TESK Başkanı Palandöken, İHA'ya yaptığı açıklamada sözde Ermeni soykırımını reddetmenin suç sayılmasına neden olacak 'inkar yasa tasarısının' Fransa Meclisi'nden geçmesi halinde, TESK olarak, Fransız menşeli ürünlerin raflardan kaldırılacağını anlattı. Bunların ikide bir Türkiye'nin büyümesinde, AB'ye girmesinde bir engel oluşturduğunu anlatan Palandöken, şöyle konuştu: "Halbuki bizim o ülkeyle ticari alışverişimiz, onlarla münasebetimiz çok da iyi. Bunlar sadece oy avcılığı yapmak için, Türkiye'ninitibarını zedelemek için böyle bir oyunun içine girdiler ama bu oyunun galibi Türkiye olacak. Özgürlükler ülkesi olan bu ülkenin yapmış olduğu işin gerçekten de bir şantaj olarak kullanıldığı biliniyor."
TİCARİ TEPKİ
Esnaf ve sanatkarlar olarak, 300-500 kalemin üzerindeki mallara ticari bir tepki koyacaklarına dikkat çeken Palandöken, Türkiye'nin birlik ve beraberlik içinde bunu aşacağını söyledi. Palandöken, yerli tüketicilere bir ricada bulunduğunu belirterek şöyle konuştu: "Fransız markalı ürünleri bundan sonra almayın. Bundan önce de her zaman bir sıkıntı veriyorlardı bize, her sıkıştıkları zaman bu lobi faaliyetlerinde öne çıkıyorlar. Geçmişimizde, Fransızlarla olan köklü bağlarımız var. Medeni kanunumuz dadahil onların kanunlarını kullanıyoruz. Osmanlı döneminden beri de dil birliğinde çok önemli bir mesafe katettik."
Türkiye'nin güçlü bir ülke konumuna gelmesini Fransa'nın kıskandığını söyleyen Palandöken, sözlerini şöyle sürdürdü: "Avrupa ülkelerine iki buçuk saatlik bir mesafede uçuşla, hem ürünümüzü hem kendimizi hem de Türk'ün gücünü gösterdiğimiz için ondan biraz çekinip böyle olaylara giriyorlar. Onları çok aşacak bir sorun yaratacak. Dolayısıyla tahmin ediyorum ki, Türkiye'deki tüm duyarlı vatandaşlarımız gibi Türkiye Esnaf ve Sanatkarları da gereken tepkiyi verecektir."
Palandöken, yurt dışında TESK'in karşılığı olan Esnaf ve Sanatkarlar Konfederasyonu ile temasa geçtiklerini anlatarak, şunları söyledi: "Orada esnaf ve sanatkarın bu konudaki desteği çok önemli. Onlar da esnaf ve sanatkarlık lobileri de çok güçlü. Ben, karşı muhatabım olan Konfederasyon Başkanına hem telefon açtım hem de mektup yazdım. Mektubu hem Türkçe hem de kendi dillerinde yazdım ki bir an önce okusunlar, o tarihe kadar siyasilerle gerekli görüşmeler yapsınlar diye. Onların da böyle bir şeyden haberi olmadığını ben de farkettim. Dolayısıyla siyaset için, oradaki seçimlerle ilişkilendirilerek bunun yapılması iki ülke arasında gerginliğin yaratılması son derece arzu edilmeyen bir durum."