5. Uluslararası Dadaş film Festivali programı çerçevesince düzenlenen ve ustaların ders verdiği 1 günlük sinema okuluna öğrenciler yoğun ilgi gösterdi. Sinema eleştirmenleri, üniversite hocaları ve Cahit Berkay’ın tüm gün ders verdiği okulda, ilk olarak Atilla Dorsay, film analizi üzerine konuştu. Dorsay, her filmin fantastik olanın bile insana bilmediği yanlarını gösterdiğini vurguladı. Sinema eleştirmeni Atilla Dorsay, ”Sinema bizi, bize tanıtır, filmsiz ve sinemasız hayata hayat denmez.” dedi.
Daha sonra film müzikleri üzerine ders veren Cahit Berkay, bir film müziği yapılırken nelere dikkat edileceği husus üzerinde durdu. Ardından gazeteci, sinema yazarı Burçak Evren ise sinema tarihi üzerine konuştu. Sinema tarihini anlatırken Yeşilçam sinemasına ve yönetmenlere de değinen Evren, “Büyülü Türk sineması Yeşilçam üzerine inşa edildi çünkü Yeşilçam olumlu olumsuz yanları ile bugün ki sinemayı yarattı. Ayrıca bunun yanında Yılmaz Güney, kendi başına dönemlerin ötesinde döneleri etkileyen bir sinemacı olarak sinemamıza çok büyük hizmetler verdi. Güney, toplumsal gerçekçiliği ve coşkuyu vurdulu kırdılı filmleri ile dile getirdi. O sesi olmayan toplumun sesiydi. Herkes geçmişi ile biz geleceğimizle övünüyoruz” diye konuştu.
Son olarak sinemanın "Altın Çağı" olarak tanımlanan 1960 – 1967 döneminin en önemli yönetmenlerinden biri olan Duygu Sağıroğlu, “Yönetim ve Senaryo” üzerine bilgilerini öğrencilerle paylaştı.
Esprileri ile dinleyenleri güldüren Sağıroğlu, gençlere senaryo yazımı ile ilgili tüyolar vermeyi de unutmadı. Gençlerin soruları üzerinden dersi anlatan Yönetmen Sağıroğlu, “Sinemanın günlük hayatı senaryolaştırarak tekrar insanlara seyrettiriyor. Aslında sinema filmi çekmek dünyanın en küstah işidir çünkü tüm insanlara işinizi gücünüzü bırakın gelin beni izleyin anlamına geliyor” diye konuştu.
Sinema eleştirmenleri konusuna da değinen Duygu Sağıroğlu, ”Eleştiri yaparken bence demek ahmaklıktır” dedi.