Başbakan Recep Tayyip Erdoğan, Rum halkına barış yolunda cesaretle adım atmaları, Kıbrıslı Türk ortaklarıyla kucaklaşarak geleceğe bakmaları çağrısında bulunurken, Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu da, "Biz Kıbrıs'taki iki halkın barış ve huzur içinde yaşamasını istiyoruz" dedi.
Erzurum'da toplu açılış töreni ve 3. Büyükelçiler Konferansı'na katılan Başbakan Recep Tayyip Erdoğan ve Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, Palandöken Kayak Merkezi'nde ortak basın toplantısı düzenledi. Basın toplantısında konuşan Başbakan Erdoğan, Yunanistan Başbakanı'na Büyükelçiler Konferansı'na katılması sebebiyle teşekkür ederek, "Sizlerin de yakından takip ettiği üzere geride bıraktığımız 2010 yılı ülkeler arasında ilişkilere yeni bir ivme kazandırdı. Emsalsiz kazanımları elde ettiğimiz bir yıl diyebilirim. 25 mutabakat metnini Mayıs ayında Atina'da imzaladım. Bu Türkiye'nin ilişkileri açısından çok ciddi bir kurumsal yapının oluşmasına da fırsat verdi. 2010 yılı içinde bu metinlerin imzalanması, bu gelişmeler Türk-Yunan ilişkileri tarihinde dönüm noktasını oluşturmuştur. Temas ziyaretlerdeki artık kayda değerdir. 5 aylık süre zarfında içinde özellikle Atina'ya gerçekleştirdiğim iki ziyaret, ilişkilerin her alanda ilerleme olduğunun somut göstergesidir. Üst düzey ziyaretleri bundan sonra da aynı yoğunlukta sürdürme kararlığında olduğumuzu ifade etmek isterim. Dostum Yorgo ile görüşmede Türk-Yunan ilişkilerinde sağlanan pozitif ivmenin dışında ikili ve çok taraflı konularda neler yaptık, onları görüşme fırsatı bulduk. Yeni işbirliği alanları geliştirilmesi için adeta bir takvimin de belirlenmesi gibi adımları da aşmış bulunuyoruz. Ortak bir vizyonu paylaştığımızı memnuniyetle teyit ettik. Bu irade her iki tarafta da mevcut. Türk-Yunan ilişkilerine yakınlaşma merceğinden ziyade, ortaklık
perspektifinden baktığımızı özellikle vurgulamak istiyorum" dedi.
"TÜRKİYE'NİN DOSTLUĞU SAĞLAMDIR"
"İki anavatan ve garantör olarak bir araya gelmemiz vesilesiyle Kıbrıs adasına da seslenmek istiyorum. Artık adil ve kapsamlı bir çözüm bulma zamanı gelmiştir" diyen Erdoğan, "Kıbrıs Rumları'nın bu yolda Türkiye'nin gücünden çekindiklerini, Türkiye'nin taahhütlerini yerine getirmeyeceği endişelerini duyuyoruz. Bunlar mesnetsiz kaygılardır. Türkiye'nin dostluğu sağlamdır. Türkiye'den çekinmeleri için hiçbir sebep yoktur. Rum halkına barış yolunda cesaretle adım atmaları, Kıbrıslı Türk ortaklarıyla kucaklaşarak geleceğe bakma çağrısı yapıyorum. Sürekli işbirliğinin en güçlü bağı olarak gördüğümüz azınlıkların önemli yeri olduğuna inanıyoruz. Azınlıkların müreffeh, mutlu bir hayat sürmeleri dostluğumuzu pekiştirecektir. Bu yönde gayretlerimiz kararlı şekilde sürecektir. Sorunların karşılıklı olarak mutabık yöntemlerle barışçı yollardan çözümlenmesine önem veriyoruz. Çözüm yollarının araştırılmasında hükümetlerin siyasi iradesinin yanında, halklar arasındaki dostluğun büyük rolü olduğunu ifade etmek istiyorum. Bir gerçeği; artık biz geçmişin olumsuz yaklaşımlarını, olumsuz ifadelerini hiçbir zaman bugün hala konuşmak durumunda değiliz. Onlar üzerine geleceği inşa etmek durumunda değiliz. Geçmişin olumsuz ifadelerini geçmişte bırakmak suretiyle yeni bir dil inşa etme dönemindeyiz, yeni bir dil kullanarak geleceği inşa etmenin gayreti içinde olmalıyız diye düşünüyorum. Geçmişin olumsuz dili gerçekten bizlere çok şey kaybettirmiştir. Artık enerjimizi buralarda harcamayacağız, geleceğimizi inşa etmeye
harcayacağız diye düşünüyorum. Bu tür gelişmeler için sorun teşkil edecek ifadeleri kullanmaktan da her zaman kaçındık, kaçınıyoruz, kaçınacağız. Halklarımızı bir araya getirelim, kaynaştıralım, kucaklaştıralım. Özellikle Akdeniz ve Ege'de barış denizini oluşturmamız gerektiğini düşünüyorum. Özellikle dostum Yorgo'nun Erzurum'da bulunuşu, ikili görüşmelerde attığımız adımlar, görüşmeler, daha sonra toplu açılış merasimindeki gerçekten yaptıkları konuşma ve daha sonra halkımızın arasında birlikte bulunmamız;
inanıyorum ki doğunun bu güçlü kentinde, tarih, kültür başkentinde geleceğe yönelik önemli adımların atılmasına vesile teşkil edecektir" diye konuştu.
"KONUKSEVERLİK BENİ ETKİLEDİ"
Papandreu ise, Erzurum'da gördüğü misafirperverlikten ve konukseverlikten etkilendiğini belirterek, "Dostum Tayyip Erdoğan'a şahsım ve Yunan heyeti adına teşekkür etmek istiyorum. Benim için bugün Erzurum şehrinde seninle birlikte dolaşmak, bu şehri yakından tanımak, insanlarını yakından görmek, seninle birlikte sıcaklığını hissetmek gerçekten çok güzeldi. Bir kere daha gözlemledim ki sadece beni değil, bizim Türkiye ile Yunanistan'ın yakınlaşmasını kucaklıyorlar. Bu da iki halk için iyimser mesaj içermekte" dedi.
PAPANDREU ERZURUM’A BAŞARI DİLEDİ
2011 Üniversite Kış Oyunları'nda Erzurum'a başarılan dileyen Papandreu, "Türk-Yunan ilişkilerindeki hava da çok olumlu, ılımlı, sıcaktı. Bunu bugün gerçekleştirdiğimiz görüşmelerde bir kere daha gördüm. Çünkü biliyorum ki ikimiz de Yunanistan ve Türkiye arasında ilişki için çaba harcamaktayız. Geçmişin sorunlarını geride bırakmanın zamanı gelmiştir. Biz gerçekten önemli ciddi adımlar attık. Mayıs ayında Yüksek Düzeyli İstişare Konseyi Toplantısı'nı gösterebiliriz, bir dizi anlaşmalar imzalandı. Bunlar
önemli adımlar. Biz geçmişin sorunlarını eğer ki unutmayabiliriz, geçmişe bağlı kalmanın da faydası yok. Bu sorunları içtenlikle konuşabiliriz. İkimiz de ilişkimizde yeni bir dönem başlatma konusunda güçlü bir iradeye sahibiz. Senin de belirttiğin gibi Tayyip dostum artık farklı termonojilit, farklı hassasiyetler var halklar arasında ve bu durum da bizlere daha sistemli bir şekilde ileri doğru yönelmemiz konusunda sorumluluk yüklemekte. Bu ilerleme tabii ki her iki ülkenin de yararına olacaktır. Belki de terminolojilerin de değiştirilmesi gerekir. Yakınlaşmanın artık ortaklık olarak adlandırılmasını söyledin, ben de inanıyorum ki bizim bu hedeflerimiz hükümetlerimize bu doğrultuda ilerlememiz için gereken gücü sağlayacaktır. Bizler ilişkilerimizi daha farklı barış ve işbirliği temelinde geliştirebiliriz. Senin de Kıbrıslı Rumlara verdiğin mesaj gibi Türklere şu mesajı vermek istiyorum. Biz Kıbrıs'taki iki halkın barış ve huzur içinde yaşamasını istiyoruz. Adil ve kalıcı çözüm çerçevesinde biliyorum ki Türklerle defalarca konuştum, Kıbrıs'ın AB üyelik süreci çerçevesinde ve Kıbrıslı Türkler de hedef içerisinde yer almak istiyorlar. Biliyorum iki ülke olarak Kıbrıs sorununun çözümü için yeni girişimlerde bulanacağız. Tarafları cesaretlendireceğiz. Görüşmeler son derece yapıcıydı. Her görüşmede yeni adımlar atmaktayız" diye konuştu.
Temmuz ayında yeniden bir araya gelme kararı aldıklarını ifade eden Papandreu, "Yüksek Düzeyli Stratejik İşbirliği Konseyi çerçevesinde kaçak göçü konuştuk. Bölgesel bazı konuları ele aldık. AB süreciyle ilgili olarak ele aldık. Konuşmada duyduğunuz gibi Yunanistan olarak tezimiz AB sürecinin ilerlemesidir. Yunanistan, Türkiye'nin AB üyeliğini gerçekten destekliyor. Konukseverlik için teşekkür etmek istiyorum" dedi.
GAZETECİLERİN SORULARINI CEVAPLANDIRDILAR
Konuşmaların ardından soru cevap bölümüne geçildi. Bir gazetecinin "İki lider arasındaki güven iki halk arasında da oluşturulabilir mi?" şeklindeki sorusu üzerine Papandreu, "Bizim Erdoğan'la ilişkilerimiz çok iyi, mükemmel düzeyde. Öncelikle biz ilişkilerimizi daha da geliştirmek istiyoruz. Her iki ülkede irade mevcut, her iki halkta tabii istek mevcut. Bizlerin bu hedefin gerçekleşmesindeki katkıları çok önemli. Sayın Erdoğan'ın, benim katkılarım önemli ilişkilerimizi daha ileri götürebilmek için.
Geçmişe bağlı kalmanın zamanı geçmiştir, biz ilerlemek zorundayız artık. Sayın Tayyip Erdoğan'la ilgili Selanik bölgesinde şöyle bir ifade kullanıyoruz, Türkler'in de bildiği bir kelime. Ben onu kardeşim olarak ilan ediyorum. Bizim için dobra samimi bir insandır, samimi bir insandır. Hedefleri olan ve biz iki ülke arasındaki çok iyi zeminde geliştirebiliriz diye düşünüyorum" diye konuştu.
KARDEŞİM YORGO’YA…
Başbakan Erdoğan ise, "Kardeşim Yorgo'ya özellikle gardaş, aynen bizim de belli bölgelerinde geçer, bizde de gardaş ifadesi var. Tarih bizi birbirimize dost etmiş ama bazı geçmişte olan olumsuzluklar bugün aramızdaki bazı sıkıntıların meydana gelmesine neden olmuş. Bunlarla geleceği inşa edemeyiz. Geleceği farklı bir zeminde oluşturmak, yeni bir dil geliştirmek ve gardaş dediğim o ifadeyi içini iyi doldurmak suretiyle geleceğe taşımak durumundayız. Tahrik unsurları olacaktır. Buna aldırmayacağız, zaten
dostum Yorgo'da bu irade var, hükümetlerde bu iradeyi olgunlaştırmak suretiyle Akdeniz'in bir barış denizi haline getireceğiz" dedi.
Basın mensuplarının iki ülke sınırları arasında duvar örme projesiyle ilgili sorularına ise Yunanistan Başbakanı Yorgo Papandreu, "Gerçek şu ki biz Türkiye ile Yunanistan'ın ortak bir sorunundan bahsediyoruz. Biz insanlarımızın ticaretinden bahsediyoruz, bir köle ticaretinden bahsediyoruz, savaşlardan kaçan insanların Türkiye ve Yunanistan'ı kullanarak çeşitli Avrupa ülkelerine gittikleri sorundan bahsediyoruz. Zaman zaman Ege adalarından, Meriç nehrinden geçiyorlar. Biz bu konuda işbirliği içindeyiz.
Bugünkü görüşmede bu konuyu ele aldık, yapıcı bir görüşmeydi. Ortak bir sorun, aldığımız her önlemi Türkiye ile istişare ederek almaktayız. Kaçak göç konusunda işbirliğimiz konusunda Meriç nehrinin bazı kısımlarında, bütün nehir boyunca değil belli bazı bölgelerdeki bu bölgeleri kaçak göçmenler geçiş koridoru olarak kullanıyorlar. Bazı teknik bariyerler oluşturmak istiyoruz, amacımız bu. Bu girişimi de kaçak göçün önlenmesi çerçevesindeki önlemler olarak görüyoruz. Meriç nehrini kullananların yüzde 90'ı
Avrupa ülkelerine geçiyor. Bu konuyu destekliyoruz, istiyoruz böyle bir şeyin gerçekleşmesini. Bizler bunu desteklerken AB elimizin güçlenmesi için kaçak göç konusunda Türkiye ile ciddi bir ilişki yaptığımız konusunda AB'yi ikna etmemiz gerekiyor. Biz yine iki ülke olarak Bulgaristan'ı da katarak Meriç bölgesinde sel sorunu ciddi bir sorun. Üç ülke arasında işbirliği gerçekleştirmeyi planlıyoruz. Bahar aylarında ciddi sel felaketleri yaşanmakta, bu da bizim ülkelerimizin işbirliği gerçekleştirebileceği biralan artık duvarlardan bahsetmeyelim. Bence açık sınırlardan bahsedelim. Kaçak göç konusu olduğu zaman bu sorunu da daha insancıl önlemlerle çözmeyi konuşabiliriz" cevabını verdi.
ERDOĞAN’IN CEVABI
Başbakan Erdoğan ise, şunları söyledi: "Bizim sabah yaptığımız görüşmede dostum mevkidaşım Yorgo'yla bu konuyu ele aldık. Ve bizim tabii 206 kilometrelik sınırımız var. 12,5 kilometrelik böyle bir çit olayı söz konusu, bunu duvar olarak nitelemek yanlış olur, duvar çok farklı bir şey. Buradaki olay Türkiye'ye karşı olan veya Yunanistan'a olan bir şey değil. Rakamı öğrenince farklı bir düşünce meydana geldi sizde ne kadar bu tür kaçak var diye. 1 milyondan bahsettiler. 500 binin son iki yıl, 500 bin kişi bu yolla kaçmış. Bunlar şu anda Yunanistan'da yaşıyorlar. Bir kısmı Meriç üzerinden giriş yapanlar var. Biz aramızdaki anlaşmalar çerçevesinde bizim geriye kabul anlaşması var. Dikili'de yılda bin kişi geri kabul noktasında alma gibi adımımız var. Çalışmaları arkadaşlarımız yürütüyorlar. Bunu bir duvar olarak değerlendirmek yanlış olur, olay çittir ve görüşmelerimizi yaptık, aramızda kendimize karşı olan güvenimiz tam. Meriç her yıl bizde çok ciddi sıkıntılar meydana getirdiği gibi komşu ülkelerde de sıkıntılar meydana getiriyor. Bütün ova sular altında kalıyor, taşkın çok ciddi hasarlar meydana getiriyor. Bununla ilgili olarak Dışişleri Bakanlarımız adım atacaklar, Çevre Bakanlarımızı bir araya getirmek suretiyle Türkiye-Yunanistan-Bulgaristan üçlü toplantılar yapılacak. Liderler olarak bizler de bir araya geleceğiz ve bu konuya bir ortak çözüm getirmek suretiyle Meriç nehri üzerindeki taşkınları önlemek suretiyle neler yapılması gerekiyor, bunun adımlarlını atacağız."