Selimpaşa’da sel felaketinin yaşanmasının üzerinden dokuz gün geçti, ancak hâlâ sulara kapılıp kaybolan 1.5 yaşındaki Dila’ya ulaşılamadı. Selimpaşa sahilindeki moloz ve çamur yığınları arasında kızını arayan baba Muharrem Manav isyanın eşiğinde: “Dokuz günde bir bebek bulunamaz mı? Dün sabah 8’de iş makineleriyle arama yapılacağını söylediler, kimse ortalıkta yoktu!”
Selimpaşa’daki selde sulara kapılan 1.5 yaşındaki Dila Manav’ı arama çalışmaları dokuzuncu gününde de sürüyor. Acılı baba Muharrem Manav ise olayın meydana geldiği Selimpaşa Denizkent Sitesi sahilindeki moloz ve çamur yığınları arasında kızını çaresizlikle aramaya devam ediyor.
Vatan Gazetesi'nde BURAK KARA imzasıyla yer alan habere göre; Muharrem Manav dokuz gündür süren arama çalışmalarından sonuç alınamamasına kızgın. İlk iki gün panik ve organizasyon eksikliği nedeniyle sağlıklı çalışma yapılamadığını belirten Manav, ekiplerin aramaya geç başladıklarını söylüyor: “İlk iki gün panik nedeniyle aramalar sağlıklı yapılamadı. Aramalar tam anlamıyla başlayınca da her şey için artık çok geçti. Ben kendi imkanlarımı da aramalara kattım ama bir sonuç alamadım. Kiraladığım 21 dalgıç bölgeye geldi fakat belediye ekipleri dalgıçlara çalışmaları için izin vermedi. 1 kilometre karelik bir alanı hakkını vererek tarayamadılar. Kim bilir kızım nereden çıkacak?”
Nasuh Mahruki’yi aradım
Muharrem Manav umut olarak gördüğü Nasuh Mahruki’ye de ulaştığını ve kendisinden kızı Dila için yardım istediğini söylüyor: “Mahruki’ye durumu anlattım. Orada iki enkaz olduğunu, denizde aramalar yapıldığını ve bu aramaların yetersiz olduğunu ilettim. Mahruki bana ‘Orada kurtaracak bir şey yok. Belediye enkaz çalışmalarına katılmamız için bize izin vermiyor. Hem kurtaracak bir şey olsa ordu yığarım oraya. Muharrem Bey sen bence duruma kendini hazırla’ dedi. Ben de ‘Kızım sularda kayıp, nasıl kurtaracak bir şey olmaz’ deyince cevap veremedi. Mahruki’nin gelmesi için 50 ev mi yıkılması gerekiyor?”
Artık çıldırmak üzereyim
Muharrem Manav’ı çileden çıkartan son olay ise dün sabah yaşanmış. İtfaiye’den “Sabah 8’de iş makineleriyle arama yapacağız siz de orada olun” diye telefon gelmiş. Muharrem Bey de sabah erkenden Selimpaşa’ya gelmiş. Fakat iş makinesinin operatörü öğlen 12.30’a kadar iş başı yapmamış. Acılı baba, “Koskoca belediyede tek bir operatör mü çalışıyor? Artık belediyenin organizasyon yeteneğinden şüphe ediyorum. Travmayı atlattım ama yetkililerin davranışları beni çıldırtıyor. Aile terbiyem devlet büyükleri hakkında konuşmama izin vermez ama Sayın Erdoğan ve Topbaş burada bir yanlışın olduğunu artık görmeli. 9 gündür küçük bir kız çocuğu bulunamıyorsa bu ayıpta herkesin payı var” diye isyan ediyor.
Bir gün daha bitiyor...
Selimpaşa’da bir gün daha sona eriyor. Acılı baba karanlık sulardaki Dila’yı bırakıp hastanede yoğun bakımda olan eşi Arzu ve 6 yaşındaki kızı Azra’nın yanına dönüyor. Kim bilir bu dram daha kaç gün sürecek? Deniz, Dila’yı babasına ne zaman geri verecek? Tüm bu soruların cevabını belki de bir tek Marmara’nın karanlık suları biliyor...
‘Her taşın altına baktık’
İlk gününden beri Dila’yı arayan ekibin yetkilisi İstanbul İtfaiyesi Destek Hizmet Bölümü Müdürü Orhan Akyıldız, baba Muharrem Manav’ı teskin etmeye çalışıyor ve itfaiyenin görevini kusursuz yaptığını savunuyor. Akyıldız, “İnanın her taşın altına baktık. Aramalara 2-3 gün daha devam edeceğiz, ama tahminim Dila akıntıyla Marmara’ya sürüklendi, yoksa buradan çıkardı. Kim bilir cansız bedeni nereden çıkacak” diyor.