Doğu Anadolu Sanayici ve İşadamları Dernekleri Federasyonu (DASİDEF) Başkanı Mustafa Yıldız, referandumun ardından yaşanan süreçle ilgili olarak değerlendirmelerde bulundu. Referandum sonrasında ortaya çıkan sonucun, ülke ekonomisinin ve güven endeksinin olumlu seyretmesine yol açtığını söyleyen Yıldız, buna karşılık aşırı iyimserlik beklentisinin, reel piyasalarda daralmaya yol açmış gibi göründüğünü dile getirdi.
Yıldız, “Kriz döneminde yaşanan nakit sıkıntısı yeniden kısmi olarak yaşanmaya başladı. Çek ve senet oranlarındaki karşılıksız çıkma oranı da, bir nebze yükselmeye başladı. Çek Kanunu’ndaki değişiklikten sonra, çek alımının zorlaşması piyasalara olumsuz şekilde yansımış durumda. İlerleyen süreçte bunun daha dengeli bir hale gelmesi bekleniyor.” dedi.
Referandum sonrası aşırı iyimserlik bekleyen bazı kişi ve kuruluşların, piyasalarda nakit daralmasına yol açtığını anlatan Yıldız, “Uluslararası kredi derecelendirme kuruluşları, Türkiye'nin notunu 'durağan’dan 'pozitif’e çevirip, büyüme hedefini yükseltmeye devam ediyorlar.” diyerek, Uluslararası Para Fonu'nun (IMF)’nin Ekim ayı dünya ekonomik görünüm raporunu da açıkladığını kaydetti. Bu rapora göre Avrupa ülkeleri arasında yer alan Türkiye’nin, 2010 yılı büyüme öngörüsü ışığında, en fazla büyüme kaydetmesi beklenen ülke konumunda olduğunu belirten Yıldız, “Ülkemizin 2009 yılında yüzde oranında daralan gayrisafi yurtiçi hasılasının (GSMH) bu yıl yüzde 7,8 gibi önemli bir oranda büyüyeceği hesap edilmiş durumda. İçteki güven duygusu dışarı da daha fazla etkisini gösteriyor. Bu beklenti ve gidişattan dolayı, büyük sermayenin önemli bir kısmının borsaya kaydığı gözleniyor. Borsa tüm zamanların rekorunu kırarak, 67 bin seviyesine ulaştı. Borsaya önemli ölçüde yabancı para girişi oldu.” ifadelerini kullandı.
Orta seviyeli ve küçük Türk Lirası birikimlerinin ise, döviz fiyatlarındaki düşüş beklentisiyle kenarda tutulduğunun hissedildiğini anlatan Mustafa Yıldız, “Elinde döviz bulundurup, nakde ihtiyacı olanlar, daha fazla düşüş beklentisi nedeniyle ellerindeki dövizleri bozdurmaya yönelmiş durumdalar. Aslında Türk parasının birden aşırı değerlenmesi, nakit piyasasını olumsuz etkiliyor ve sermaye hareketi yavaşlıyor. Dövizin daha çok düşmesini bekleyenler, parayı yastık altında veya başka şekilde muhafaza ediyorlar. Dünya genelinde dövizden, bir kaçış olduğu gözlenirken, altına doğru bir yöneliş var. Altının nerede duracağını kimse kestiremiyor.” dedi.
Borsa ve döviz fiyatlarının biraz dengelenmesinden sonra, piyasaların daha fazla rahatlayacağı öngörüsünde bulunan Başkan Yıldız, şunları kaydetti: “Bundan sonraki süreç, yatırımcıların ülkemize olan güvenini artıracak. Not artırımları ve ekonomideki güven yatırımcı fonların ülkemizi kaymasını hızlandıracaktır. Dünya Üniversitelerarası Kış Oyunları, Erzurum 2011 Universiade yılında, Erzurum'a ve ülkemize yapılacak yatırımların ciddi şekilde artması bekleniyor. Türk Lirasına duyulan güvenin artmasıyla birlikte, bankaların elinde aşırı şekilde likidite birikmiş gözüküyor. Bölgemizde bulunan bankaların geçen yılki mevduat büyüklüğü, 5,2 milyar TL iken, bu miktarın 2010 yılının ilk 6 ayında 6,2 milyar TL'ye ulaştığı ifade ediliyor. Aylık kredi oranlarında da, çok ciddi bir düşüş yaşanıyor. Güçlü ve kurumsal firmalar için, kredi oranlan 0,60 seviyesinde seyrederken, KOBÎ ölçeğindeki firmalar için bu oran 0,80 seviyesinde seyrediyor. Bu bakımdan, siyasilerimizin kısır çekişmeleri bırakarak, iş dünyasının, yatırımcıların moral ve motivasyonunu arttıracak çalışma yapmaları büyük önem taşıyor. Bu nokta da, bizim için önemli olan ve dikkat çekilmesi gereken diğer bir nokta, Dünya Üniversiteler Kış Oyunları’ndan dolayı Doğu Anadolu'ya yapılacak yatırımlardır. Siyasiler başta olmak üzere, resmi kuruluşlar, STK'lar ve işadamlarımız, bölgeye yapılacak yatırımlar konusunda daha fazla işbirliği ve çalışma yapmalı. Bu çalışma zayıf olduğu ölçüde, yatırımların bölge dışında başka şehirlere kayması muhtemeldir.”