ne yazık ki ortadoğu coğrafyasında 100 yıldır bir kısım kürtler batılı emperyalistlerin oyununa geliyorlar ve de hiç ders çıkarmıyorlar. hep aynı zokayı yutuyorlar. bu işten bir kısım aşiret liderlerinin ve toprak ağalarının da çıkarı var, tabii. bizim bir kısım solcularımız da (ÖDP, TKP, EMEP filan) yaşananların emeryalizmin bir oyunu olduğunu göremiyorlar, bir avuç ayrılıkçı ve terörist kesime destek veriyorlar. mesela tkp programını açıp okuyun (gerek usamlamaları, gerek dili bakımından lise kompozisyon ödevi seviyesinde bir metin): işverenleri kürt işveren, türk işveren diye ayırmayacakmışız. eyvallah! ama işçileri türk işçisi, kürt işçisi diye ayırıyorlar. yahu adamlar aynı inşaatta, aynı tarlada, aynı fabrikada bir arada çalışıyorlar. sen işçileri etnik kökenine göre ayırırısan, "dünyanın bütün işçileri birleşin" sloganının ne anlamı kalır? etnik kökeni bu kadar ön plana çıkarmak solculuk mu, yani? "türk işçisi" dediklerinin içinde de, etnik kökeni şu veya bu bir sürü adam var. ilkel bir anlayış bu. bu lafta solcuların "türk" deyince kanları donuyor. sakın ha, cız! mesela tkp programında "kürt" sözü "türk" sözünden çok geçiyor. bari "türkiye işçileri" filan deyin, birleştirici olun. onu da demiyorlar. tutturmuşlar bir kürtçülük, gidiyorlar. neymiş efendim, halkların kardeşliğiymiş, ulusların kaderlerini tayin hakkıymış, falan filan. ne yazık ki, meselenin özünü kavrayamamışlar, biçimiyle ilgileniyorlar..... bir kere, "kürt ulusu" diye bir ulus yok. kürtler bir ulus olabilseydi, gerçekten bir ulusal kurtuluş mücadelesi veriyor olsalardı, batılıların ipiyle kuyuya inmezlerdi. var mı böyle bir ulusal mücadele? sonra, aşiretlerden ulus mu olurmuş? emperyalizm ile ulusal mücadelenin kucaklaştığı nerede görülmüş? bir de "etnik milliyetçilik" diyorlar, o da yanlış. adını doğru koymak lazım: kürt şovenizmi. şoven hep karşısındakini de şoven bilir, öyle görür. onun için, biz ne desek, hemen atılıyorlar: ırkçılık yapma, milliyetçilik yapma, şovenlik yapma! temcit pilavı gibi "kürt= kart-kurt = türk" edebiyatı yapıp duruyorlar. iyi valla. sanki "kürt halkı" diye topyekün bir grup/halk varmış, sanki ülkede iç savaş varmış gibi bir hava estirilmeye çalışılıyor. kan durmalıymış. kardeş kanı durmalıymış. kan, terörden dolayı akmıyor mu? nerede iç savaş, allah aşkına? neyin barışı olacakmış bu "barış planı" ile hedeflenen? teröristlerle ve gürkan hacır beyin yazdığı gibi her zaman sayıları bir avuç olan ayrılıkçılarla mı barış masasına oturulacak? sayı önemli miymiş? demokratik haklar bakımından önemli değil, ama ayrılıkçı talepler bakımından önemli, tabii. bir alay kürt kökenli kişi tanıyorum, hiç bu güruhun talepleri gibi talepleri filan yok. neymiş, "kürt halkını" temsil ediyorlarmış. size kim temsil yetkisi verdi ki? yetkiyi nereden aldınız? meşruiyetinizi kim tanıdı ki? suriye yönetimini kim gayrimeşru ilan edip, kim "özgür suriye ordusu"nu meşru kabul etmişse onlar!... görevlisiniz, onu anladık. kimin görevlendirdiğini de anladık. ama kürt kökenli vatandaşlar adına konuşma, hak talep etme yetkiniz falan yok.... bdp eşbaşkanı selahattin demirtaş cnntürk'te "bir 90 yıl da hakim unsur olarak kürt milleti diyelim, kabul eder misiniz" demiş. niye edeyim? bir takım soyut kavramlarla, laf cambazlıklarıyla olacak işler değil bunlar. "hakim unsur"muş falan filan. laf olsun! mesela, kürtçeyi resmi dil mi yapacağız? halkın yüzde 90'ı, yüzde 95'i oturup kürtçe mi öğrenecek, siz "türkler" gibi hakim unsur olasınız diye? polemik, bütün bunlar. yani, sayılar 'önemli değil' değil. önemli. önemli olmasaydı, cia raporları kürtlerin sayısı üzerinde oynamazdı. gelecekte ikiz sözleşmeler doğrultusunda yapılacak olası ayrılıkçı bir referandumda da sayı aranmazdı. işlerine gelmeyince, "kelle sayısı önemli mi?" diye soruyorlar. aman, ne de demokratlar!... başta, "ortadoğu coğrafyasında 100 yıldır bir kısım kürtler batılı emperyalistlerin oyununa geliyorlar" dedim. evet, böyle. bugün kimi kesimlerin "ulusal kurtuluş mücadelesi" diye halka kakalamaya çalıştığı isyanlar "kürt isyanı" bile değildi. bunu görmek lazım. bunlar, kürt kökenli bir kısım vatandaşımızın emperyalistlerce kışkırtılmasıyla çıkarılan isyanlardı. çerkez ethem'in isyanı da "çerkez isyanı" değildi. bunu da görmek lazım.... bizde solculuk batıya ve batılı kavramlara öyle yamanmıştır ki, sosyal tarihimizi, ekonomi tarihimizi bile batılı modellere göre yorumlarız. bunun için bir "ulusların kaderlerini tayin hakkı" sözde "olgu"su da icat etmişizdir. irlanda'nın durumuna falan öykünüp "irlanda halkı" benzeri bir "kürt halkı" yaratmışızdır kafamızda. "kürt halkı" diye birşey yok, bir kesiminin kökeni kürt olan bizim halkımız var! kürt, türk, çerkes, abaza, boşnak... hepsi biziz. bizde sol, taklitçilikten kurtulamadı gitti.... türkiye halkına bu zokayı kimse yutturamaz. bu halkın içinde kürt kökenli kardeşlerimiz de var. bu da unutulmaya. neymiş efendim, ulusalcılar statükoyu sürdürme peşindeymiş. hangi statüko, allah aşkına? türkiye cumhuriyeti yalnız tasfiye edilmiyor, ülke bölünüyor. yurtsever olamak statükoculuk mu imiş? sevsinler, sizin kavramlarınızı, psikolojik savaş unsurlarınızı. kavramları işinize geldiği gibi tanımlayın, sonra da kalkıp siz şöylesiniz falan filan deyin. bu zokayı ben yutmam. türkiye halkı da yutmaz!