DSP’den ve ANAP’tan devraldık. Şu anda DSP diye Anavatan diye bir parti var mı? Bunlar tamamen yok oldu. Ama şimdi diyor ki bizden 2023’ü çaldılar, bunun patenti size aitse bedelini söyleyin ödeyelim.
ÖĞRETMEN ATAMALARI
Onların konuşmasında sadece hamaset, tutarsız laf kalabalıkları var. İkinci bir olay ise, yanlış aktarılan öğretmen atamaları konusu. Biz bugüne kadar 358 bin, bu yıl ise 57 bin öğretmen ataması yaptık. Buraya da aslında bazı beklentilere noktayı koymak istiyorum. Ama hala bazı okullarımızda ihtiyacı tamamen karşılayabilmiş değiliz. 120 bin öğretmene ihtiyacımız var. Kadro, bütçe imkanımızın genişlemesine bağlı. Bu alanda düne göre iyi durumdayız. Ancak ihtiyacın tamamen karşılanması başka bir şeydir, okuldan mezun olanların öğretmen olarak atanması başka bir şeydir. Ne devletin böyle bir taahhüdü olabilir, ne de dünyada okulu bitirenler doğrudan kadroya atanır.
81 vilayetimizde girmedik köy mahalle sokak çalmadık kapı bırakmayacağız. 75 milyon vatandaşımızın içinde sıkmadık el bırakmayacağız.
Biz seçimden seçime milletimizi hatırlamadık, biz hep milletimizleydik. Milliyetçiliğin istismarcısı MHP de bizim aramıza giremez. Girdiğimiz üç genel, iki yerel seçimin, iki halk oylamasının hepsinden de Allah’a şükür alnımızın akıyla çıktık.
Önceki gün çok enteresandır. MHP tarafından Bülent Arınç ile ilgili iki, sayın Eroğlu, Eker, Dinçer ve Yılmaz ile ilgili dört olmak üzere tam altı gensoru önergesini birden verdiler. Gensoru çok ciddi bir denetim mekanizması. Hükümetin düşmesine yol açacak kadar önemli bir mekanizma. Muhalefet tarafından bu mekanizma sulandırılmış durumda. Ben milletime sesleniyorum. Geçtiğimiz 10 yılda muhalefet tarafından TBMM’de öncekilerle birlikte, tam 41 gensoru önergesi verildi. 6 tanesi görüşülmedi, kalan 31 tanesi Meclis’te görüşüldü reddedildi.
Zannediyor ki bunu yaparsam oylarımda artış olacak. Bizimle millete hizmet konusunda yarışamayanlar şimdi kendi aralarında gensoru yarışına girdiler.