Erdoğan, ‘Türkiye bugün, eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaştırmadan enerjiye, tarımdan şehirciliğe, her alanda dünya ile yarışacak altyapıya sahipse, bunu dayatmalara boyun eğmeye değil ısrarla kendi yolumuzda yürümeye borçluyuz. ‘dedi
Erdoğan, ‘Türkiye bugün, 81 vilayeti ve 84 milyon vatandaşıyla sanayiden savunmaya, istihdamdan sosyal güvenlik ve desteklere kadar her alanda kendine güveniyorsa, bunu birilerinin ihsanına değil kendi emeğimize ve gayretimize borçluyuz. ‘ kaydını düştü
Erdoğan, ‘Türkiye bugün, bölgesinde ve dünyada yaşanan her krizde, her gelişmede siyasi, diplomatik, askerî, istihbari olarak gözlerin döndüğü, tavrının beklendiği bir ülkeyse, bunu sırtını sözde müttefik fiiliyatta köstek güçlere yaslamaya değil kendi imkânlarına, kendi yüreğine kendi bileğine borçludur.’ dedi
Erdoğan, ‘Bugüne gelirken nelerle karşılaşmadık, neler yaşamadık ki. Milletimizi siyasi ve sosyal kaos çıkarma denemeleriyle birbirine düşürmek istediler. Ülkemizi diplomatik hançerler ve nice gizli açık oyunlarla tökezletmeye çalıştılar. ‘ hatırlatmasını yaptı
Erdoğan, ‘Devletimize PKK’dan FETÖ ve DEAŞ’a kadar ne kadar terör örgütü varsa hepsini de üzerimize salarak diz çöktürmeye kalktılar. Ekonomimizi kur-faiz-enflasyon şer üçgenine hapis ederek bizi aşımızla, işimizle, evlatlarımızın geleceğiyle tehdit ettiler; hamdolsun bu oyunların hepsini de bozduk.’ Diye konuştu.
Cumhurbaşkanı Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından yaptığı açıklamada, “Milletimizi yüksek enflasyon ve hayat pahalılığından koruyacak adımları birer birer atıyoruz. Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar çalışanların gelirlerinde yaptığımız artışlar bu adımlardan biridir” dedi.
Erdoğan, “Yeni yönetim sisteminin ilk Kabinesini kurduğumuz 2018 Temmuz ayından bu yana kadar 6 bakanımız değişti, bir bakanlığımızın ikiyi ayrılması sebebiyle 7 arkadaşımız da Kabineye girdi. Bundan sonra da elbette gerektiğinde yeni değişiklikler yapabiliriz” dedi
Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan, Cumhurbaşkanlığı Külliyesinde gerçekleştirilen Cumhurbaşkanlığı Kabinesi Toplantısı’nın ardından basın açıklaması yaptı.
Toplantıda ele alınan konulara ilişkin açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Erdoğan, şunları söyledi:
“Aziz milletim, değerli basın mensupları; sizleri en kalbi duygularımla, muhabbetle selamlıyorum.
Sözlerimin hemen başında Kabinemize yeni, daha doğrusu yeniden katılan Adalet Bakanımız Bekir Bozdağ’a tekrar hoş geldiniz diyorum.
Ülkemize ve siyasete yaptığı nice hizmetler yanında, 15 Temmuz gecesi Meclis’e bombalar yağarken darbecilere yiğitçe meydan okuyuşuyla hatırladığımız Bekir Bozdağ’a Adalet Bakanlığı görevinde başarılar diliyorum.
Bakanlık vazifesinden affını isteyen Abdulhamit Gül kardeşimize bugüne kadar hakkı ve hakkaniyeti gözeterek gösterdiği samimi gayretler, sükûnetle yürüttüğü hizmetler için aynı şekilde teşekkür ediyorum. Kendisiyle inşallah farklı platformlarda farklı vesilelerle çalışmaya, birlikte yol yürümeye devam edeceğiz.
“HER GÖREV GİBİ KABİNEDEKİ DEĞİŞİMLER DE BİR BAYRAK YARIŞIDIR”
Bilindiği gibi Cumhurbaşkanlığı Hükûmet Sistemi’nde Kabine üyeleri diğer üst düzey yönetici kadroları gibi doğrudan Cumhurbaşkanı tarafından belirleniyor. Değişen şartlara ve ihtiyaçlara göre Kabinede revizyona gitmemiz gayet tabiidir, aksi yönde bir tutum hayatın olağan akışına aykırı olurdu. Her görev gibi Kabinedeki değişimler de bir bayrak yarışıdır. Bayrağı teslim alan arkadaşımız yeni bir enerjiyle, yeni bir heyecanla, yeni bir vizyonla hedeflerimize doğru ilerlemeyi sürdürmektedir. Bu çerçevede yeni yönetim sisteminin ilk Kabinesini kurduğumuz 2018 Temmuz ayından bugüne kadar 6 bakanımız değişti, bir bakanlığımızın ikiye ayrılması sebebiyle 7 arkadaşımız da Kabineye girdi. Bundan sonra da elbette gerektiğinde yeni değişiklikler yapabiliriz. Bizim için asıl olan, ülkemizi 2023 hedeflerine ulaştırmak, gençlerimize 2053 vizyonlarını hayata geçirebilecekleri büyük ve güçlü Türkiye’yi emanet etmektir.
Milletimizin bize ülkeyi yönetme sorumluluğu verdiği 2002 Kasım’ından bugüne kadar beraber çalıştığımız, hayata geçirdiğimiz eser ve hizmetlerde katkısı olan herkese buradan bir kez daha teşekkür ediyorum. Hepimiz faniyiz, insanlar gelir geçer, önemli olan şu gök kubbede hoş bir seda bırakmaktır. Hangi görevde, hangi unvanda, hangi sorumluluk mevkiinde bulunursak bulunalım, bunu başarabilmişsek ne mutlu bize.
Tabi bir de ülkenin gelişmesi, kalkınması, büyümesi için tuğla üstüne tuğla koymadıkları hâlde ekmeğini yedikleri, suyunu içtikleri, havasını soludukları vatanlarına layık olamayanlar da var. Ne diyor Ziya Paşa: “Bulundum ben dahi darüşşifa-yı Babıâli'de / Felâtunu beğenmez anda çok divâneler gördüm.”
Bunları da milletimizin o engin ferasetine havale ediyoruz. İnşallah Türkiye’yi dünyanın en büyük 10 ekonomisi arasına sokarak, yeşil kalkınma devrimini gerçekleştirerek, ülkemizi bölgesinin ve dünyanın lider devleti yaparak bu kutlu mücadeleyi nihai hedefine ulaştıracağız.
DEMOKRASİ VE KALKINMA MÜCADELESİ
Ülkemizin iki asırlık demokrasi ve kalkınma mücadelesinin son 20 yılında bize bu imkânı veren, bu zaferleri yaşatan, insanımızın başının dik durmasını sağlayan Rabbime binlerce hamdolsun.
Aziz milletim; Türkiye son yılların en bereketli ve elbette onunla birlikte zahmetli kışını geçiriyor. Kuraklık tehdidi altında geçen birkaç yılın ardından son haftalarda yağan karla hamdolsun en azından bu yıl için rahat bir nefes aldık. Kar yağışının bastırdığı ilk günlerde şehirlerarası yollarda ve şehir içlerindeki ulaşımda çeşitli sıkıntılar yaşandı. Karayolları ekiplerimiz şehirlerarası yolları, belediyeler kendi sorumluluk alanlarındaki yolları açık tutmak için harekete geçti. Ancak bu mücadelenin yeteri kadar etkin yürütülemediği yerlerde vatandaşlarımızdan mağduriyet yaşayanlar da oldu. Her şeye rağmen genel olarak verimli bir kış mevsimi geçirdiğimizi söyleyebiliriz. Kar yağışıyla birlikte toprağın doymasını, barajların dolmasını olumlu bir gelişme olarak görüyoruz. İnşallah ülkemiz Şubat, Mart, Nisan aylarında da yeteri kadar yağış alır ve bereketli bir yılı hep birlikte yaşarız.
“TARIMSAL DESTEKLEME BÜTÇESİNİ 29 MİLYAR LİRAYA ÇIKARDIK”
Bu vesileyle 2022 yılında 25,8 milyar planladığımız tarımsal destekleme bütçesini 3,2 milyar liralık ilaveyle 29 milyar liraya çıkardığımızın müjdesini de çiftçilerimizle paylaşmak istiyorum. Özellikle hububat üreticilerimizin girdi desteklerini geçen yıla oranla yüzde 127 oranında artırdık.
DOĞALGAZ
Kış döneminde öne çıkan hususlardan biri de elektrik ve doğal gaz konularıdır. İran’la aramızdaki doğal gaz hattının karşı taraftaki bölümünde yaşanan bir arıza sebebiyle doğal gaz arzında azalma ortaya çıkmıştı. Bunun üzerine her seviyede girişimde bulunarak arızanın giderilmesi çalışmalarını havalarının ısındığı önümüzdeki aylara bırakılması konusunda İran’la mutabık kaldık. Böylece İran hattından doğal gaz akışını yeniden başlattık. Ayrıca, Azerbaycan hattından aldığımız doğal gaz miktarını da artırdık. İlaveten çeşitli kaynaklardan temin ettiğimiz LNG alımlarını hızlandırdık. Tuz Gölü ve Silivri’deki yeraltı doğal gaz depolama tesislerini de devreye soktuk. Sanayi kuruluşlarına uygulanan kısmi enerji kesintisini önemli ölçüde azalttık, yakında tümüyle kaldırıyoruz.
ELEKTRİK FATURALARI
Bir başka önemli konu da, elektrik faturalarında yaşanan artışlardır. Salgın döneminde dünyada kömür fiyatları 5 kat, doğal gaz fiyatları 10 kat artarken, biz ülkemizde bunu vatandaşlarımıza yansıtmamak için yoğun gayret gösterdik. Uzunca bir süre doğal gazda yüzde 75, elektrik faturalarında yüzde 50 sübvansiyon uyguladık. Yılbaşı itibariyle enerji piyasalarında sürdürülebilirliği sağlamak için tarifelerde zorunlu düzenlemeye gitmek durumunda kaldık.
“İLGİLİ KURUMLARIMIZA ELEKTRİK TARİFELERİNİN YENİDEN DÜZENLENMESİ TALİMATINI VERDİK”
Vatandaşlarımızın elektrik faturalarının iki kat, hatta üç kat arttığı yönündeki şikâyetleri üzerine ilgili kurumlarımıza elektrik tarifelerinin yeniden düzenlenmesi talimatını verdik. Bu çerçevede en düşük tarifede günlük 5 kilovat olarak hesaplanan tüketim tutarını 7 kilovata, dolayısıyla aylık tüketimi de 150 kilovattan 210 kilovata çıkartıyoruz. Şubat ayından sarf edilecek elektriğin faturası vatandaşlarımız lehine yapılacak bu yeni düzenlemeye uygun şekilde gelecektir.
SALGINLA MÜCADELE
Tabi bu dönemde dikkatle takip ettiğimiz hususlardan biri de koronavirüs salgınındaki gelişmelerdir. Omicron varyantıyla birlikte artık gücü azalan salgını inşallah yakında gündemimizden tamamen çıkartmayı ümit ediyoruz.
Türkiye salgının ilk günlerinde tedbirleri en önce alan ülkelerden biriydi. Şimdi de kısıtlamaları ilk kaldıran ülkeler arasındayız. Avrupa ülkeleri henüz yeni bu aşamaya geçiyor. Bu konuda en önemli gücümüzden biri aşılama çalışmalarındaki başarımızdır. Buradan bilhassa 65 yaş üzeri vatandaşlarımıza kendi aşımız ve kendi gücümüz olan TURKOVAC başta olmak üzere aşılarını yaptırmaları veya tamamlamaları hususunu tekrar hatırlatmak istiyorum.
“TARİHİMİZİN EN BÜYÜK ÜRETİM VE İHRACAT ATAĞINI GERÇEKLEŞTİRDİK”
Hâlihazırda istatistiki olarak vaka sayısında önemli artış olmasına rağmen hastanelerimizde ve yoğun bakımlarda alarm seviyesine geçmemizi gerektiren bir tabloyla karşı karşıya değiliz. Türkiye salgın dönemini sağlık hizmetlerinin aksaksız olarak yürütülmesi, günlük hayatın ve ekonominin işleyişinin en az kesintiyle sürdürülmesi, istihdamın korunarak, hatta artırılarak sosyal kırılmaya meydan verilmemesi, büyümenin sürdürülerek telafisi zor kayıpların önlenmesi, ülke genelinde huzurun ve güvenliğin eksiksiz sağlanması ve tüm diğer bakımlardan en başarılı şekilde yönetmiş ülkelerin başında geliyor. Gelişmiş diye tabir edilen ülkelerin çoğu bu zorlu süreçte sınıfta kalmıştır. Biz güçlü altyapımız ve vaktinde aldığımız tedbirler sayesinde bu duruma düşmedik. Herkesin içine kapandığı, şalter indirdiği, günü kurtarma derdine düştüğü bir dönemde biz tarihimizin en büyük üretim ve ihracat atağını gerçekleştirdik.
SALGININ DA ÜSTESİNDEN GELDİK
Son 10 yıldır pek çok yerde başarıyla uygulanan sosyal kaos, siyasi istikrarsızlık, ekonomik çöküntü, toplumun bölünmesi, ülkenin parçalanması senaryolarını yırtıp attığımız gibi, salgının da üstesinden geldik. Millî birlik ve beraberliğimizi korumada, terörle mücadelede, sınırlarımıza yönelik tehditleri bertaraf etmede, bölgesel ve küresel meselelerde, ön alıcı olmada gösterdiğimiz başarıyı salgın sürecinde bir üst aşamaya çıkardık.
Değişen küresel yönetim ve ekonomi sisteminde Türkiye artık etkilenen, takip eden, dâhil edilen değil belirleyici ülkeler arasına girmiştir. İki asırlık demokrasi ve kalkınma mücadelemizde en üst lige çıkabilecek konuma geldiğimizi dost-düşman herkese gösterdik. Artık geleceğe daha bir güvenle, daha bir umutla, daha bir azimle, daha bir kararlılıkla bakıyoruz.
KREDİ GARANTİ FONU KEFALETİYLE KULLANDIRILACAK ÜÇ YENİ DESTEK PAKETİ
Bugün müjdesini vereceğimiz bir başka konu da, Kredi Garanti Fonu kefaletiyle kullandırılacak üç yeni destek paketidir. Bunlardan ilki olan, işletme harcamalarında kartlı ödeme desteğini KOBİ ve KOBİ dışı tüm firmaların finansmana erişimini sağlamak için hazırladık. Yatırım destek paketi, kalkınma planındaki öncelikli sektörlerden başlayarak katma değeri yüksek ürünlerin üretimine yönelik çalışan firmalarımızı kapsamaktadır. İhracat destek paketi ise, döviz kazandırıcı faaliyet yürüten ve ihracat potansiyeli taşıyan KOBİ’lerimize hitap etmektedir. Bu üç paketle firmalarımıza 60 milyar liralık bir kefalet limiti açıyoruz.
Amacımız; tedarik zincirinde sürekliliği sağlayacak, yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazlayı destekleyecek bir ekonomik destek iklimi oluşturmaktır. Bu kapsamda alınacak kredilerin amacına uygun kullanılmasını temin etmek için bankalarımızın ve firmalarımızın gereken hassasiyeti göstereceklerine inanıyoruz. Hazine ve Maliye Bakanlığımız fatura ve sözleşme belgelerinin takibi başta olmak üzere bu amacı sağlamaya yönelik gereken tedbirleri alacaktır. Yeni kredi paketimizin ülkemize, sektörlerimize, firmalarımıza hayırlı olmasını diliyorum.
“2 BİN 927 ENGELLİ VATANDAŞIMIZIN KAMUYA YERLEŞİMİNİ SAĞLAYACAĞIZ”
Aziz milletim; diğer yandan engellilerimize yönelik bu yılın ilk memur yerleştirme atamasını da 8 Şubat’ta yapacağız. Bu atamayla her eğitim kademesinden toplamda 2 bin 927 engelli vatandaşımızın kamuya yerleşimini sağlayacağız.
Ayrıca, dezavantajlı ailelerin anaokuluna ve ana sınıfına devam eden çocuklarına yönelik yıllık 500 milyon liralık yeni bir destek paketini de hayata geçiriyoruz. Bu destek paketinin dezavantajlı ailelerimizin sayıları bir milyonu bulan çocuklarına hayırlı olmasını diliyorum.
AFET YÖNETİMİ
Sadece salgınla değil deprem, sel, yangın gibi tabii afetlerle mücadelede de dünyada örnek bir ülkeyiz; son dönemde Elazığ ve Malatya ile İzmir depremlerinde, Karadeniz Bölgemizdeki sel felaketlerinde, Akdeniz ve Ege’deki yangınlarda bunu tekrar tekrar ispatladık. Tüm bu felaketlerde hem arama-kurtarma, hem yeniden inşa faaliyetlerindeki hızlı, kuşatıcı, sonuç alıcı pratik afet yönetimlerimizle insanlarımızın mağduriyetlerini kısa sürede giderdik. Avrupa’daki bazı şehirlerde yaşanan sel felaketlerinde ortaya çıkan altyapı ve üstyapı kayıpları yıllardır hâlâ telafi edilememişken, biz birkaç haftada arama-kurtarma, birkaç ayda yıkıntıların kaldırılması, bir yılda da yeni konut ve iş yerlerinin inşası çalışmalarını tamamlayabilen bir yönetim sergiliyoruz.
Cumartesi günü Giresun’un Dereli ilçesine yaptığımız ziyarette, Ağustos 2020’de yaşanan sel felaketinin ardından inşasına başladığımız konutların ve iş yerlerinin resmî açılış törenine katıldık. Hayatını kaybeden 15 vatandaşımızı bir kez daha andığımız bu törende, Dereli’deki 213 konut ve 82 işyeriyle Doğankent’te 156 konut ve 70 iş yerinin resmî açılışını ve teslim törenini gerçekleştirdik.
Tabi bunun yanında felaketin yaşandığı ilçelerimizde yollardan altyapıya, çevre düzenlemesinden kamu binalarına kadar pek çok yatırımı da hayata geçirdik. Köylerimizdeki ahırlı evler başta olmak üzere hâlen inşası süren yatırımları da yakında tamamlıyoruz.
“BİZ ASLA ÜLKESİNDEN BİHABER, MİLLETİNDEN KOPUK SALON SİYASETÇİLERİNDEN OLMADIK, OLMAYACAĞIZ”
Giresun ve Trabzon’da katıldığımız toplu açılış törenleriyle her iki şehrimizi kazandırdığımız pek çok eser ve hizmetin sevincini vatandaşlarımızla birlikte yaşadık. Eser ve hizmet siyasetimizin meyvelerini toplamak olarak kabul ettiğimiz bu açılış törenleri, aynı zamanda şehirlerimizin nereden nereye geldiğini görebilmemize de seviye oluyor. Her başlıkta bizden önceki dönemlerde yapılanların 5 katı, 10 katı eseri milletimizin hizmetine verdiğimizi müşahede etmekten gurur duyuyoruz.
Hava şartlarının ve programımızın el verdiği ölçüde hafta sonlarını şehirlerimizde vatandaşlarımızla kucaklaşarak, hasret giderek geçirmek kararındayız. Böylece hem milletimizin muhabbetini ve coşkunu bizzat yaşıyor, hem de dertlerini ve taleplerini yerinde tespit edebiliyoruz. Biz asla ülkesinden bihaber, milletinden kopuk salon siyasetçilerinden olmadık, olmayacağız. İnşallah bu hafta sonu Cumartesi günü de Zonguldak’ta olacağız. Zonguldak’taki inşallah tüm oradaki tünellerin, kavşak düzenlemelerinin açılışlarını yapacak ve Zonguldaklı hemşehrilerimizle bir arada olacağız. Kadınıyla ve erkeğiyle, genciyle, yaşlısıyla her kesimden insanımızla aramıza kimseyi sokmadık, sokmayacağız. Bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sadece milletimizin ne istediğine, ne beklediğine, ne talep ettiğine bakarak yönümüzü belirledik, bundan sonra da aynı şekilde istikamet tayin edip yola devam edeceğiz.
ORMAN YANGINLARIYLA MÜCADELE
Diğer yandan, havaların ısınmasını beklemeden orman yangınlarıyla mücadeledeki altyapımızı güçlendirecek adımları atıyoruz. Bu çerçevede yerli ve millî insansız hava aracı sayımızı sekize, yangın söndürme uçaklarımızın sayısını 20’ye, helikopter sayımızı da 55’e çıkartıyoruz. Hava araçlarımızın her seferdeki su atma kapasitesini geçtiğimiz yıl 85 tondan 184 tona çıkarmıştık, filomuza ekleyeceğimiz yeni hava araçlarıyla bu kapasiteyi 278 tona yükseltiyoruz.
YAPAY ZEKA
Yapay zekâ uygulamalarını daha etkin şekilde kullanarak yangın riski ve seyrini yakından takip edecek bir sistemi de kuruyoruz. Eğitim verdiğimiz 100 bin vatandaşımızla orman yangınlarına müdahalede önemli bir gönüllü gücü oluşturuyoruz. Filomuza katılan yeni araçların ve uygulamaların ülkemize hayırlı olmasını diliyorum.
KALKINMA VE BÜYÜME SÜRECİ
Aziz milletim; tıpkı kar yağışının rahmetiyle zahmetinin birlikte tezahür etmesi gibi, Türkiye’nin girdiği kalkınma ve büyüme sürecinde elbette sıkıntılarla da karşılaşıyoruz. Yaşadığımız sancılarımızın bir kısmı yaşadığımız büyük dönüşümün, değişimin, hedef büyütme, seviye yükseltme iradesinin neticeleridir. Bunun yanında, ülkemizin önüne kurulan tuzakları aşarken ayağımıza takılan çelmelerin üzerinden atlarken, maruz kaldığımız saldırıları savuştururken yaşadığımız sıkıntılar da var. Türkiye, hem tarihî, hem coğrafi böyle bir süreci asla rahat bırakılmayacak, kendi hâline terk edilmeyecek, hele hele kimi toplumlar gibi desteklenmeyecek iddiaya, vizyona, müktesebata sahip bir ülkedir. Bize düşen, buna rağmen hedeflerimize doğru yürümeye devam etmek, buna rağmen mücadeleyi sürdürmek, buna rağmen başarmaktır. Şayet biz geçmişte nicelerinin yaptığı gibi ülkemizin ayağına takılan prangalara, sırtına yüklenen kamburlara, başına sarılan dertlere rıza gösterip sadece günü kurtarma peşinde koşsaydık belki bu kadar hücuma maruz kalmazdık. Ama bu durumda da milletimizin karşısına anlı ak, başı dik, kalbi mutmain şekilde çıkarak 2023 hedeflerimizden, 2053 vizyonumuzdan söz edemezdik.
“HAMDOLSUN BU OYUNLARIN HEPSİNİ DE BOZDUK”
Türkiye bugün, eğitimden sağlığa, güvenlikten adalete, ulaştırmadan enerjiye, tarımdan şehirciliğe, her alanda dünya ile yarışacak altyapıya sahipse, bunu dayatmalara boyun eğmeye değil ısrarla kendi yolumuzda yürümeye borçluyuz. Türkiye bugün, 81 vilayeti ve 84 milyon vatandaşıyla sanayiden savunmaya, istihdamdan sosyal güvenlik ve desteklere kadar her alanda kendine güveniyorsa, bunu birilerinin ihsanına değil kendi emeğimize ve gayretimize borçluyuz. Türkiye bugün, bölgesinde ve dünyada yaşanan her krizde, her gelişmede siyasi, diplomatik, askerî, istihbari olarak gözlerin döndüğü, tavrının beklendiği bir ülkeyse, bunu sırtını sözde müttefik fiiliyatta köstek güçlere yaslamaya değil kendi imkânlarına, kendi yüreğine kendi bileğine borçludur.
Bugüne gelirken nelerle karşılaşmadık, neler yaşamadık ki. Milletimizi siyasi ve sosyal kaos çıkarma denemeleriyle birbirine düşürmek istediler. Ülkemizi diplomatik hançerler ve nice gizli açık oyunlarla tökezletmeye çalıştılar. Devletimize PKK’dan FETÖ ve DEAŞ’a kadar ne kadar terör örgütü varsa hepsini de üzerimize salarak diz çöktürmeye kalktılar. Ekonomimizi kur-faiz-enflasyon şer üçgenine hapis ederek bizi aşımızla, işimizle, evlatlarımızın geleceğiyle tehdit ettiler; hamdolsun bu oyunların hepsini de bozduk.
Son 3 yıldır ekonomide yaşadığımız dalgalanmalarla Türkiye gemisini belki biraz sarstılar, ama asıl amaçlarına ulaşamadılar. Serbest piyasa kurallarıyla, küresel ekonomi düzenlemeleriyle, ahlakla, vicdanla ilgisi olmayan her saldırıyı gereken tedbirleri alarak, savunma mekanizmalarını kurarak, sızıntıları engelleyerek bertaraf ettik. Geçtiğimiz yılın son aylarında yaşanan kur dalgalanmasının önüne de bu şekilde geçtik.
Bu arada ortaya çıkan yüksek enflasyondan ve hayat pahalılığından milletimizi koruyacak adımları da birer birer atıyoruz. Asgari ücretten memur ve emekli maaşlarına kadar çalışanların gelirlerinde yaptığımız artışlar bu adımlardan biridir. Enflasyondaki belli bir döneme mahsus arızi yükselişin kamburunu maalesef bir müddet sırtımızda taşımak mecburiyetinde kalacağız. İnşallah her yeni ayın bir öncekinden daha iyi olduğunu göreceğimiz bir döneme girdik. Tabi bu süreçte vatandaşlarımızın dile getireceği her şikâyete, her derde, her talebe kulağımız da, gönlümüz de sonuna kadar açık olacak.
“HAYAT PAHALILIĞINI YENME VAADİMİZİ DE YERİNE GETİRECEĞİZ”
Devletimizin tüm imkânlarını insanlarımızın emrine verdik, vermeyi sürdüreceğiz. Hep söylediğimiz gibi, 20 yıldır bu ülkenin ve bu milletin asırlık meselelerini nasıl biz çözdüysek, bugünkü sıkıntıların üstesinden de yine biz geleceğiz. Türkiye’yi yatırım, istihdam, üretim, ihracat ve cari fazla yoluyla büyüterek vatandaşlarımızı müreffeh, ülkemizi mamur, devletimizi güçlü hâle getirme sözümüzü tutmak boynumuzun borcudur. Milletimize verdiğimiz her sözü tuttuğumuz gibi, büyük ve güçlü Türkiye’yi inşa ederek diğer hedeflerimizle birlikte enflasyonu indirme, hayat pahalılığını yenme vaadimizi de yerine getireceğiz. Yeter ki bir olalım, iri olalım, diri olalım, kardeş olalım, hep birlikte Türkiye olalım; her şeyin anahtarı işte bu ahittir. Bu, diğer her türlü ayrımın, her türlü rekabetin, her türlü önceliğin üzerinde bir meseledir. Kendimizin ve evlatlarımızın geleceği için bu hususa diğer her şeyden fazla hassasiyet göstermemiz, sahip çıkmamız şarttır. Birliğimizi, beraberliğimizi, kardeşliğimizi sıkı tuttuğumuzda, Allah’ın izniyle ne terör örgütleri, ne ekonomik tetikçiler, ne siyasi muhterisler bu ülkeye de, bu millete de zarar veremez. Bölünürsek, birbirimize düşersek, istiklalimizin ve istikbalimizin sembollerine canımız pahasına sahip çıkmazsak, işte o zaman hâlimiz haraptır.
Son dönemde kimileri siyasi ve sosyal hassasiyetleri kaşıyarak, kimileri ekonomik sıkıntıların sebeplerini ve sonuçlarını çarpıtarak, kimileri millî ve manevi değerlerimize saldırarak Türkiye’nin bu büyük gücüne saldırıyor. Bugüne kadar başaramadılar, inşallah bundan sonra da başaramayacaklar.
Bu duygularla bir kez daha hepinize sevgilerimi, saygılarımı sunuyorum, kalın sağlıcakla.”